Başbakan Erdoğan Kayseri'de
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Tam bin yıldır bir olan, beraber olan birbiriyle kardeş olan bu halkların arasında kukla diktatörler giremez."
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Tam bin yıldır bir olan, beraber olan birbiriyle kardeş olan bu halkların arasında kukla diktatörler giremez. Şam ile İstanbul'un, Halep ile Kayseri'nin arasına girmek isteyenler bin yıldır olduğu gibi bugün de tarihin tokadını yemeğe mahkumdurlar" dedi.
Erdoğan, partisinin Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi'de düzenlenen Kayseri İl Kongresi'ndeki konuşmasında, millete hizmet yolculuklarında Kayseri'nin kendilerine yol arkadaşlığı, sırdaşlık, gönüldaşlık yaptığını belirtti.
Kayseri'nin hayır dualarının kendilerine ışık tuttuğunu ve rehberlik ettiğini bildiren Erdoğan, ahde vefalarından dolayı tüm Kayserililere teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, "Biz bu yola çıkarken ne demiştik- 'Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece' demiştik. Gideceğiz gündüz gece. 'Durmak yok yola devam' demiştik, yine aynen devam edeceğiz. Rabbimin lütufuyla son nefesimizi verdiğimiz ana kadar bu hizmet kervanı durmaksızın yoluna devam edecektir" diye konuştu.
Türkiye'ye çok büyük hizmetler kazandırdıklarını, büyük reformlar yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, hizmetlere ve reformlara hız kesmeden devam edeceklerini ifade etti. Türkiye'yi her alanda kat kat büyütüklerini ve büyütmeye devam edeceklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu uzun ince yolda yine birlikte yürümeye devam edeceğiz. El ele, kol kola, gönül gönüle Türkiye için hizmet etmeye, Türkiye'ye hizmet üretmeye devam edeceğiz. Kayseri bu kutlu yolculukta her zaman bizim için ilham kaynağı oldu. Biz, 12 Haziran seçimlerine girerken de Kayseri'den, Kayserili bir büyük ustadan, Kayserili büyük bir sanatçıdan yani Mimar Sinan'dan ilham aldık. 3 Kasım bizim için çıraklık dönemiydi, böyle dedik, 22 Temmuz bizim için kalfalık dönemiydi, 12 Haziran da bizim ustalık dönemimiz olacak dedik. İşte şimdi ustalık dönemini yaşıyoruz. Ustalık döneminde bir yılı yine başarılarla, yine hizmetlerle, yatırımlarla, reformlarla geride bıraktık. 14 Ağustos 2001'deki, 3 Kasım 2002'deki heyecanımızı hiç eksiltmeden, sevdamızı coşkumuzu, umudumuzu hiç azaltmadan eser üzerine eser koymaya devam ediyoruz. Ustalık dönemi ürünlerimizi kararlılıkla vermeye devam ediyoruz."
"Kayseri bizim nasıl bir millet olduğumuzun, nasıl bir tarihe, nasıl bir kültüre, nasıl bir medeniyete sahip olduğumuzun çok açık, net ifadesidir" diyen Erdoğan, Kayseri'yi bu konuda bir numune olarak nitelendirdi.
Kayseri'de Selçuklu'nun, Alaaddin Eretna'nın, Dulkadiroğulları'nın, Karamanoğulları'nın, Osmanlı İmparatorluğu'nun ve Türkiye Cumhuriyeti'nin izleri ve eserlerinin olduğuna değinen Erdoğan, "Kayseri bizim tarihimizin bir özetidir. Kayseri bu topraklarda verilen bağımsızlık mücadelesinin, özgürlük mücadelesinin, büyüme, kalkınma mücadelesinin en büyük şehridir, şahididir" dedi.
-"Eli kolu bağlı duramayız"-
Kayseri'den çıkan büyük bir sanatçının, mimarın, ustanın çok geniş bir coğrafyaları çil çil kubbelerle, kalem işi minarelerle, çeşmeler, kervansaraylarla ve medreselerle donattığını anlatan Erdoğan, sadece Anadolu'da değil, Mekke'de, Şam'da, Halep'te, Rodosçuk'ta, Budin'de ve Bosna Hersek'te de eserlerinin bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ustanın öğrencilerinin Hindistan'dan Bosna Hersek'e kadar çok geniş bir coğrafyada eserleri var. Şimdi bize ne diyorlar- 'Sizin Orta Doğu'da ne işiniz var-' Bize diyorlar ki, 'Sizin Afganistan'da, Lübnan'da, Somali'de, Kosova'da ne işiniz var-' Bize diyorlar ki 'Filistin'de, Irak'ta, Mısır'da, Libya'da, Tunus'ta, Bosna Hersek ile neden bu kadar ilgileniyor, oralara gidip geliyorsunuz-' Biz de onlara diyoruz ki, Kayserili büyük usta Mimar Sinan'ın gittiği her yere gitmek, onun eserlerini götürdüğü her yere ulaşmak, oralardaki kardeşlerimizi kucaklamak bizim boynumuzun borcudur. Biz, Mostar Köprüsü ağlarken, Drina Köprüsü ağlarken, Sinan Paşa Camii yıkık dururken, Fatih Sultan Camii oralarda boynu bükük dururken buradan onları seyredemeyiz. İşte onun için Mustafa Paşa Camii ile Üsküp'teyiz, biz Prizren'deyiz Sinan Paşa Camii ile, biz Mostar'dayız Bosna-Hersek'te bundan dolayı. Biz böyle bir ruh köküyle bağlıyız. Onun için eli kolu bağlı duramayız. Biz ta Karakurum'dayız. Niye Karakurum'dayız- Çünkü bu milletin kökünde oralar yatıyor. Lafa geldiği zaman 'Orhun Anıtları bizimdir' diyenler acaba Karakurum'un nerede olduğunu biliyor mu- Bilmez ama AK Parti iktidarı Karakurum'dan Orhun Anıtları'na 42 kilometre asfalt yolu döşemek suretiyle ruh kökünün ne olduğunu ortaya koyan bir iktidardır. Öyle lafla milliyetçilik olmaz. Mimar Sinan çok geniş bir coğrafyaya nasıl sadece eser taşıdıysa, nasıl sadece görkemli yapılar, bir medeniyet tasavvuru taşıdıysa aynı şekilde bizler de bugün aynı coğrafyaya barışı, dayanışmayı ve aynı coğrafyaya kardeşlik mesajlarını taşıyoruz."
-"Aradaki duvarları kaldırdık"
Türkiye'nin 2002'de 36 milyar dolar olan toplam ihracatının 2011'de 135 milyar dolara çıkarıldığını belirten Erdoğan, geçen ay sonu itibarıyla bu rakamın 140 milyar dolar olduğunu vurguladı. 2002'de Kuzey Afrika ülkelerine ihracatın 1,3 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, 2011'de bu ülkelere ihracatın 6,7 milyar dolara çıktığını söyledi.
Erdoğan, "Hadi de bakalım bana ne işiniz vardı sizin Kuzey Afrika'da diye. İşte ne işimiz olduğunu anla" diye konuştu.
MHP, DSP ve ANAP iktidarında 2002'de Güney Amerika ülkelerine ihracatın 121 milyon dolar olduğunu belirten Erdoğan, bu rakamın 2 milyar dolara çıktığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, "Nereden nereye geldik. Milliyetçi olduğunu iddia eden partinin, MHP'nin iş başında olduğu, hükümet ortağı olduğu dönemde Türkiye'nin Türk cumhuriyetlerine ihracatı 619 milyon dolar. Peki bugün ne- 5 milyar dolar. Yani ne demek, bire sekiz arttı" dedi.
-"Kimse kusura bakmasın, biz CHP değiliz"
İslam Konferansı Teşkilatı üyesi ülkelere 2002'de 5 milyar dolar olan ihracatın bugün 37 milyar dolara ulaştığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar nasıl oldu- Aradaki duvarları kaldırdık, aradaki engelleri kaldırdık, aradaki vizeleri kaldırdık. Yaklaşık 100 yıldır hasret içinde olduğumuz kardeşlerimizle kucaklaştık. Hasret giderdik, muhabbetimizi artırdık. Bu coğrafyada biz tam bin yıldır Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle, bölgedeki tüm etnik gruplarla Kudüs'ü, Bağdat'ı, Beyrut'u, Mekke ve Medine'yi, Şam'ı Halep'i hep birlikte savunduk. İstanbul'un, Ankara'nın, Kayseri'nin, Erzurum'un, Diyarbakır'ın başına bir şey geldiğinde Bağdat, Şam, Beyrut gözyaşı döktü. Mekke sevindiğinde, Medine sevindiğinde, Sana, Kudüs, Kahire sevindiğinde burada bizler de sevindik. Tam bin yıldır bir olan, beraber olan, birbirine kardeş olan bu halkların arasına kukla diktatörler giremezler. Şam ile İstanbul'un, Halep ile Kayseri'nin arasına girmek isteyenler bin yıldır olduğu gibi bugün de tarihin tokadını yemeğe mahkumdurlar. Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Kardeşlerimizin kanı akıtılırken kimse bizden sessiz kalmamızı bekleyemez. Rejim orada kardeşlerimizin kanını dökerken kimse bizden o rejime karşı sessiz kalmamızı beklemesin. Kimse kusura bakmasın, biz CHP değiliz."
"-İşte kongre bu"-
Salondakilerin sevgi gösterilerine, "İşte kongre bu" diye karşılık veren Erdoğan, gençlerin tezahüratlarına da "Evvelallah böyle bir gençlik olduktan sonra, böyle bir dinamizm olduktan sonra, dosdoğru bir yolda yürüyen bir gençlik olduktan sonra AK Parti evvelallah dimdik ayaktadır" sözleriyle karşılık verdi.
Çalışmalarından dolayı AK Parti Kayseri İl Teşkilatına da teşekkür eden Erdoğan, sevgi gösterilerine üzerine "Bu kongreyi Kayseri Şehir Stadı'nda niye yapmadık- Dün Ankara'da statta yaptık, Şanlıurfa'da statta yaptık, İstanbul öyle, ama Kayseri'de biz bunu statta yapmalıydık. Neyse bunun rövanşını alırız" diye konuştu.
(Sürecek)
Muhabir: Sarp Özer/Kadir Karakuş
Yayıncı: Tolga Özgenç - KAYSERİ