Başbakan Erdoğan: İnsana Borsada İşlem Gören Bir Meta Olarak Asla Bakmadılar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yatılı okulda eğitim gördüğü dönemde durumu kötü olan arkadaşlarının imdadına hayır severlerin yetiştiğini vurgulayarak, "Çoğunun kim olduğunu ne biz bildik ne de o arkadaşlarımız bildi. Kendilerini hiç göstermediler. Sağ elleri ile verdiklerini sol elleri hissetmedi. Verirken de hiçbir ayrım yapmadılar. "Bu bizden, şu sizden' diye bir ayrıma tabii tutmadılar "Verdik karşılığını alırız' demediler. "Sizi biz okuttuk, siz artık bizim bir neferimizsiniz' demediler. İnsana borsada işlem gören bir meta, üzerine yatırım yapılabilinir bir yatırım aracı olarak asla bakmadılar. Buradan ne kazanırız hesabına asla girişmediler" dedi.

Başbakan Erdoğan, Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde İlim Yayma Vakfı'nın 40. Yılı nedeniyle düzenlenen programına katıldı. Burada yaptığı konuşmada, bugünün çocuklarının ilim tahsil etme ve bilgiye ulaşmada şanslı olduklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye'de üniversitesi olmayan il kalmadığını söyledi. Bu durumu eleştirenler olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ama imkansızlıklar sebebiyle üniversiteye gidemeyen o yavruları göremeyenler vardı. Ama şimdi artık, "ben belki İstanbul'da okuyamayabilirim ama Hakkari'de okurum' diye üniversite yolunu görenler var" diye konuştu.

-"SANKİ 9 AY 10 GÜN KARNINDA O TAŞIMIŞ ONU"-

İmam Hatip liselerinin orta kısımlarının kapatılmasıyla damarlarından birinin kesildiğini anlatan Erdoğan, "İşi biliyorlardı. Diyorlardı ki "burayı şöyle bir kapatırsak, kesersek bu ülkede' Asıl kendileri için tehlike adlettikleri konu ki Son günlerde maalesef bizleri çok üzen konu ve dediler ki "biz bu işi çözeriz' ve bu adımı attılar. Adımı attılar ama onların tuzakları varsa, onların hesapları varsa o tuzakların üzerinde, o hesapların üzerinde rabbimin de bir hesabı vardı. O hesap tecelli etti" diye konuştu.

Bir imam hatip lisesi mezunu olarak istediği okula giremediğini anlatan Erdoğan, çocuklarının da istediği üniversitede okuyamadığını söyledi. 28 Şubat sürecinden günümüze kadar geçen sürede çok ciddi bir ara olduğunu söyleyen Erdoğan, bu bedelin Türkiye'ye çok ağır olduğunu söyledi.

4+4+4 eğitim sistemi ile imam hatiplerin orta kısımlarının da açıldığını belirten Erdoğan, velilerin çocuklarını imam hatiplerin orta kısımlarına göndermeye başladığını aktardı. Orta kısımlara imam hatip öğrencilerin gitmeye başlamasının Türkiye'ye bir şey kaybettirmediğini vurgulayan Erdoğan, "Bırakın nereye gönderecekse anne-baba yavrusunu oraya göndersin. "Efendim tercih etme hakkı çocuğun' Yav çocuk neyi tercih edecek? 6 yaşındaki çocuk neyi tercih edecek? Bırakın bu işi anne-babaya, sen misin sorumlusu? Sana ne yav, nereye gönderecekse göndersin. Sanki 9 ay 10 gün karnında o taşımış onu. O anneye takdir yetkisi vermiyorsun, o takdir yetkisini kendinde buluyorsun" ifadelerini kullandı.

-"KİME ZARARI VAR?"-

Harçları kaldırdıklarını, bursları artırdıklarını ve KYK yurtlarında kalan öğrencilere yardım yaptıklarını söyleyen Erdoğan, geri çevirme olmaksızın herkese burs veya kredi verildiğini belirtti. Erdoğan, 1 milyon 250 bin civarında öğrencinin kredi veya burs aldığını vurgulayarak, 3 yıl içinde öğrencilere tablet dağıtılacağını ve akıllı tahta uygulamasına geçileceğini, öğrencilerin artık kitap taşımak zorunda kalmayacaklarını anlattı.

Kamuda başörtülü çalışanlar ile başı açık olan çalışanların "gayet muhabbetle bu işi yürüttüklerini" belirten Erdoğan, "Okulda öğrencilerimiz, yavrularımız gidiyorlar-geliyorlar kime zararı var? Yok" dedi. 28 Şubat sürecinde ağır bunalımların içine girenlerin olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bunların hesabını kim verecek ya. Bunlar mahkeme kapılarına gidemediler. Gitseler bile onlar mahkeme kapılarından, önyargıyla onlara bakanlar sebebiyle boş çevrildiler. Bunları yaşadık bu ülkede. Bu ülkeye, bu yakışıyor muydu? Maalesef bu bedeli, bu çileyi bu insanlara ödettiler. Hamd olsun biz bu zulüme son verdik" şeklinde konuştu.

-"BİZE HOCA YETİŞTİRİN"-

Meslek liselerinin ve imam hatip liselerinin kapılarındaki kilitleri kendilerinin kaldırdığını söyleyen Erdoğan, "Şimdi yeni yeni bazı kutsallar üretiliyor. Şimdi ben bu kutsalları üretenlere diyorum ki "siz bu kutsallarınızı bir kenara koyunda bakın şuanda normal düz orta liselerde seçmeli olarak Kuran-ı Kerim dersi var. Seçmeli olarak Siyer-i Nebi var. Seçmeli olarak din kültürü ve ahlak bilgisi dersi var.' Buyurun, böyle bir şey var mıydı ya? Kimin aklına gelirdi? Şimdi bu imkanlar var" diye konuştu.

Siyer-i Nebi ve Kuran-ı Kerim derslerini okutmakta kendilerinin zorluk çektiğini belirten Erdoğan, "Ben şimdi İlim Yayma olsun diğer vakıflar olsun onlara sesleniyorum, "bize hoca yetiştirin, hoca.' Bak hoca noktasında sıkıntımız var. Biz oraya gönderecek hoca bulamıyoruz" diye konuştu.

-" "SİZ ARTIK BİZİM BİR NEFERİMİZSİNİZ' DEMEDİLER"-

İlim Yayma Vakfı gibi birçok kuruluşun gençlerin ilim tahsili kazanması ve imanla buluşturmak için çok çetin bir mücadele verdiklerini söyleyen Erdoğan, "Gayeleri para kazanmak değildi. Gayeleri, makam, mevki, rütbe, şöhret elde etmek değildi. Güç peşinde koşmadılar. İktidar peşinde koşmadılar. Onlar bir orantısız güç olalım demediler. Sadece "ben' demediler, onlar "biz' dediler. Bunun için ben İlim Yayma'yı kutluyorum, tebrik ediyorum. Menzile kilitlenip yolun önemini unutanlardan olmadılar. Bizim medeniyetimizde unutulmaması gereken sona derece özlü bir söz vardır. Gayret bizden tevik Allah'tan. Bir işe başlarken, kolları sıvarken hep bunu söyleriz. Bu söz bu anlayış, son derece önemlidir" diye konuştu.

"Menzile varma gayesinin sarhoşluğuna aldanıp, yoldan sapmayacak meşru olandan da taviz vermeyeceksin" diyen Erdoğan kendilerinin başlamakla ve yürümekle mükellef olduğunu, gerisinin Allah'ın takdiri olduğunu belirtti. Tek derdi hedefe ulaşmak olanların hem yoldan hem menzilden olacağını söyleyen Erdoğan, hayırlı bir niyetle yola çıkılması halinde sonucun da hayırlı olacağını vurguladı. Sayının çokluğundan ziyade niteliğini önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, tek bir kişinin tarihin akışını değiştirebileceğini söyledi.

Yatılı okulda eğitim gördüğü dönemde durumu kötü olan arkadaşlarının imdadına hayır sevenlerin yetiştiğini belirten Erdoğan şöyle konuştu:

"Çoğunun kim olduğunu ne biz bildik ne de o arkadaşlarımız bildi. Kendilerini hiç göstermediler. Sağ elleri ile verdiklerini sol elleri hissetmedi. Verirken de hiçbir ayrım yapmadılar. "Bu bizden, şu sizden' diye bir ayrıma tabii tutmadılar "Verdik karşılığını alırız' demediler. "Sizi biz okuttuk, siz artık bizim bir neferimizsiniz' demediler. İnsana borsada işlem gören bir meta, üzerine yatırım yapılabilinir bir yatırım aracı olarak asla bakmadılar. Buradan ne kazanırız hesabına asla girişmediler. İnanın onları, o hayırseverleri bir Allah biliyor bir de kendileri. Çünkü onlar şunu da çok iyi biliyor. Bir gün biri çıkıpta, "o hayırseverlerden Allah razı olsun' dendiğinde o dua onlara mutlaka ulaşıyor ve onlar bunu biliyor. Evet Allah onlardan razı olsun."

-"SÜTE SU KARIŞMASI"-

İlimin bir gönül işi olduğunu söyleyen Erdoğan, ilim paylaşımının da bir gönül işi olduğunu söyledi. İlim tahsilinin gönül işinden çıkarak hesaba kitaba bürünmesi halini ise "süte su karışması" olarak nitelendiren Erdoğan, "Orada süt mendilden damlamaya, hayr olan niyet Allah korusun şerre dönüşmeye başlar. Evet biz böyle isimsiz kahramanlar sayesinde bu günlere ulaştık. Bugün siyasette o isimsiz kahramanların mirasını, onların öğütlerini yerine getirmeye çalışıyor, bu şekilde onlara karşı ahde vefa içinde olmaya gayret ediyoruz. 76 milyon arasında hiçbir ayrımı kabul etmiyoruz. Bize oy verene hizmet etmek, oy vermeyene sırtımızı dönmek gibi bir hatayı asla kabul etmiyoruz. "Bu bizdendir, bu bizden değildir gibi' hizmet etmenin millete hizmetkar olmanın tabiatına, ruhuna aykırı bir tavır içine girmiyoruz" diye konuştu.

İyiliğin değerini mutlaka birinin bileceğini söyleyen Erdoğan, hiçbir ayrım yapmadan, karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek yürümeyi sürdüreceklerini kaydetti. Erdoğan kardeşliklerinin daim olmasını Allah'tan niyaz ederken, "Allah, fitne, fesat gibi bu büyük tehlikelerden bizi Ya Hafız ismi şerefine bizi muhafaza eylesin" dedi. Erdoğan, İlim Yayma Vakfı'nın 40. Yılını kutladı ve vakfın kuruluşunda emeği geçenlere şükranlarını sundu.