Başbakan Erdoğan(1): "Chp Darbelerin Küvözünde Üremiştir"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de darbelerden sadece CHP'nin nemalandığını belirterek, "Bu ülkede darbelerin küvözünde sadece CHP üremiştir" dediBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de darbelerden sadece CHP'nin nemalandığını...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de darbelerden sadece CHP'nin nemalandığını belirterek, "Bu ülkede darbelerin küvözünde sadece CHP üremiştir" dediBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de darbelerden sadece CHP'nin nemalandığını belirterek, "Bu ülkede darbelerin küvözünde sadece CHP üremiştir" dedi. Camilere ilişkin 9 belge açıklayan Başbakan Erdoğan, "Biz CHP döneminde camilerin satıldığını, ahıra çevrildiğini söylediğimizde Kılıçdaroğlu bizi şiddetle reddetti. ya Kılavuzu değiştir yada otur dizinin dibine sana CHP'nin geçmişini anlatsın" diye konuştu.
Partisinin TBMM grubunda konuşan Başbakan Erdoğan, yine askeri müdahalelere ilişkin çeşitli değerlendirmeler yaptı. Siyasetin hesap vereceği makamın TBMM olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, "Kendisini milletin yerine koyarak, kendisini TBMM'nin yerine koyarak hiç kimse gayri meşru hukuk dışı yöntemlerle siyasetçiyi hesaba çekemez, cezalandıramaz" dedi.
-"27 MAYIS'A SU TAŞIDILAR"-
Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
"CHP, 27 Mayıs'ın öncesinde müdahaleye su taşımış, 27 Mayıs'ın hemen ertesinde de alkış tutmuş hatta silahlı güçlere emrinizdeyim diyerek, müdahale karşısında el pençe divan durmuştur. CHP bugün dahi 27 Mayıs darbesinin ilerici bir darbe olduğunu savunarak, gaflet ve delaletinden bir adım bile ileriye gidemediğini zaman zaman göstermektedir.
Bakın şu son dönemde, gerek 12 Eylül gerek 28 Şubat'la ilgili CHP birbiriyle çelişen açıklamalar yapıyor. Doğrudan darbeleri eleştiremeyen, müdahaleye karşı olduğunu söyleyemeyen CHP, adeta minderden kaçıyor. "Darbelere karşıyım ama' diye başlayan her ifade doğrudan doğruya darbeleri meşrulaştırmaktır. Hastalıklı ruh halinden başka bir şey değildir. Çıkıyorlar, televizyonlarda gazetelerde, "ama o günkü hükümette çok hata yaptı' diyerek meseleyi meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
İntikam kavramıyla kırdığı potu düzeltmeye çalışan CHP lideri, CHP'nin her türlü müdahalenin karşısında duracağı konusunda samimi bir duruş sergilememiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, Ömer Seyfettin'in Pembe İncili Kaftan hikayesinden bahsediyor. Okumuş mu okumamış mı bilmiyorum. Bu hikayeyi birinin ona özetleyip anlatmasına ihtiyacı var. Ak Parti'nin dış politikası Pembe İncili Kaftan'da bahsedilen hayaldir. Yani el pençe divan duran bir hükümet değil. Yani Şah İsmail'in önünde sağında solunda oturacak bir yeri olmadığını görünce, büyükelçinin kendisinin pembe incili kaftanını serip onun üzerine oturması ve çıkarken almadan çıkması ve askerler onu getirdiğinde "Osmanlı'nın elçileri bile tekrar omuzlarına almaz' diyecek kadar asaletli elçilerdir. İşte Ak Parti dış politikada hayali gerçeğe dönüştürmüştür.
Türkiye Osmanlı'nın ahvadı olduğunu her zeminde göstermiştir. Bize 'Pembe İncili Kaftan'ı okumamızı tavsiye edenler kendisi okusun."
-"CHP DARBELERİN KÜVÖZÜNDE ÜREMİŞTİR"-
Kılıçdaroğlu'nun bir Amerikalı yazarın "kuyruğuna takılıp İsrail'de düşünce özgürlüğünün olduğunu söylediğini" hatırlatan Erdoğan, İsrail'in Nobel ödüllü Günter Grass'a koyduğu ülkeye giriş yasağını izah etmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu'nun Suriye'deki Baas rejimiyle aynı kafayı taşıdığını belirten Erdoğan, "Bize dış politikada öneride bulunamazsın. Sen BAAS'çısın. Çok açık net ortada. Gitsin kendisi önce "Diyet' adlı hikayesini bir okuyuversin. Orayı okursa sayın Kılıçdaroğlu bizzat kendisini görecektir. Geçmişiyle yüzleşmediği sürece geçmişin diyetini ödemediği sürece, Kemal Kılıçdaroğlu darbelere karşı çıkamaz" dedi.
Erdoğan şunları söyledi:
"Bu ülkede darbelerin küvözünde sadece CHP üremiştir. CHP'den başka hiç kimse darbelerden nemalanmamıştır. Daha ilk günden 28 Şubat soruşturmasının başladığı anda intikam kelimesini telaffuz edenler, samimiyetlerine kimseyi ikna edemezler. Biz intikam duygusu içinde asla değiliz. Süreç hukuki bir süreçtir.
İki tane kitaptan yola çıkarak 1940'lardan binlerce kitabın yasaklanmasını meşru göstermeye çalışmak yüzsüzlüktür. Karanlık geçmişinizle gurur duyabilirsiniz, bir şey diyemeyiz. Ama zulüm ve baskıyla dolu geçmişinizi meşrulaştırmaya kalkarsanız biz de size belgelerle gerekli cevabı veririz.
-"BİZ BELGELERLE KONUŞURUZ"-
Biz CHP döneminde camilerin satıldığını, ahıra çevrildiğini söylediğimizde Kılıçdaroğlu bizi şiddetle reddetti. Ben bu zatın kılavuzunun kim olduğunu bilmiyorum. Bununla kalmadı değerli bir bilim adamı olan Diyanet İşleri Başkanı'mıza son derece münasebetsiz bir üslupla dil uzattı.
Şimdi burayı Kılıçdaroğlu'nun özellikle dinlemesini, bilmeden konuştuğu tarihini öğrenmesini tavsiye ediyorum. Kılıçdaroğlu'nun bir yol arkadaşı var. Eski Başbakan, eski Cumhurbaşkanı. Bu zat şapkasını kaptırmaz, şapkasını alır gider ama, 12 Haziran seçimlerinde Kılıçdaroğlu ile al takke ver külah yapmaktan kaçınmadı. 28 Şubat'ın özenle dışında tutulmak istendiğini bu zat, 1966'da CHP'nin camileri kapattığını ifade ediyor. 12 Ekim 1966'da bakın çok enteresan, bugün Kemal Kılıçdaroğlu gibi İnönü aynen şunları söylüyor 'Acaba cumhuriyetin hangi devrinde, camiler kapalı ve ibadet yasak olmuştur. Hiçbir zaman olmamıştır' diyor. Bugün Kılıçdaroğlu ne diyorsa o gün İsmet İnönü onu söylüyor. Dün dündür, bugün bugündür derse bilemem."(ANKA/DEVAM)
(ÜNS/ZHR) - Ankara