Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Başbakan Davutoğlu'ndan Demirtaş'a Çok Sert Suçlama: Katil Görmek İstiyorsa Kandil'e Doğru Dönüp...

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

– BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerine çok sert suçlamalarda bulundu.

– BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerine çok sert suçlamalarda bulundu. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Ankara saldırısı sonrasında 'Katil devlet' diye meydanlarda bağırdığını belirten Davutoğlu, "Katil görmek istiyorsa Kandil'e doğru dönüp oraya baksın. Biz bu devleti kudretli ve şefkatli kıldık" dedi.

ŞEHİT EVİNİ ZİYARET ETTİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, saat 15.30 sıralarında geldiği Trabzon'da Aydınlıkevler Mahallesi'ne giderek önceki gün toprağa verilen şehit Astsubay Samet Çakır'ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Daha sonra Atatürk Alanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Başbakan Davutoğlu, Hakkari Dağlıca'da şehit olan Samet Çakır'ın evini ziyaret ettikten sonra miting alanına geldiğini belirterek şunları söyledi:

"Kurban Bayramı'nda Dağlıca'daydım. Samet kardeşimin bulunduğu birlikteki askerlerimizle karavanaya kaşık sallamıştık. Buradan yiğit askerlerimize selam ediyorum. Bilsinler ki Samet kardeşimiz gibi niceleri bu toprak için son nefesine kadar mücadele ederken, biz de kim ne fitne yaparsa yapsın bu ülkenin bir santimetrekare toprağında dahi operasyona, bölünmeye, ihanete izin vermeyeceğiz. İnşallah bütün bu acı günler geçer. Ama bu ülkenin evlatlarının yaptığı fedakarlıklar unutulmaz. Bu ülke Edirne'den Hakkari'ye kadar bir bütündür. Bu ülke 78 milyonuyla tek bir yürek, tek bir kalp, tek bir zihin ve tek bir vicdandır. Bu toprakların her köşesinde şehitlikler var. Bu ülkenin istiklali ve istikbalini savunmak için nice yiğitler şahadet şerbeti içti. Bu ülke dimdik ayaktaysa canı pahasına ülkesini savunan yiğit evlatların sayesindedir. Tuzakları kuranlar bir şeyin hesabını yapamıyorlar. Bu ülkenin istikbalinden, istiklalinden vazgeçeceğini sanıyorlar. Bu milleti hiçbir şart altında zillet içinde yaşamaya kimse mahkum edemez. Yakarak, yıkarak, öldürerek bizden taviz koparmak isteyenler asla başarılı olamayacaklar. Kim bu kirli oyunların içindeyse çok yakında hepsinin hesabını soracak ve hepsini adalete teslim edeceğiz. Ne olursa olsun terör bu topraklardan temizlenecek. Dağlıca ve Yüksekova da dahil olmak üzere, bu ülkenin dağlarının her köşesinden, yaylalarından, ovalarından terör son ferdine kadar temizleninceye dek mücadelemiz devam edecek."

"NE YAPTIĞIMIZI ÇOK İYİ BİLİYORUZ"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, siyasi partilerin hepsinin bir köşeye çekildiğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Ama biz meydanları kimseye bırakmadık, bırakmayacağız. Terör örgütü, hedeflerine ulaşamamanın hıncı içinde saldırıyor. Aslında bu kısır döngü içinde kendisini sokan bir akrep gibi kaçınılmaz sonlarını hazırlıyorlar. Kimsenin şüphesi olmasın ki ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. 23 Temmuz'da Suruç katliamı, ardından Ceylanpınar'da iki polisimizin uyurken şehit edilmesi, askerimizin Adıyaman'da şehit edilmesi sonrasında net bir talimat verdik. 'Madem ki puslu havayı seven bu çakallar meydana çıkmıştır, o çakalları sonuna kadar kovalayacak ve bu topraklarda barındırmayacaksınız' dedik. Asrın barış projesini hayata geçirirken de ne yaptığımız biliyorduk, şimdi hak edene hak ettiği dilden cevabımızı verirken de ne yaptığımız biliyoruz. Biz asırlarca kardeşçe bir arada yaşamış millet olarak aramızdaki bağı daha da güçlü hale getirecek her adımı her zaman atmaya devam edeceğiz. Kardeşliğimizi bu topraklarda hem hakim ham kaim kılacağız. Kardeşliğimize fitne sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Hukuk devletinin sınırları içinde her türlü tedbiri alırız. Ulu dağlarımızı, Cudi'ye, Tendürek'i, Ağrı'yı, bu teröristlerden mutlaka temizleyeceğiz. O dağlar, aynen Zigana dağları gibi vatanımızın özgür dağları olarak ebediyen vakarla göğe yükselecek. Bu katiller, bu alçaklar mutlaka yaptıklarının hesabını adalete verecekler. Bu ülkenin her yerinde huzuru, güveni, istikrarı sağlayacağız. Ne özgürlüklerden vazgeçeceğiz ne güvenliğimizden taviz vereceğiz ne de bu albayrağı bir santim dahi gökyüzünden yere indireceğiz."

"SİZİN TÜRKİYE'NİZDE YAZAR KASA, BİZİMKİNDE UYDU FIRLATILIYOR"

Davutoğlu'nun konuşmasının bir bölümünde, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde bir okulda Türk bayrağını göndere çeken çocukların olduğu video gösterildi. Davutoğlu, "İzlemeyenler internete girip baksınlar. İşte Diyarbakır bu, işte Diyarbakırlı yiğitler bunlar. Diyarbakırlı'nın kalbinde bu al bayrak sevgisi varken, Diyarbakır Ulu Cami'de Kabe'ye dönüp millet için birlik beraberlik için dua edenler varken bu millet hiçbir zaman bölünmeyecektir. İçeriden, dışarıdan yıpratılmaya, durdurulmaya çalışılmasına rağmen Türkiye yükselişini sürdürüyor. Sizin Türkiye'nizde yazar kasalar, Anayasa kitapçıkları fırlatılıyordu. Şimdi 2 gün önce olduğu gibi uzaya uydu fırlatıyoruz" dedi.

"BAHÇELİ'Yİ SİYASİ NEZAKETE DAVET EDİYORUM"

CHP ve MHP'yi koalisyon kurmayarak görevden kaçmakla suçlayan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Görevden kaçmak için her biri bir bahane buldu. Biz ise üstümüze düşen ne varsa yaptık. Bir an bile ülkeyi sahipsiz bırakmadık. Sayın Bahçeli terörle mücadele alanında bizi yalnız bıraktı. Milletin emrine, 'hayır' dedi. Kenardan ahkam kesti. Önce her şeye 'hayır' dedi, bakan vermedi. Neden kaçtı biliyor musunuz? Yiğitler Dağlıca'da terörle mücadele ederken onlar hükümette yer almaktan kaçtı. Şimdi de yine televizyonlarda siyaset yapacağına aileler üzerinden iftiralarda bulunuyor, aileleri karıştırarak siyaset yapmaya kalkıyor. Sayın Bahçeli'yi bir kez daha siyasi nezakete ve bu zor dönemlerde her şeyden önce karşılıklı saygı ve hürmete davet ediyorum. Ama bize yapılan saygısızlığı da karşılıksız bırakmayız.

Cumhurbaşkanımızın ailesine yönelik olarak yapılan her saldırıyı o büyük makama saygısızlık olarak görüyoruz. Mertçe mücadele edelim ama aileler üzerinden karşılıklı yıpratmalarla ülkenin geleceğinin tartışıldığı günlerde içeride yeni sıkıntılara mahal vermeyelim."

"BUNLAR ÇÖKMEYE ALIŞIK"

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Davutoğlu, bu sırada 'yuh' çeken kalabalığı susturarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Neyse yuhalamayın. Ama onlara inşallah sandıkta en güzel dersi vereceksiniz. 1 Kasım'da, 'hayır' diyenlere, blok siyaseti yapanlara dersini veriyor musunuz? Kılıçdaroğlu, milletimizin yüzde 41 oy verdiği AK Parti'yi hükümet hesaplarının dışında bırakmak istedi. Bunun adına da blok siyaseti dediler ama blokları çöktü. Millete dayanmayan ne blok ne duvar kalır. Hepsini çökertiriz. Bunlar aslında çökmeye alışık. Cumhurbaşkanı seçiminde kurdukları çatı da çökmüştü. Temeli olmayanın çatısı olur mu? Hepsi görevden kaçtılar, sorumluluktan kaçtılar. Ellerini taşın altına koymadılar. Bizim MHP'den CHP'den farkımız var. Onlar rahat koltuklarında konuşurlar. Geceleri uykuları kaçmaz. Sabahleyin de, 'hükümet şunu yapsın, bunu yapsın' diye kendilerince fikirlerde bulunurlar. Ama milletin verdiği ev ödevini de yapmazlar. Onlar köşelerinde uyurken, bu milletin istikbali için çalışıyoruz."

HDP'YE ÇOK SERT ELEŞTİRİ

HDP'yi de eleştiren Başbakan Davutoğlu, "Malum parti, artık ismini bile zikretmeyeceğim. Utanmadan, sıkılmadan, 'biz sırtımızı Kandil'e yasladık' diyenler meydana çıktığında MHP ve CHP meydanda yok. Biz her vilayete gidip Kandil'e sırtını yaslayanlara hesap sorarız. Sayın Bahçeli sadece köşesinde oturur, terörle mücadele konusunda iddialı sözler söyler, 'hadi gel' dediğimizde, 'siz yapın, ben buradan seyredeyim' der. Kılıçdaroğlu hükümette yer almaz. Bunların bugün kendini demokrasi kahramanı gibi göstermeye çalışan lideri, Kobani olaylarında kitleleri sokağa çağırdı. 50 insanımız hayatını kaybetti. Şehirlerimiz talan edildi. Ardan nice zaman geçti, üzerinde oluşan toplumsal baskının etkisiyle, terleye terleye, ıkına sıkıla özür diledi. 50 cana karşı bir kuru özür. Bu millet bunu unutmaz. Bugün de çıkmış, daha Ankara'da saldırıda vatandaşlarımızın cenazeleri yerde yatarken, 'Katil devlet' diye meydanlarda bağırdı. Katil görmek istiyorsa aynaya baksın. Bu devlet kudretli ve şefkatli bir devlettir. Katil görmek istiyorsa Ceylanpınar'da uyurken şehit edilen iki aziz vatan evladını katledenlere baksın. Katil görmek istiyorsa Diyarbakır'da çorbacıda çay içerken şehit edilen Osman Bey'in, çorbacı fakir Şehmuz'un katillerine baksın. Katil görmek istiyorsa Kandil'e doğru dönüp oraya baksın. Biz bu devleti kudretli ve şefkatli kıldık. Bu devlet bu milletindir. Millet olmadan devlet olmaz. Millet ayakta olmadan da devletle ayakta duramaz. Kılıçdaroğlu da böyle bir partinin iftiralarına ortak oluyor. Sanki bu HDP'den sufle almış gibi terör örgütlerinin alçakça saldırılarının suçunu hükümete, devlete yıkmaya çalışıyor. MHP çok mu farklı? Sayın Bahçeli de gelip sorumluluk almaktan kaçtığı hükümeti benzer iftiralarla yıpratmaya çalışıyor. Bir elimizde şeytan taşlayıp teröristle mücadele ediyoruz. bir elimizde uzaya uydu gönderip, Kıbrıs'a su götürüyoruz" dedi.

MUHTARLARA ASGARİ ÜCRET

Davutoğlu, hükümetin icraatlarından da bahsetti, "Şubat ayında 30 bin öğretmenimizi atayacağız inşallah. 19 Ekim'in muhtarlar günü olmasını sağlayan genelgeyi imzaladım ve buraya öyle geldim. Muhtarlarımızın 950 TL olan maaşlarını asgari ücrete endeksleyerek bin 300 liraya çıkarıyoruz" ifadesini kullandı.

YEŞİL YOL YORUMU

Karadeniz'in yaylaları gibi yaylaların dünyada olmadığını belirten Davutoğlu, "O yaylaları korumak hepimizin vazifesi. Birilerinin iddia ettiği gibi o Yeşil Yol'u yaylaların ekolojik dengesini çevresini bozmak için yapmıyoruz. Aksine o yaylalarda çile çeken, uzun yolları yürüyerek kat etmek zorunda kalan kardeşlerimize yardım olsun diye, hayatları kolaylaşsın diye yapıyoruz. Dünyanın her yerinden insanlar gelsin Karadeniz'in yaylalarına aşık olsun, havasında, dağında şifa bulsun diye yapıyoruz. Türkiye'nin her köşesindeki çevre aşıkları olan bizler adına söylüyorum; bizler sarı çiçekle konuşan Yunus Emre'den ilham almışız. Tek bir sarı çiçeğin ezilmesine izin vermeyiz. Tek bir yaylanın tarumar edilmesine izin vermeyiz. Kötü yapılaşmayla o doğanın bozulmasına izin vermeyiz. O yollar doğayı bozmak için değil. Doğaya ulaşıp, Rabbimize şükretmek, o güzellikleri yaşamak için yapılıyor. Yeşil Yol bu felsefeyle yapılmaya devam edecek" dedi.

Konuşmasının son bölümünde Saraybosna'dan gelen misafirlerin sancak ve bayrak hediye ettiği Başbakan Davutoğlu, Türk Bayrağı'nı öperek alnına koydu ve misafirlere hediye etti. Davutoğlu daha sonra Atatürk Alanı'ndaki AK Parti il başkanlığı binasının açılışını yaptı. - Avcı

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title