Başbakan Davutoğlu, Davos'ta (7)
Görüntü Dökümü : -Davutoğlu'nun konuşması Başbakan Davutoğlu, Davos'ta Davutoğlu: (4) "Bizler sadece para konusunu konuşmuyoruz.
Görüntü Dökümü :
-Davutoğlu'nun konuşması Başbakan Davutoğlu, Davos'ta
Davutoğlu: (4)
"Bizler sadece para konusunu konuşmuyoruz. Burada yükü birlikte taşıyalım. Çünkü küresel sorunlar söz konusu. Avrupa'da farkındalık arttığında dünyada da artmakta. Avrupa'nın farkındalığı çok önemli. Biz, sığınmacıların entegrasyonu ve bu sürecin göğüslenmesi için sistematik bir şekilde birlikte çalışmalıyız"
"Rejimin kimyasal silahları ve varil bombalarıyla sivilleri hedef aldığını ortaya koymalıyız. Bu sorunun temelden çözülmesi gerekiyor"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, sığınmacı sorunuyla ilgili "Bizler sadece para konusunu konuşmuyoruz. Burada yükü birlikte taşıyalım. Çünkü küresel sorunlar söz konusu. Avrupa'da farkındalık arttığında dünyada da artmakta. Avrupa'nın farkındalığı çok önemli. Biz, sığınmacıların entegrasyonu ve bu sürecin göğüslenmesi için sistematik bir şekilde birlikte çalışmalıyız" dedi.
Davutoğlu, Rixos Flüela Oteli'nde THY ve Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın katkılarıyla, WEF Kıdemli Danışmanı Cüneyd Zapsu tarafından verilen yemeğine katıldı. Yemeğe davet edilenler arasında akademisyenler, ekonomistler, siyasiler, yatırımcı, iş adamı, yazar, uluslararası kuruluşların başkan ve yöneticileri yer aldı. Başbakan Davutoğlu, yemeğin ardından davetlilerin sorularını İngilizce olarak yanıtladı.
Davutoğlu, Suriye sınırındaki Kilis ilinin nüfusunun yüzde 56'sının sığınmacılardan oluştuğunu, buna rağmen bu insanlar arasında herhangi bir çatışmanın söz konu olmadığını belirterek bu konuda yanlış algılara sahip olanları Kilis'teki ortamı, sığınmacıların entegrasyonunu görmeye davet etti.
Türkiye'ye 700 bin okul çağında çocuğun sığındığını, binlerce çocuğun da Türkiye'de doğduğunu anlatan Davutoğlu, "Biz burada bunları konuşurken elbette ki bu sorunun temeline inmemiz gerekmekte. Burada rejimin ve DAİŞ'in baskısı, zulmü söz konusu. Rejimin kimyasal silahları ve varil bombalarıyla sivilleri hedef aldığını ortaya koymalıyız. Bu sorunun temelden çözülmesi gerekiyor. Sığınmacı sorunu varsa onlara bütünlükçü bir yaklaşımla destek olmamız ve kamplar inşa etmemiz gerekmekte" ifadesini kullandı.
Suriyeli sığınmacıların Avrupa'ya gitmek için eylül ayında Bulgaristan sınırına doğru yürüdüğünü anımsatan Davutoğlu, danışmanları aracılığıyla onlarla temas kurduğunu ve görüştüğünü söyledi. Davutoğlu, konuştukları Suriyelilerin, "Bizleri yanlış anlamayın. Biz Türkiye ile ilgili bir protesto ortaya koymuyoruz" dediklerini belirtti.
"Onların acılarını yakından hissediyoruz"
Çeşitli vesilelerle onlara ne kadar yakın olduklarını göstermeye çalıştıklarını, onları hastanelerde ziyaret ettiklerini söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bununla içinde bulunduğumuz kültürün bu süreç içinde ne kadar güzel örnekler de ortaya koyduğunu göstermekteyiz. Bütün Suriyeliler misafirimiz. Suriyeli gençlere, şayet bir sertifikaları söz konusu ise üniversiteye girişlerinde bazı imkanlar tanınmakta. Biz onların acılarını yakından hissediyoruz. Geçen hafta yapılan bir düzenlemeyle Suriyelilerin Türkiye'de çalışabilmesinin yolu açılmakta. Onlar bizim akrabalarımız, Arap, Kürt, Türkmen olsun. Burada insaniyet önemli."
Başbakan Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile bir oturum gerçekleştirdiklerini, mayıs ayında İstanbul'da düzenlenecek İnsani Yardım Zirvesi ile ilgili konuştuklarını aktardı.
Davutoğlu, çevreyle ilgili toplantıların siyasi değil insani yaklaşımları ortaya koyması gerektiğini vurguladı.
Almanya ziyareti
Almanya'ya yapacağı ziyarette Başbakan Angela Merkel ile görüşeceğini ifade ederek sığınmacı konusunun da diğer konularla ele alınacağını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bizler sadece para konusunu konuşmuyoruz. Burada yükü birlikte taşıyalım. Çünkü küresel sorunlar söz konusu. Avrupa'da farkındalık arttığında dünyada da artmakta. Avrupa'nın farkındalığı çok önemli. Biz sığınmacıların entegrasyonu ve bu sürecin göğüslenmesi için sistematik bir şekilde birlikte çalışmalıyız. Suriye'de barış ortamı olduğunda, bu gerçekleştiğinde onların geri dönmesini kolaylaştırmak için çalışmalıyız. Irkçılık konusu çok büyük bir tehdit ve burada ırkçılıkla DAİŞ'in ortaya koyduğu yaklaşımlar arasında fark gözetmeyiz."
Başbakan Davutoğlu Davos'ta
Davutoğlu: (5)
"(Siz neden sıfır sorun yaklaşımınızı değiştirdiniz?) şeklinde sorular var. Burada ben hala şunu savunurum, burada komşularla sıfır sorun derken, zulüm gerçekleştirenlerle, katliamlar ortaya koyanlarla ya da açlığa sevk edenlerle demedim"
"2001 yılındaki ekonomik kriz sonrasında Türkiye, IMF'ye olan milyarca dolar borcunu ödedi. Bugün geldiğimiz noktada 10 milyar doları Türkiye, Suriyeli misafirleri için harcadı, Somali, Filistin, Myanmar ve deprem bölgeleri gibi yerlere 3.5 milyar dolar destek ortaya koydu. Türkiye, bağış ortaya koyan en önemli ülkeler arasında"
"Bu başarının arkasındaki en önemli ivme kazandırıcı unsur, yetişmiş insanlarımız, dinamik, çalışkan erkek ve kadınlarımız ile demokrasimizdir. Demokrasi olmaksızın, hesap verilebilirlik olmaksızın bu başarı gerçekleşemezdi"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "(Siz neden sıfır sorun yaklaşımınızı değiştirdiniz?) şeklinde sorular var. Burada ben hala şunu savunurum, burada komşularla sıfır sorun derken, zulüm gerçekleştirenlerle, katliamlar ortaya koyanlarla ya da açlığa sevk edenlerle demedim" diye konuştu.
Davutoğlu, Rixos Flüela Oteli'nde THY ve Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın katkılarıyla, WEF Kıdemli Danışmanı Cüneyd Zapsu tarafından verilen yemeğine katıldı. Yemeğe davet edilenler arasında akademisyenler, ekonomistler, siyasiler, yatırımcı, iş adamı, yazar, uluslararası kuruluşların başkan ve yöneticileri yer aldı. Başbakan Davutoğlu, yemeğin ardından davetlilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'deki ekonomik konulara ilişkin sorular üzerine değerlendirmede bulunan Davutoğlu, hükümetin kurulmasının ardından gelecek açısından bir aylık, altı aylık ve yıllık eylem planları çerçevesinde ekonomik reformalar ortaya konulduğunu dile getirdi.
İstanbul'da finansal merkezin oluşturulması çabaları çerçevesindeki çalışmaların, ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı koordinesinde yürütüldüğünü anlatan Davutoğlu, nihai anlamda İstanbul'un bir finansal merkez olacağını bildirdi.
Davutoğlu, İstanbul'un sadece finansal merkez değil, aynı zamanda bütün lojistik imkanlar açısından yükselen bir şehir olduğuna dikkati çekerek, İstanbul'da yapımı devam eden havaalanı inşaatı hakkında da bilgi verdi.
Atatürk Havalimanı'nın, Londra ve Paris'ten sonra Avrupa'da en fazla yolcu taşıyan havaalanı olduğunu belirten Davutoğlu, Atatürk Havalimanı'nın bu anlamda Frankfurt Havalimanı'nı geçtiğini dile getirdi.
Hazar bölgesinden, Çin'den Londra'ya uzanan eski İpek Yolu üzerinden bir hızlı tren çalışmasının söz konusu olduğunu aktaran Davutoğlu, İstanbul'daki üç katlı tünel, Marmaray, üçüncü köprü gibi diğer önemli projeleri de anlattı.
Davutoğlu, "Bütün bu projelerle birlikte İstanbul, yatırımlar, organizasyonlar açısından doğru bir şehir olacaktır" dedi.
Türkiye'nin etrafında krizlerin bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Karadeniz bölgesinde, Ortaoğu bölgelsinde, Asya'da faaliyetlerin azalması, çok ciddi krizler söz konusu. Avrupa'da ekonomik durgunluk var. Ancak bakacak olursak Türkiye'de ilerleme devam ediyor. Şehirlerimiz gelişiyor ki dinamizmimiz devam ediyor. Biz bu açından bakıyoruz. Türkiye'deki bütün şehirler bu süreç içerisinde yükselmekte çünkü ekonomik dinamizm söz konusu. Elbette ki sorunlarımızın farkındayız, enflasyon gibi. Biz Türkiye'de hükümete gelinceye kadar yüzde 36'lık bir enflasyon söz konusuydu. Biz hükümette olduğumuz sürece ilk önce enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesini sağladık. Siyasi istikrarsızlık gibi görülen yaklaşımlar, süreçler çerçevesinde Türkiye'de risklerin artmasıyla yüzde 8,5'lere yükseldi. Dinamik bir nüfusumuz var. Bununla birlikte Türkiye'nin genç nüfusunun önemli olduğunu ifade ediyoruz. Yine bu dinamik nüfusun Türkiye için önemli bir varlık olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle tarım sektöründeki fiyat artışları, küresel oranlarda bir artış söz konusu. Bu artışla birlikte elbette bazı unsurların enflasyonu artırması söz konusu. Derin bir şekilde elbette dünyadaki bazı varlık artışlarıyla ilgili olarak süreci total bir şekilde ele aldığımızı ifade etmeliyim. Türkiye'de biz halen bazı yapmamız gereken yapısal reformların olduğunu bilmekteyiz. Ekonominin ortaya koyduğu karakteristik zorlukların da aşılması için bunların gerçekleşmesi çabaları içerisinde olacağız."
Türkiye'de birçok yapısal reformun, 2-3 yıl içerisinde nitelik anlamında ekonominin dönüştürülmesini sağlayacağını aktaran Davutoğlu, "12 yıl içinde Türkiye'nin ilerlemesiyle ilgili olarak niceliksel adımlar çok hızlı bir şekilde atıldı. Nitelikle ilgili adımlar önümüzdeki yakın zaman içerisinde atılacak. Teknolojik yatırımların sağlanmasıyla ilgili olarak bu dönüşüm süreci parlamentoda ele alınacak. Bu süreç içerisinde şundan da memnunum ki AB reformlarıyla ilgili olarak anamuhalefetin, Türkiye'de bunları destekleyeceğini ifade etmesinden dolayı da büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmeliyim" diye konuştu.
"Bizim başarımız, güçlü demokrasimiz, kaynağımız da vatandaşlarımızdır"
Davutoğlu, "Türkiye'yi başarılı bir Müslüman ülke yapan nedir? Bu modeli diğer ülkeler ne şekilde takip edebilir? Türkiye ne şekilde başka ülkelere demokrasi konusunda teşvik edebilir?" şeklindeki sorulara da yanıt verdi.
Türkiye'nin başka ülkelere model olduğunu ifade etmediğini ancak Türkiye'nin, insan haklarına, demokratik tercihlere ve insanların seçeneklerine saygılı olduğunu belirtti.
Davutoğlu, Türkiye'de gerçekleşenlerin, "sessiz bir devrim" olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2001 yılındaki ekonomik kriz sonrasında Türkiye, IMF'ye olan milyarca dolar borcunu ödedi. Bugün geldiğimiz noktada 10 milyar doları Türkiye, Suriyeli misafirleri için harcadı, Somali, Filistin, Myanmar ve deprem bölgeleri gibi yerlere 3,5 milyar dolar destek ortaya koydu. Türkiye, bağış ortaya koyan en önemli ülkeler arasında. Bizim doğalgazımız ya da petrolümüz yoktu, herhangi bir doğal kaynakla bu gerçekleşmedi. AB, bu konuda bize bir bütçe ayırmadı. Biz neye sahiptik, ne şekilde gerçekleştirdik, biz burada neyi gördük? Vatandaşlarımızın kapasitesini gördük. Bu başarının arkasındaki en önemli ivme kazandırıcı unsur, yetişmiş insanlarımız, dinamik, çalışkan erkek ve kadınlarımız ile demokrasimizdir. Demokrasi olmaksızın, hesap verilebilirlik olmaksızın bu başarı gerçekleşemezdi. Şayet bir hükümet hesap verebilir, saydam değilse, bir para kazansanız da bu paranın nereye gittiği belli değilse bu başarı gerçekleşmez. Bizim başarımız, güçlü demokrasimiz, kaynağımız da vatandaşlarımızdır. Ne olacağına onlar karar veriyor."
"Komşularla sıfır sorun derken, zulüm gerçekleştirenlerle, açlığa sevk edenlerle demedim"
Arap Baharı'na kadar bölgedeki mevcut rejimlerle Türkiye'nin ilişkilerinin bulunduğuna ve bunların iç işlerine karışılmadığına dikkati çeken Davutoğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Bu çerçevede, 'Siz neden sıfır sorun yaklaşımınızı değiştirdiniz?' şeklinde sorular var. Burada ben hala şunu savunurum, burada komşularla sıfır sorun derken, zulüm gerçekleştirenlerle, katliamlar ortaya koyanlarla ya da açlığa sevk edenlerle demedim. Maalesef Arap Baharı ile birlikte Mısır'da, başka ülkelerde halk sokağa çıkıp değişim istedi. Balkanlardaki ya da Orta Avrupa'da daha önce 90'lı yıllarda gerçekleşenlerle benzerdi. Burada biz demokrasi ihraç etmiyoruz. Biz başka ülkelerin iç işlerine karışmıyoruz."
Türkiye'nin askeri darbelere karşı olduğunu belirten Davutoğlu, "Mısır halkının, Mısır'daki medeniyetin, tarihin çok önemli olduğunu düşünmekteyiz. Burada halkın sesine kulak verilmesini istedik. Ancak şu anda bakacak olursak birçok Mısırlı genç hapishanede. Türkiye'de, bizim için oy vermemiş kişileri ele alalım. Onlar da bizim ülkemizin varlığı, değerleri, biz böyle görmekteyiz. Gençler, bir ülkenin değerleridir. İnsanlar oy verir ya da vermezler. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bizim ulusumuz içerisinde önemli bir değer. Bu değerlerimizden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.