Başbağlar'da Hayatını Kaybeden 33 Kişi İstanbul'da Anıldı... * Akp Konya Milletvekili Ve Başbağlar Davası Avukatı Hüseyin Tuna:

"Lütfen her biriniz Ergenekon savcılarına bir dilekçe ile başvurun. Başbağlar ve Sivas davası yeniden ele alınsın bu dosyalar yeniden açılmalıdır. Başbağlar ancak o zaman rahata kavuşabilir."

"Bugün Erzurum davasını Cihaner'i kurtarma planını Yargıtay'ın göbeğinde yapanlar, o gün Başbağlar davasını İzmir'e sürgün ederek, bu sanıkları kurtarmanın planını yaptılar. 8 yıldır şeytanı taşlamaktan la havle çekmeye fırsat bulabiliyor musunuz? Onun için adaletli olmamız gerekir."

"Benim içim dolu İstanbul'daki faili meçhulleri işleyenleri kurtarmak için Yargıtay'da, HSYK'da ne kadar gayret edildiğini görüyorsunuz. "

(ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ) "Eğer İmralı, Habur'dan gelenler ve Ergenekoncular hayır diyorsa diğer siyasi parti kardeşlerimizin evet demesi gerekmez mi? O zaman hakkın tarafındansın ya da şeytanın tarafındansın demek geliyor içimde. Pazarlık yapılıyor yargıda. Halbuki yargı koptuğu takdirde halkın başvuracağı başka bir şey yok."

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde, 5 Temmuz 1993'te yaşanan olayda yaşamını yitiren 33 kişi için Edirnekapı'da bulunan Mihrimah Kültür Merkezi'nde anma etkinliği yapıldı. Tarihe "Başbağlar katliamı" olarak geçen anma töreni, İstiklal Marşı ile başladı. Törene, AKP Konya Milletvekili Hüseyin Tuna, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Aydın ve Başbağlar'da yaşanan olayda yaşamını yitirenlerin yakınları katıldı. Başbağlar'da yaşamını yitiren 33 kişinin tek tek isminin anons edildiği törende, yaşamını yitirenlerin yakınları olan çocukların, kaybettikleri yakınlarının isimlerinin yazılı olduğu tişörtü giyerek sahneye çıkması törene katılanlardan büyük alkış aldı.

HÜSEYİN TUNA BAŞBAĞLAR FAİLLERİNİ AÇIKLADI

AKP Konya Milletvekili ve Başbağlar davası Avukatı Hüseyin Tuna yaptığı konuşmada, Başbağlar ile Sivas olaylarının birlikte değerlendirilmesi gerektiğini dile getirerek, bu olayların darbe zemini oluşturmak için yapıldığını söyledi. "Başbağlar'ın sorumluları serbest bırakıldı. 18 kişi göz altına alındı. Birisi hariç diğerleri Tunceli köylerinden toplandılar. O silahı çekenler olarak değil, o evleri yakanlar olarak yakalandılar. Esas taşeronlar açığa çıkarılmadı. Bir kişi 18 yaşında bir kişi 17 yıl hapis cezası ile kurtarıldı. Diğerleri kimler miydi? Müslüm Durgun, Baran Kotatlı (bu olayın emrini veren kişi), Orhan İlvay, İhsan Kotatlı, Ali Tekbahar, Ulaş Erkıran, Yaşar Kork, Ekrem Kork, Suat Kaya, Ulaş Kork, Ali Rıza Doğaner, Selami Zorok, Ümit Aslanbeyazdağ, bu isimler gerçek isimlerdir. Bunların hepsi bilinen katillerdir "diyen Hüseyin Tuna, bunun dışında başka isimleri de ardı ardına sıraladı.

"ŞEYTANI TAŞLAMAKTAN LA HAVLE ÇEKMEYE FIRSAT BULABİLİYOR MUSUNUZ?"

"Bu simleri İzmir'de mahkemede gündeme getirmemize rağmen mahkeme başkanın gayretleri ile ört bas edildiler" diyerek konuşmasını sürdüren Tuna, "Bugün Erzurum davasını Cihaner'i kurtarma planını Yargıtay'ın göbeğinde yapanlar, o gün Başbağlar davasını İzmir'e sürgün ederek, bu sanıkları kurtarmanın planını yaptılar. Bunları bilmezseniz ne yapıp yapmadığımızı bilemesiniz. 8 yıldır şeytanı taşlamaktan la havle çekmeye fırsat bulabiliyor musunuz? Onun için adaletli olmamız gerekir. Bu canilerin hesaba çekilmesini istiyorsak, yargının düzelmesi gerekir. Bugün anayasa değişikliğine hayır diyenler kendilerini tartmalılar. Kızmayın benim içim dolu İstanbul'daki faili meçhulleri işleyenleri kurtarmak için Yargıtay'da, HSYK'da ne kadar gayret edildiğini görüyorsunuz. Siyasetin buna bir şey yapma imkanı var mıdır? Anayasa değişikliği olduğunda bunu yapabilecek." diye konuştu.

"FAİLİ MEÇHUL ORTAYA ÇIKARSA UCU SİLİVRİ'YE KADAR DOKUNACAK"

Tuna, yargıya müdahale edemeyeceklerini dile getirerek şöyle konuştu: "Bugün Diyarbakır'da devam eden faili meçhul davanın savcısını değiştirmeye çalışıyorlar. Neden çünkü faili meçhul ortaya çıkarsa ucu Silivri'ye kadar dokunacak. Başbağlar katliamını sadece Habur'dan gelen terör icra etmedi. Tunceli, Erzincan, Sivas çevresinde bulunan DHKP-C'ciler, Jitemciler hep birlikte icra ettiler. bunların delilleri var elimizde. Taki bunlara el koyacak bir yargı iradesi ortaya çıkması gerekiyor. Bugün biz Ergenekon davalarının tarafsız ellerde yürütülmesi için gayret ediyoruz. Biz yürütmeyiz, yargıya müdahale edemeyiz."

"O ZAMAN HAKKIN TARAFINDANSIN YA DA ŞEYTANIN TARAFINDANSIN"

Anayasa değişikliğine de değinen Tuna konuşmasına şöyle devam etti. "Anayasa değişikliği inşallah 12 Eylül'de kabul edildiği zaman

çok şey değişecek. Olaya siyaset olarak bakmayın. Eğer İmralı, Habur'dan gelenler ve Ergenekoncular hayır diyorsa diğer siyasi parti kardeşlerimizin evet demesi gerekmez mi? O zaman hakkın tarafındansın ya da şeytanın tarafındansın demek geliyor içimde. Pazarlık yapılıyor yargıda. Halbuki yargı koptuğu takdirde halkın başvuracağı başka bir şey yok. Yargı koptuğu zaman da ben bunu düzeltmem. Ben siyasetçiyim. Anayasa değişikliği görüşülüyor. Bir hareket çekeyim deniliyor. Partilerin kapatılmasıyla ilgili. Şu çok dikkat çekici değil mi sadece İstanbul 12. Mahkemesine yedek iki hakem atandı. Bu Başbağlar'ın ta kendisi. Bu Başbağlar'da bu canileri gizleyen başkan bugün burada 14, 15 kişiyi tahliye eden kişiyle aynı kafadan. Biz irademizi koyuyoruz ortaya. Azami gayret göstereceğimize namusum üzerine söz veriyorum. Yargıyı düzeltmemiz gerekiyor. Yargı aksarsa siyaseten bir şey yapamayız."

"ERGENEKON SAVCILARINA BİR DİLEKÇE İLE BAŞVURUN"

Tuna, konuşmasında Ergenekon davasına da değinerek, "Lütfen her biriniz Ergenekon savcılarına bir dilekçe ile başvurun. Başbağlar ve Sivas davası yeniden ele alınsın bu dosyalar yeniden açılmalıdır. Başbağlar ancak o zaman rahata kavuşabilir." şeklinde son verdi. Tuna'nın konuşması sırasında salonda bulunanlar, "Başbağlar'a gel. Avukatlığını yaparken cüppeni bıraksaydın oraya." Tuna'yı protesto etti.

"ÇOCUKALARIMIZA MİRAS BIRAKACAĞIZ"

Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Aydın anma töreninde yaptığı konuşmada, Başbağlar katliamının tarihine değinerek, yaşanan olaya ilişkin şöyle konuştu: "Hainler köyümüzü basıyor. İmamın ezanı bitirmesine fırsat verilmiyor. Hainler ezanı susturduktan sonra cemaatin dışarı çıkmasını engelledi. Sonra tek tek evlerin kapılarını çalarak isim isim köy meydanına topladılar. Köyün erkeklerini şehit ettiler. Devlet yetkilileri, olaydan 18 saat sonra geldi. Olay yerini incelemesi gerekirken resmi plakalı kamyonlarla şehitlerimizi üst üste koydular ve komşu Başpınar köyünde defnedildiler. Şehitlerimizi kendi köyümüzde bile defnedemedik. Aradan geçen bunca zamana karşın kimse tutuklanmadı. Görgü tanıklarının teşhis ettiği 16 sanık bırakıldı. Daha sonra yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlayan dava 1250 kilometre uzaklıktaki İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne sevk edildi. Sonuçta katiller ellerini kollarını sallaya sallaya aramızda dolaşıyorlar. Katliamı yapanlar köyde bıraktıkları bildiride Sivas'ın intikamını aldıklarını belirtmişlerdir. Bugün hepimiz iyi biliyoruz. Sivas katliamı ile Başbağlar katlimanı yapanlar aynı şer odaklarıdır. Sivas ve Başbağlar katliamlarını yapanlar, bir Alevi- Sünni kavgasını çıkarmak istediler. Başaramadılar. Şimdi de Kürt-Türk kavgası çıkarmaya çalışıyorlar. Başbağlar için adalet istiyoruz. Hükümete sesleniyorum derhal Meclis Araştırma Komisyonu oluşturulsun ve katiller bulunsun. Katiller bulunmadıkça, Başbağlar'ın tarihini çocuklarımıza miras bırakacağız." Mehmet Aydın'ın konuşması sona erdiğinde salonda bulunanlar tarafından, "Katiller bulunsun hesap sorulsun" şeklinde slogan atıldı.

BAŞBAĞLAR GÖRGÜ TANIĞI KONUŞTU

Başbağlar olayı yaşandığı sırada, olay yerinde olduğunu söyleyen İsa Parto isimli bir kişi, yaşanan olayda yakınlarını kaybettiğini söyleyerek, olay yaşandığı sırada 11 yaşında olduğunu, o günleri düşündükçe hala çok etkilendiğini ifade etti.