Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan-İsrail arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Barış Süreci ve Birlikte Yaşam: Yüzleşme, Uzlaşma ve Helalleşme" Paneli

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Kalkınma Vakfı (DAKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Korkutata, "28 Şubat'ta yapılan ortak açıklama, barışa giden yolda hepimize büyük umutlar vermiştir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Kalkınma Vakfı (DAKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Korkutata, " 28 Şubat'ta yapılan ortak açıklama, barışa giden yolda hepimize büyük umutlar vermiştir. Bu kazanımı da zedelemeden, biraz daha ileri götürecek bir anlayış ve tutum içinde olmalıyız. Dolayısıyla her konuşmamıza daha çok özen göstermeliyiz" görüşünü dile getirdi.

Korkutata, DAKAV tarafından düzenlenen "Barış Süreci ve Birlikte Yaşam: Yüzleşme, Uzlaşma ve Helalleşme" panelinin açılışında, yıllardır politika yapan birisi olarak, barışa giden yolda böyle bir etkinlik düzenledikleri heyecan duyduğunu söyledi.

Ulus-devletin insanların 'tek tipleştirilmesi' anlamına geldiğini ifade eden Korkutata, "Bu da ret, inkar, asimilasyon ve baskı politikalarını beraberinde getiriyor. Bunlar söz konusu olunca da ülkemizin her tarafında ciddi sıkıntılar oluyor" dedi.

Ön yargının adaleti engelleyeceğini dile getiren Korkutata, "Bugün ön yargısız bir barışa en yakın noktadayız. Bunun için hepimiz bütün gücümüzü, yapabileceğimiz her şeyi ortaya koyarak ciddi katkı sunmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bugün, bu barış insan hakları, temel hak ve hürriyetler üzerine bina ediliyor. Bu barış, her zaman ki barışlar gibi değil son derece önemlidir" diye konuştu.

Korkutata, "Hükümet, HDP ve Abdullah Öcalan'ın Çözüm Süreci için ciddi bir irade ortaya koydu. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 'Zehir olsa içeceğim. Ne pahasına olursa olsun, bunu yapacağım' dedi. Böylelikle şu anlaşıldı ki: İrade ciddi, beyanlar ciddi. Bu iradenin yanında KCK, Kandil ve Öcalan ciddi ciddi beyanlarda bulunuyor. Bu barış, yeni bir ivmeyle her gün biraz daha ilerleyecektir" ifadelerini kullandı.

-"Anayasa ile bu barışı perçinleştirmek lazım"

Barışın kendisine özgü bir dili ve kapsamı olduğuna değinen Korkutata, iyi niyet, samimiyet, istikrar ve devamlılığın bu süreçte önemine dikkati çekti. Korkutata, barışın ana noktasının Anayasa olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Mutlak şekilde Anayasa ile bu barışı perçinleştirmek lazım. Bunların olabilmesi için herkese düşen görevler vardır. 28 Şubat'ta yapılan ortak açıklama, barışa giden yolda hepimize büyük umutlar vermiştir. Bu kazanımı da zedelemeden, biraz daha ileri götürecek bir anlayış ve tutum içinde olmalıyız. Dolayısıyla her konuşmamıza daha çok özen göstermeliyiz. Süreçte barış tamamlandığında, hizmette yarış başlayacaktır. Ülkemizin ve evlatlarımızın geleceği için mücadele edeceğiz. Kürt meselesini, her türlü ideolojinin üstünde tutmalıyız. Unutulmamalıdır ki barış zor, savaş acı ama kolaydır."

-"Birbirimizin onuruna, özgürlüğüne saygı göstermeyi öğrenmeliyiz"

Panelin birinci oturumunun başkanlığını yapan Sosyal Ekonomik ve Siyasal Araştırmalar (SESA) Enstitü Başkanı Bilal Sambur, panelle sivil toplum kuruluşlarının Çözüm Süreci'ne katkıda bulunduğunu, bunu çok değerli bir gelişme olarak gördüğünü vurguladı.

Çatışma çözümü yaklaşımının, bir oyun ya da oyalamaca olmadığını dile getiren Sambur, bunun çatışan taraflar arasında derin bir ilişki, değişimi gerektiren yoğun bir diyalog sürecini ifade ettiğini söyledi.

Sambur, "İnsan onuruna ve özgürlüğüne saygıyı öğrenmeden, çatışma çözümünün mümkün olmadığı gibi barışa ulaşmak da mümkün değildir. Eğer barışı sahiden istiyorsak, gerçekten birbirimizin onuruna, özgürlüğüne saygı göstermeyi öğrenmemiz gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

-"Bütün aktörler doğrudan ya da dolaylı sürece dahil edilmeli"

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu da her çatışmanın kendine has nitelikler taşıdığını, her çatışmada kullanılan araçların farklı olduğunu anlattı.

Ensaroğlu, Türkiye'nin karmaşık, çok boyutlu bir sorununu ilk kez konuşarak, tartışarak, demokratik mekanizmalarla ya da geleneksel birtakım kurumları sürece dahil ederek çözmeye çalıştığını ifade etti.

Burada mutlaka sorunun kökenine inmenin önem taşıdığını bildiren Ensaroğlu, "Mutlaka tarafların uzlaşmasıyla sorunun çözülmesi gerekir. Dolayısıyla bütün aktörlerin doğrudan ya da dolaylı olabildiğince çeşitli mekanizmalar oluşturarak sürece dahil edilmesi, barış süreci içerisinde aktif rol alması istenir ki yeni çatışmalara meydan verilmesin" diye konuştu.

Şeyh Sinan Medresesi Kurucusu Şeyh Muhammed Emin İlhan da inanç, iffet ve çalışmanın Kürtlerin üç işareti olduğunu belirterek, "Bu sürecin inanıyorum ki beklenmedik bir zamanda barışa, insanlara, adalete ve inanca faydası olacak" dedi.

Kaynak: AA / Güncel
title