Barış Maratonunun Son Metrelerindeyiz
Eski Milli Maratonculardan Beşminare Düşünce Akademisi Başkanı Serdar Durer Bitlis'in açıklamada şunları ifade etti.
Serdar Durer yaptığı açıklamada şunları ifade etti; Kürt sorunu sosyal, siyasal ve tarihsel boyutları olan, Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyeti'ne devredilen bir sorundur.
Geçmişte çeşitli güç odakları, Kürtlerin demokratik taleplerini şiddet politikaları ile bastırmış, sorunun çözümünde askeri yöntemlere dayalı, militarist anlayışı tümüyle hâkim kılmışlardır. Acıdır ki süreç devam ederken bölgede her taraf yakılıp, yıkılmış, tarihi, sosyal ve kültürel bir takım değerler yok edilmiştir. Faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar ve gözaltında kayıplar bölgede yoğun olarak yaşanmış, sorunlara ilişkin düşüncelerini açıklayan başta milletvekilleri olmak üzere, gazeteciler, bilim insanları, aydınlar ile binlerce insanımız cezaevlerinde çürütülmüştür. Yaşanılan savaş bahane edilerek insanlar siyasal, sosyal ve kültürel haklarından mahrum edilmişlerdir. Bölgenin doğal kaynakları yıllarca bölge dışına taşınmış olup, bu kaynaklardan oluşan katma değerden bölge halkı yararlanamamıştır.
Bu sorun emperyalist devletlerin çıkarları ve kirli emelleri doğrultusunda değil, başta Kürt halkının iradesi olmak üzere bölge halklarının Demokrasi ve Özgürlük taleplerine uygun, demokratik, adil, eşitlik temelinde barışçıl yöntemlerle ancak gelir. Kürt halkı tarihin şafağında doğmuş kadim bir halktır. Kürt halkı bazı iç yada dış güç odaklarının iğrenç emellerine alet olmayacak kadar asil bir halktır.
Serdar Durer sözlerine devamla; Alparslan 1071 Malazgirt zaferinde Kürt beylerinin yardımı ile Selçuklular'a Anadolu'nun kapısını açmıştır. Kürt halkı Çanakkale'de, Sakarya'da, Doğu ve Güney cephelerinde ve diğer birçok cephede Türk kardeşleri ile omuz omuza mücadele etmişlerdir. Bazı güç odaklarının bölgede ektiği nifak tohumlarını söküp atmaya çalışan Hükümetin bu samimi çabası mutlaka herkes tarafından desteklenmelidir.
Hukuk reformuna gidilmeli, anti- demokratik tüm yasalar gözden geçirilip, demokratik hukuk devleti normlarına uygun hale getirilmelidir. Yeni, demokratik bir Anayasa acilen yapılandırılmalıdır. Bir daha yineleniyoruz, hükümetin bu samimi çabasına herkes destek vermelidir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerekirse baldıran zehiri içecek, hükümetimize bile mal olsa bu sorunu çözeceğiz, demesi samimiyetinin en açık göstergesidir. Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri bir Dünya liderine yakışan sözlerdir. Abdullah Öcalan'ın da örgütün sınır dışına çıkması ve silahların susması yönündeki açıklamasıda bu süreci ülkemiz için hayırlı bir noktaya getirecektir.
28 Şubat sürecinde işkenceye maaruz kalmış bir kürt genci olarak başbakanımıza, mevcut hükümete ve sürece katkı sunan herkese minnetarız. Şeklinde konuştu.