Bandırma Belediyesi Festivali
Diper, tiyatroda alışık olmadığımız bir tekniği kullanarak, bizi dünya ve Türkiye tarihinde uzun bir yolculuğa çıkarıyor.
02 Haziran C.tesi- Kültür Merkezi Salonu- saat 21.00
Diper, tiyatroda alışık olmadığımız bir tekniği kullanarak, şiir, film, müzik, belgesel birlikteliğinde bizi dünya ve Türkiye tarihinde uzun bir yolculuğa çıkarıyor… Oyun, bir türlü gerçekleşemeyen barışın, ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğini sorgulatıyor ve nefis bir cümleyle bunun çözümünü söylüyor: Emperyalizmin kökü kurumadıkça kalıcı bir barıştan söz edilemez… Canan Aydın / Birgün
Bizim Tiyatro'nun Zafer Diper'in bu son yaptığı, kotardığı işe "oyun" demiyorum, "yapıt" diyorum, çünkü bu seyirlik gerçekten de artık bir oyun değil, paylaşılan ve izleyicisiyle ortak kotarılan bir sanat yapıtı… Yaşamın gerçekle iç içe kurgulanışı! Dahası izleyeni derin uykularından uyandıran bir bilinçlendirme ya da uyarı sanki bu yapıt. İnsanlık tarihinin, sömürü düzeninin, yirminci yüzyılda bizlere getirip dayattığı savaş, kıyım, öldürü biçimlerinin dev boyutlardaki yok edici güçleriyle çağımızdan fışkırıp geleceğimizin önüne dikilişi... Çıkarcı, sömürgen yönetim güçlerinin eliyle "yasaklanan" ya da susturulan bu savaş ve barış programı, acaba tiyatrodan topluma duyurulabilir mi? Tiyatro, kendi "alışılmış" duvarlarını aşarak, müzik-şiir-film-belgesel, yani tüm sanat dallarıyla da dayanışarak yaşamın, çağımızın gelip dayandığı gerçekleri izleyicisine açmalı, paylaşmalı, tartışmalı. Sahneden izleyici arasına inmeli tiyatro: İnsanı, savaşların nedeni kapitalizmi ve onun uzantıları emperyalizmi, faşizmi orada sorgulamalı… İşte Zafer Diper, bunu yapıyor.
Sahnesinin duvarlarını yıkarak, savaş ve barış konusunda sorular sorup nedenleri için birlikte yanıtlar arayarak, insanın içinde bulunduğu durumu ona sorgulatıp paylaşarak, savaşın yaşanmışlıklarını, acı gerçeklerini görsel belgelerle kanıtlayarak… Sahnede müzisyen (Haluk Çetin) müzikleri gitarıyla yetkin bir biçimde yorumluyor. Bu "yapıtı" izlerken savaş olgusunun insanlık tarihindeki kanlı ellerini ensemizde duyumsuyor ve soruyoruz: Barış ne zaman gelecek? Oyuncuyla izleyicinin yaşamsal gerçekliklerde buluşabilmesi olası mı? Bana göre bu işi ülkemizde başaran devrimci sanatçımız Zafer Diper gerçekleştirmiş bile! O bize yaşamın sesini duyuruyor, gerçekleri gösteriyor ve onlar üzerinde bizleri düşünmeye çağırıyor… Bu yapıta emeği geçen herkesi kutlarken, Zafer Diper oyun ustamız ve Haluk Çetin müzik ustamıza saygılarımı sunuyorum… Tansu Bele / Aydınlık
"Savaştan ve barıştan ne kaldı geriye…" Savaşı, savaşa karşı barışı savunanların bitmeyen mücadelesini sahneye taşıyan oyun, izleyiciyi bir tartışma ortamına çekmeyi başarıyor… Duvara toslamış etkisi yaratıyor çünkü insanların üzerinde; hem beklediği hem beklemediği bir şeyle karşılaşmış gibi oluyor seyirci… Aydın Yıldırım / Evrensel
Savaş olgusunun tarihsel dönemlerde çıkış nedenleri, nedensellikleri de günümüze dek taşınmakta Savaştan Barıştan oyununda… Özgür Gündem
BU OYUNUN SEYREDİLMESİ ACİL GEREKLİ…
Eğitimcilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin, sendikacıların şubelerindeki üyelerine, emekçilere, işçilere, memurlara, tarlada, fabrikada çalışanlara, esnafa topluca izletmeleri sağlanmalı… Dündar İncesu / Mimesis
31 yıldır taşıdığı çizgiden hiç ödün vermeden bugüne gelen Bizim Tiyatro, bu çizgisini korumaya ve geliştirmeye devam ediyor. İsmail Cem Özkan / Galata Gazete
Şiir ve müzikle barışa yolculuk… Hürriyet
Bizim Tiyatro için, tiyatro "hoşça vakit geçirmek" için gelinen bir yer değildir. 31 yıllık sanat hayatı bu çizginin pek çok başarılı örnekleriyle doludur… Sahnede sinema var, şarkı var, şiir var, belgesel var, söyleşiler, izleyici katkıları, her şey var… En önemlisi de bir tiyatronun piyasa koşullarına ödün vermeyen "bel kemikli" duruşu var. Savaştan Barıştan anti-militarist bir ders niteliğinde… Şöyle de denilebilir: "sahnede eylem var!" Nazım Alpman / Birgün
"Gerçek" bir belgesel, "barışçıl" bir oyun… Bir grup aydın-sanatçı, televizyon için "savaş ve barış" konulu bir belgesel hazırlar. Fakat bitirdikleri bölümlere TV kanalları ilgi göstermez, çünkü yayınlanması istenen belgesel, gerçekleri tüm çıplaklığıyla anlatıyordur… Savaştan Barıştan, bu belgesel aracılığıyla savaş ve barışın tarihini izleyiciye hatırlatmayı hedefliyor... Belgesel yapımcıları rolüyle karşımıza çıkan Zafer Diper ve müzisyen Haluk Çetin hazırlamış oldukları bölümleri seyirciye sunuyor... Yaklaşık bir yıllık hazırlık sürecinin ardından tamamlanan Savaştan Barıştan'ı bir tiyatro oyunu olarak tanımlamak zor. Bu durum seyirciyle de tartışılıyor. Zira oyunda tarihsel olayların teatral bir anlatımı yanında kısa belgesel ve film gösterimleri, röportajlar, şiir ve müzik dinletileri de yer alıyor. Sorduğu sorularla seyirciyi de oyuna dahil eden, gelen cevaplarla da anlatımını zenginleştiren Zafer Diper, "oynadıkça biz de öğreniyoruz" diyor… Sizce savaşın nelerden beslendiğini, neden sona eremediğini anlatan bir belgeseli hangi kanal yayımlayabilir? Sibel Çorbacıoğlu / Cumhuriyet
Bir an önce bu seyirliğe gidip katılın, yaşamlarınızın nedenlerini, nasıllarını, en önemlisi de savaşların neden çıktığını sorgulamaya bir an önce başlayın! Çok geç olmadan! Tansu Bele / Berfin Bahar
Öncelikle oyununuz, bir genç olarak bana o kısa süre içinde tahmin edemeyeceğiniz şeyler kattı, tarifi güç duygular hissettirdi. Kafamdan geçenlerin haddi hesabı yok. Savaş, üstüne yıllarca konuşulabilecek bir konu, hiç girmiyorum şimdi, sadece harika bir iş olmuş, sizi gerçekten tebrik etmek istiyorum. Çok iyiydi… Nazlıcan Aras / İzleyici - İzmir
Oyunun konusu kısaca: Bir grup aydın-sanatçı, televizyon için "savaş ve barış" konulu bir program hazırlamıştır. Ne ki bitirdikleri bölümlere kimi TV kanalları ilgi göstermemektedir. Çünkü yayınlanması istenen konunun içeriği ve ele alınış biçimi medya kuruluşlarını rahatsız etmektedir. Bu programın hazırlanmasında başı çeken sunucu (Zafer Diper), müzisyen (Haluk Çetin) durumu protesto etmek ve yaptıklarını bir yolla kitleye duyurmak için tiyatro'yu seçme zorunluğunda kalmışlardır. Bunu izleyiciye açıklarken, nedenlerini ve niçinlerini de izleyiciye aktarmaktadırlar. Hazırlamış oldukları bölümlerin yapılış aşamalarını, kurgulanan belgeselleri, çekilen filmleri de göstermektedirler. Bazı bölümlerde, o konunun uzmanı bir konuşmacı programa katılmakta, sunucu zaman zaman şiirlerle araya girmekte, müzisyen o bölümle ilişkilendirilen müzikleri sahnede yorumlamaktadır… Özetle konukla dönem söyleşiliyor, Zafer Diper sunum yapıyor, şiirler okuyor (Nâzım Hikmet, Oktay Rifat, İsmail Uyaroğlu, Melih Cevdet Anday, Ataol Behramoğlu, Bertolt Brecht), Haluk Çetin de şarkılar söylüyor (Çanakkale, Cellat, Yaşasın Nötron, Anı, Bir Mavi Çiçek, Zahid, Bir Gün Gelecek, Söyle Sevda İçin Türkümüzü)… Osmanlı döneminden başlıyor oyun… Birinci Dünya Savaşı'na giriliyor… Sonra Kuvayi Milliye… Ve diğer bölümler: İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş Dönemi, Vietnam Savaşı, Nükleer Silahlar, '68 Kuşağı… '68 Kuşağı dünyada ele alındıktan sonra "Türkiye'deki etkileri"ne geliyor sıra…
Savaştan Barıştan / Müzikli Oyun / Arasız 1s 30dk
Oyunlaştıran-Yöneten Zafer Diper / Yönetmen Yardımcısı Ece Erişti
Film Çekim-Kurgu Can Kolukısa / Işık-Film Gösterim Ersin Uzun
Katkılarıyla Dilan Kaya (Metin çalışma), Ayça Zeynep Genç (Film çalışma)
Sahnede: Sunucu Zafer Diper, Müzisyen Haluk Çetin
Filmde: 1.Konuşmacı Nazan Diper, 2.Konuşmacı İclal Karaduman,
1.Öğrenci Tarık Köksal, 2.Öğrenci Memetcan Diper