Bana Doğruyu Söyle, lütfen
Virginia Woolf'un edebi cambazlığa gerek duymadan, akıcı ve net anlatımı ile ortaya koyduğu "insana mahsus" durumların, yaşadığımız coğrafyada bu yüzyılda da hala yaşanıyor ve can yakıyor olması, belki de bazı "doğru taşları"nın doğru yerlerde olmadığının göstergesi olabilir mi?
"Köpekler havlayacak, insanlar araya girecek, para kazanmak gerekecek, sağlık bozulacaktır. Üstelik, bütün bu zorlukları ağırlaştıran ve onlara katlanmayı daha da güçleştiren şey, dünyanın o mahut aldırmazlığıdır. O, insanlardan şiirler, romanlar, tarihçeler yazmalarını istemez, bunlara gereksinim duymaz. Flaubert'in doğru sözcüğü bulup bulamadığı ya da Carlyle'in şu veya bu gerçeği titizlikle doğrulayıp doğrulamadığını umursamaz o."
Belki de, Dünya'ya ne bir eksik, ne bir fazla, "olanı" gösterebilmeyi umursar olmamızın zamanı şimdidir.
"Bana Doğruyu Söyle, lütfen" Sergisi'nde, toplumun görece değerleri sanatçı gözü ve yorumuyla tekrar gündeme taşınarak doğruluğu ve uygulanabilirliği tartışmaya açılıyor. Sergi, tanık olduğumuz tüm yaşananları ülke sınırlarının ötesinde dünya meselesi olarak görüp, sanatın ince hassas terazisi ve evrensel dili aracılığıyla insanlık adına sorguluyor: "Bana Doğruyu Söyle, lütfen"
Işık Gençoğlu, küratör
Sanatçılar: Ahu Akkan, Ahu Akgün, Barış Cihanoğlu, Beyza Boynudelik, Bikem Ekberzade, Cansu Tanpolat, Deniz Sağdıç, Erdinç Babat, Işık Özçelik, Işıl Şen, Meliha Sözeri, Murat Germen,Nur Gürel, Serdar Yörük