"Balyoz" Yakınları Demokrasi Parkı'nda
Balyoz davaası sanıklarının aileleri, Demokrasi Parkı'nda eylem yaptı.
Balyoz Davası'nda ceza alan bazı askerlerin eş ve yakınları Beşiktaş Demokrasi Parkı'nda biraraya gelerek eylem yaptı. Yaklaşık 50 komutan eşinin bulunduğu eyleme katılanlar arasında Çetin Doğan'ın eşi Nilgün Doğan da yer aldı. Ellerinde "Adalet bu mu", "Sahte CD'lerin faili meçhul mu?" yazılı dövizler taşıyan aileler, her Cumartesi eylemlerine devam edeceklerini belirtti.
"GERÇEKLERİ İLELEBET ÖRTEMEZLER"
Eyleme katılanlar arasında yer alan Balyoz davasından 20 yıl ceza alan Orgeneral Çetin Doğan'ın eşi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Nilgün Doğan, "Bildiğiniz gibi 330 kişinin kesinleşen bir mahkumiyet kararı var. Biz kararları onaylamıyoruz. Çünkü eşlerimiz, en üst rütbelisinden en küçük rütbelisine kadar hepsi suçsuz. Biz doğru ve haklı bir yerdeyiz. Gerçekleri ilelebet örtemezler. Yargılamayı yapan mahkeme de bunun bilincinde. Bu tertibi yapanlar zaten neyin ne olduğunu biliyorlar. Çok kısa sürede eşlerimizin özgürlüklerine kavuşacaklarına inancımız gerçekten sonsuz. Her Cumartesi günü biz burada saat 13.00-14.00 arasında sanık yakınları, onları sevenler bir araya gelip bu kararları protesto edeceğiz. Biz hala daha hukuka ve hukuka olan umudumuzu ve güvenimizi kaybetmedik. Özel yetkili mahkemenin bu kararı alması demek diğer hukukçuların da aynı haksız hukuksuz kararları imza atması anlamına gelmiyor. Bizi seven halk kitlelerine güvenimiz sonsuz. Bu nedenle moralimizi bozmadık" diye konuştu.
"DESTEK BÜYÜYOR"
Nilgün Doğan, "Toplumun sizi yeterince desteklediğini düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Bu kararlar verilinceye kadar açıkçası arkamızda bir kesim insanlar, dernekler ve aydınlar vardı. Devre ve silah arkadaşlarımız vardı. Emekli olanlar. Ancak bize göre yeterli değildi. Fakat kararın açıklanmasından sonra bu kitle çoğaldı. Biz kararın ertesi günü İstiklal Caddesinde bir küçük yürüyüş ve basın açıklaması için arkadaşlarla bir araya geldik. Ben her zamanki gibi yanımızda 200-300 kişi olacağımızı tahmin ediyorken başımı arkaya döndüm ki binlerce insan vardı. Taksim Meydanı'na yaklaştığımız zaman ucu tünele kadar dayanan bir kalabalıktı bu. Açıkçası bu bize çok moral oldu. Desteğin büyüdüğünü düşünüyorum" ifadesini kullandı.
"AMAZON KADINLARI OLARAK TAKİP EDECEĞİZ"
Balyoz Davası'dan 18 yıl ceza alan Deniz Kurmay Albay Bora Serdar'ın eşi Melek Serdar ise, kendilerini Amazon efsanesindeki kadın savaşçılara benzeterek, yargı sürecine ilişkin, "Ben 16 Aralık'tan beri bu hukuksuzlukları izliyorum. Bununla ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Her şey ortada zaten. Amazon kadın savaşçılar var. Onların bayrağını devraldık. Ne kadar eşlerimizin özgürlüklerini kısıtlasalar da bu savaşı bizim sürdürmemizi engelleyemeyecekler. Onların onurları ve özgürlüklerini geri alacağız. Eşlerimizin arkasındayız. Bu hukuksuzluğu Amazon savaşçı kadınları olarak herkese göstereceğiz" dedi.
"BABAM KOMUTAN OLDU"
Balyoz davasından 18 yıl ceza alan Kurmay Albay Kıvanç Kırmacı'nın 4 yaşındaki kızı Naz'ın annesi Ayça Kırmacı psikolojisi bozulmasın diye babasının cezaevinde olduğunu söylemediklerini ifade etti. Basın mensuplarının "Niye buradasın" sorusuna küçük Naz, "Babamın görevinin bitmesi için buradayım. Babam komutan oldu. Benim babam artık komutan" dedi.
"MASUMİYETİMİZ ELBETTE GÜN YÜZÜNE ÇIKACAK"
Anne Ayça Kırmacı ise yaptığı açıklamada "Naz, babası tutuklandığında 2 yaşındaydı. Şimdi 4 yaşında. 20 aydır sıkıntılarımızı çekiyoruz ama sesimizi hep duyurmaya çalışıyoruz. Maalesef insanlar anlamak istemiyorlar. Gittikçe çoğalacağız. Hüküm giymemiz demek bizim bu savaşımıza devam etmememiz anlamına gelmiyor. Tutukluluklarını hala anlamış değiliz amma velakin 50 kuruşluk CDler yüzünden biz bu şekilde mücadelemize devam edeceğiz. Onlar masumlar. Masum olmasalardı zaten biz bu kadar konuşup onların masumiyetlerini savunmazdık. Sonuna kadar onlarla beraberiz. Gün geçtikçe daha da güçleniyoruz. Çünkü biz mazlumuz ve bu masumiyetimiz elbette gün yüzüne çıkacak ve herkeste görecek. Bunu bize yapanlar da hak ettiklerini bulacak diye düşünüyorum" diye konuştu.
'BABALIK VE KOCALIKTAN MEN'E TEPKİ
Balyoz davasında 16 yıl ceza alan Hava Kurmay Albay Pilot Mehmet Erkorkmaz'ın eşi Tülay Erkorkmaz, verilen "babalık ve kocalık haklarından mahrum bırakma" cezasına tepki göstererek "Bugüne kadar eşimle birlikte birçok yer değiştirdim. Git denilen her yere gittik. Ben buraya Diyarbakır'dan ev taşıdım. Bağlar'da görev yaptık. Hiçbir kimse eğer oralı değilse ben gidip de Diyarbakır'da Hakkari'de görev yapayım demedi. Bu çocuklar ve biz eşlerimizin arkasından bütün bunları çektik ve yaşadık. Şimdi mi eşimizden vazgeçeceğiz. Suçsuz olduğunu bile bile, yalana dolana bir tuzağa düşürüldüklerini bile bile şimdi mi onlardan vazgeçeceğiz? Hakim beye çok teşekkür ediyoruz. Çok ince düşünmüş güya bizi korumaya çalışmış. Sadece canımızı acıtmaya çalışıyorlar; ama sadece acıtabilirler. Bizi yıkamazlar. Biz eşlerimizin kızlarımız da babalarının arkasında her zaman" dedi.
"SAHTE CD'LERİ KİMİN ÜRETTİĞİNİ SORACAĞIM"
Annesi ile birlikte eylemi başlatan Tümgeneral Ahmet Yavuz'un oğlu Selim Yavuz ise, "Eylem son derece sponten gelişen bir olaydı. Bu eylemi annem Lütfiye yavuz şöyle dedi yargılamalar sürerken, 'Eğer kötü bir karar çıkarsa oradan ben her gün tek başıma da olsa gideceğim Cumartesi günü oturacağım' dedi. Biz 2 kişi olacağız en az. Biri annem biri ben. Kimse gelmese ben her cumartesi günü ya burada, ya Kadıköy'de ya da Taksim de oturacağım. Sahte CD'lerin kimin ürettiğini soracağımö dedi.
19 DEVRE ARKADAŞIMDAN 17'Sİ TUTUKLANDI
Bolyoz Davası'dan ceza alan Deniz Kuvvetleri'nde görev yapmış 17 komutanın dönem arkadaşı emekli komutan Hasan Taş da basın mensuplarına açıklama yaptı Taş, "Ben bu yargılamaların çok adil olduğuna inanmıyorum Benim kendi devre arkadaşlarımdan yaklaşık 19 devre arkadaşımın 17'sinin yargılanıyor olması beni biraz soru işaretlerine itiyor. Biz 14 yaşından beri beraber büyüdük, beraber bazı şeyleri paylaştık. Hayatımız çoğu zaman birlikte çoğu zaman okul yıllarında sosyal yaşamda birlikte geçti. Kendileri ve ailelerini çok yakinen tanıyoruz. 19 kişiden 17'si yargılanıyor olması aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin devletin düşünmesi gerekir. Bu ciddi bir rakam. Daha çok deniz kuvvetlerinde görevli personel de diğer davalarda da yargılanıyor. Bunun üzerinde durulması gerekiyor. ya geçmişten beri bir şeyler yanlış. ya biz yanlış ya da yapılanlar yanlış" dedi.