Haberler
Esed rejimiyle çatışan muhalif gruplar Halep kent merkezine girdi

Türkiye sınırı kan gölüne döndü! Muhalif gruplar kent merkezinde

Rus uçakları, Halep'i vurmaya başladı

Halep düştü, Rus savaş uçakları bombardımana başladı

Katıldığı organizasyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran protesto

Salondaki protesto Erdoğan'ı kızdırdı: Siyonistlerin ağzı, dili olma

Yenidoğan çetesi soruşturması kapsamında kapatılan 13 özel hastaneye kayyum atandı

İstanbul'da 13 özel hastaneye kayyum atandı

Balyoz Planı Davası Temyiz Duruşması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Avukat Ülgen: "Düşünün bir mahkeme bir retmatik kullanıyor günün moda deyimiyle. Sanık avukatlarının ağzından ne çıkarsa retmatiğin düğmesine basıyor anında reddediyor, mantık yok" "Tertipçilerin izinin olduğu anlaşılan, kendilerinin ele verilmesine neden olacak bir CD'yi yok ettiler. Biz bu konuda çekilmiş olan görüntüleri görmeden duruşmadan dışarı atıldık ve 'siz savunma hakkını kötüye kullanıyorsunuz, avukat olmadan da karar veririz' denilerek bu dosya önünüze geldi, böyle bir karar çıktı"

Emekli Oramiral Özden Örnek ile emekli orgeneraller Halil İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan'ın da arasında bulunduğu 361 sanıklı "Balyoz Planı" davasının, Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmasına 14. günde devam edildi.

Sanıklar Süha Tanyeri, Çetin Doğan, Dursun Çiçek, Nedim Ulusan, Ahmet Zeki Üçok ve Ahmet Bertan Nogaylaroğlu'nun avukatı Celal Ülgen, davanın bir numaralı sanığı Çetin Doğan'ın da avukatı olduğunu hatırlatarak, savunmasında fuzuli ve gereksiz bilgilerden kaçınmaya, olayı olabildiğince özetlemeye çalışacağını söyledi.

Buna rağmen 20 bölüm halinde 10 saat sürecek savunma yapacağını ifade eden Ülgen, Ergenekon davasından çıktıktan sonra aşırı yorgunluk nedeniyle rahatsızlandığını ve 3 gündür yattığını belirterek, sabah yola çıktığını ve çok yorgun olduğunu dile getirdi, heyetten anlayış istedi.

Mahkeme Başkanı Ekrem Ertuğrul da Ülgen'in, duruşmanın başından beri sabırla beklediğini belirterek, kendilerinin de yorgunluğunu esas alarak savunmasını dinleyeceklerini kaydetti.

Ülgen, ele geçirildiği iddia edilen dijital verileri sanıkların hazırladığına dair kanıt bulunmadığını, verilerin hiçbirisinin sanıkların egemenlik alanında bulunmadığını söyledi.

-"Yargıtaya büyük görev düşüyor"-

Yerel mahkemede yaşadıkları sıkıntıları dile getiren Ülgen, bazı avukatların "artık savunma yapmıyoruz" noktasına geldiğini anlattı. Bu konuda Yargıtaya çok büyük bir görev düştüğünü belirten Ülgen, "Bugün Türkiye'de kaç tane özel yetkili ağır ceza mahkemesi varsa o kadar uygulanan ceza muhakemesi kanunu çeşidi vardır. Her mahkemeye göre değişik usul uygulanmaktadır. Çünkü bir içtihat birikimi yoktur" dedi.

Yargıtayın bu kapsamda özel içtihatlar üretmesi gerektiğini ifade eden Ülgen, bunlardan birinin avukatların toplu olarak dışarı çıkmalarıyla sonuçlanan uygulamalar olduğunu vurguladı.

Mahkeme başkanının, kısa süreceğini söylemesine karşın kendisine söz vermediğini anlatan Ülgen, buna "Siz iddia makamının her söz alışında söz verip savunma avukatları söz istediğinde vermezseniz bu dengeyi bozarsınız. Silahların denkliği ilkesini bozarsınız" diye karşı çıktığı için salondan atıldığını aktardı.

-"Salonu terk ettik"-

Diğer avukatların da tepki olarak salonu terk ettiğini belirten Ülgen, "Sizin tespitiniz bundan sonra bu olayların bitmesine ya da sürmesine neden olacaktır. Çok önemli bir konudur. Bir ceza avukatı bir mahkemede istediği zaman eğer mahkemeyi uzatma kastı yoksa kısa sürede konuyu dile getirecekse hemen söz verilmeli midir, yoksa mahkeme başkanının canı ne zaman isterse o zaman mı söz vermelidir, buna karar vereceksiniz" diye konuştu.

"İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi savunmayı dışlamıştır" diyen Ülgen, şöyle devam etti:

"Bir kuruma içerisinde yargıç, savcı var diye mahkeme denmez, tek başına avukat olduğu zaman da elbette mahkeme denmez. Bunların bir arada olması gerekir. Mahkemeyi mahkeme yapan savunmadır. Bütün hukuk kitaplarında ve bütün Roma hukuku tarihinden başlayaarak savunma kutsanır. Savunma kutsaldır sözünü mahkemede dile getirdiğim zaman cumhuriyet savcısı oturduğu yerden kalkarak 'ne yani bellemişsiniz savunma kutsaldır diye, iddia da kutsaldır, biz de kutsalız' demiştir. Böyle bir garabeti yaşamış 42 yıllık bir avukat olarak huzurlarınızdayım."

Silivri'de ne zaman neyi istedilerse bütün taleplerininin gerekçesiz reddedildiğini belirten Ülgen, "CD'leri istedik olmadı, CD'lerin renkli fotoğrafını istedik onu bile vermediler. Gerekçe yok" ifadesini kullandı.

Türkiye'de bir olay olduğu zaman bunu çözecek MOBESE kameralarının her zaman bozuk çıktığını savunan Ülgen, gazeteci Mehmet Baransu'ya verilen CD'leri içeren bavulu kimin verdiğinin tespit edilebilmesi için gereken MOBESE kameralarının da arızalı çıktığını söyledi.

Birinci Ordunun 5-7 Mart 2003'teki seminerine değinen Ülgen, "Ses kayıtlarından plan yapıldığı anlaşılıyor deniyor, hayır ben de siz sahte planları ses kayıtlarını dinleyerek yaptınız diyorum" diye konuştu.

Ses kayıtlarının çözümlemesinde de yanlışlar olduğunu ileri süren Ülgen, Çetin Doğan'ın konuşmalarından yanlış çözümlendiğini öne sürdüğü bazı yerleri aktardı.

-"Tutanaklardan çelişkiler olduğu anlaşılıyor"-

Baransu'nun teslim ettiği veriler için tutulan tutanaklardan CD'lere ilişkin çelişkiler bulunduğunun anlaşıldığını savunan Ülgen, slayt sunumuyla tutanaklardaki bu kısımları mahkeme heyetine gösterdi.

Bu çelişkilerin giderilmesi için tutanakların yanında polis kamerasıyla çekilen görüntülerin incelenmesini istediklerini ancak bunun mahkeme heyetince reddedildiğini aktaran Ülgen, "Şaşmamak elde değil. Düşünün bir mahkeme bir retmatik kullanıyor, günün moda deyimiyle. Sanık avukatlarının ağzından ne çıkarsa retmatiğin düğmesine basıyor anında reddediyor, mantık yok" dedi.

Ülgen, mahkemenin kararında bu itirazlarından hiç sözedilmediğini, bu çelişkilerin giderilmesi konusunda neden adım atılmadığının karara yansıtılmadığını dile getirdi.

Tutanaklara çelişkili şekilde giren 9 Nolu CD'nin teslim görüntülerini istediklerini ancak görüntülerin duruşmada izletilmediğini kaydeden Ülgen, "Tertipçilerin izinin olduğu anlaşılan, kendilerinin ele verilmesine neden olacak bir CD'yi yok ettiler. Biz bu konuda çekilmiş olan görüntüleri görmeden duruşmadan dışarı atıldık ve 'siz savunma hakkını kötüye kullanıyorsunuz, avukat olmadan da karar veririz' denilerek bu dosya önünüze geldi, böyle bir karar çıktı" diye konuştu.

Bilirkişi incelemelerini eleştiren Ülgen, bilirkişilere, "Bir dijital verinin sadece üst verilerinden yola çıkılarak bu CD'nin gerçek bilgiler içerdiği kabul edilebilir mi, bir CD'nin üst verileri üretildikleri tarihten önceki veya sonraki tarihe ayarlanabilir mi" gibi can alıcı soruların sorulmadığını kaydetti.

Ülgen, "Bunlar sorulsa şu anda önünüze gelen dosya olmayacaktı ama bilerek bu sorular sorulmadı" iddiasında bulundu.

Avukat Ülgen, savunmasına yarın devam edecek. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel
title