Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Balyoz Planı" Davası Sanıklarından Adalet Bakanlığı'na Başvuru

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Dava kapsamında hüküm giyen 11 sanığın avukatı, "yeniden yargılama" taleplerinin reddedilmesi kararının, yazılı emir yoluyla bozulması istemiyle Adalet Bakanlığı'na başvurdu.

"Balyoz planı" davasında hüküm giyen 11 sanığın avukatı Hakan Tunçkol, "yeniden yargılama" taleplerinin reddedilmesi kararının, yazılı emir yoluyla bozulması istemiyle Adalet Bakanlığı'na başvurdu.

Dava kapsamında hüküm giyen Ayhan Gedik, Mehmet Ferhat Çolpan, Ümit Özcan, Hakan İsmail Çelikcan, Levent Kerim Uça, Enver Aksoy, Mehmet Cem Kızıl, Sencer Başat, Hayri Güner, Doğan Temel ve Recep Rıfkı Durusoy'un avukatı Hakan Tunçkol, Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki Adalet Bakanlığı Bürosu'na dilekçe sundu.

Avukat Tunçkol dilekçesinde, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu savunarak, "5 numaralı harddisk, Gölcük'te bulunması bunu güvenilir hale getirmez. Sahte bir para, Merkez Bankası'nın kasasında bile bulunsa sahtedir ve de alım gücü yoktur. Bu delil de sahte olduğu için, şüpheli olduğu için nerede bulunursa bulunsun, ceza mahkemesinde hükme dayanak olamaz. Hükme dayanak olan bir delil hakkında sahtelik iddiası vardır. Bu deliller zaten dijital deliller olup şüpheyle yaklaşılması gereken ve diğer yan delillerle desteklenmesi gereken delillerdir" ifadelerine yer verdi.

"Delillerle ilgili sahtelik iddiaları varken ve hukukun temel ilkelerine aykırı olan bir delile dayanarak mahkumiyet kurmanın hayatın normal akışına ters olduğunu" öne süren Tunçkol, TÜBİTAK'ta görev yapan 3 uzmanın hazırladığı bilirkişi raporuyla hükme tesir eden ve hükme dayanak yapılan 5 numaralı harddiskin şüpheli hale geldiğini savundu.

Tunçkol, "Ceza muhakemesinin en temel ilkesi, 'şüpheden sanık yararlanır'dır. Müvekkillerim, kim ve kimlerin ne maksatla hazırladığı belli olmayan dijital listelere de sadece adı geçtiği için ağır bir ceza tatbikine tabi tutulmuştur" ifadelerini kullandı.

Müvekkillerinin seminere katılmadıkları gibi Gölcük'ten ve Eskişehir'den çıkan delillerle yeni ve artı bir suç şüphesi oluşmamışken ağır bir cezaya çarptırıldığını iddia eden Tunçkol, şunları kaydetti:

"Müvekkillerimin bulunduğu konum, rütbe, sınıfı ve de yaptıkları görevler, suçlamayı gerçekleştirebilecek düzeyde ve ölçüde olmadığı gibi olası bir darbeye destek verme veya zemin hazırlama gibi bir katkısı ve de durumu yoktur. Müvekkillerimin suçlamalarla alakalı olduğunu gösteren ses kaydı, ıslak imza, elektronik imza veya ikrar veya herhangi bir yan delil yokken haklarında ceza tayini yapmak hukuka aykırıdır. Müvekkillerimin beraat edeceği bir davada hele ki bu kadar ağır cezalar almalarını anlamak mümkün değildir. Aynı konumdaki sanıklardan biri beraat edip diğeri mahkum olmuşsa, bu kadar çok bilirkişi raporu varken ve de yargılamadan sonra yargılamaya konu deliller hakkında gerçek olmadığına dair birçok bilirkişi raporu ve de şüphe de varken yargılanmanın yenilenmesi kaçınılmazdır."

Avukat Tunçkol, hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu iddia ettiği kararın yazılı emir yoluyla bozulmasını talep etti. - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel
title