Balyoz Davası Mağduru Komutanlardan Referandum Toplantısı
BALYOZ davası kapsamında tutuklandıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararının ardından beraat eden emekli 4 asker, 16 Nisan referandumuna ilişkin Afyonkarahisar'da basın toplantısı düzenledi.
BALYOZ davası kapsamında tutuklandıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararının ardından beraat eden emekli 4 asker, 16 Nisan referandumuna ilişkin Afyonkarahisar'da basın toplantısı düzenledi.
Kent merkezindeki bir otelde düzenlenen toplantıya emekli Koramiral Atilla Kezek, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, emekli Deniz Kurmay Albay Bora Serdar, emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel katıldı. Ankara'dan yola çıktıklarını ve kent merkezlerinden ziyade ilçe ve beldelere giderek, vatandaşlara referandumda 'evet' verirlerse ne olur, 'hayır' verirlerse ne olur konusunda bilgi verdiklerini belirten emekli askerler, kimseyi 'evet' ya da 'hayır' konusunda yönlendirmediklerini açıkladı.
"2010 REFERANDUMU PAHALIYA MAL OLDU"
Bora Serdar, Afyonkarahisar'a geliş amaçlarının çok açık olduğunu belirterek, 2010 yılındaki referandum sonrası yaşananlara değindi. Referandumdan sonra bir grubun çok açık bedel ödediğini vurgulayan Serdar, "Bu bedel kişisel acıların ötesinde ülkeye de pahalıya mal oldu. Bunun arkasından da 15 Temmuz darbe girişimi geldi. Çünkü 2010 referandumundan sonra bir ordu kötürüm edildi. 2017 referandumundan da 'evet' çıkması halinde benzer bir tehlikenin doğacağını düşünerek yollara düştük" dedi.
'TÜRKİYE DEMOKRATİK MEŞRUİYETİNİ KAYBEDECEK'
Atilla Kezek ise referandumun ayrı bir bölünmeyi beraberinde getirdiğini ileri sürdü. Referandum süreciyle evet- hayır bölünme süreci yaşandığını öne süren Kezek, "Referandumun, 'evet' de 'hayır' da çıksa bir hayır getirmeyeceğine inanıyorum. 'Hayır' çıkması halinde mevcut düzen devam edecek. Ama 'evet' çıkarsa bambaşka bir şey olacak. Türkiye demokratik meşruiyetini kaybedecektir. Türkiye'nin demokratik meşruiyetini kaybetmesi demek, Türkiye'ye müdahale vasıtasının oluşturulması demektir. Tıpkı Irak'a olduğu gibi, Tıpkı Suriye'ye, Libya'ya, Tunus'a, Mısır'a olduğu gibi müdahale vasıtasının oluşması demektir. En büyük endişemiz budur" diye konuştu.
'UCUBE' BENZETMESİ
Ahmet Yavuz ise geçmiş dönemlerde yaşanan bazı sıkıntıların gerekçe gösterilerek önerilen sistemin, tek bir kişiye endeksli olduğunu söyledi. Yavuz, "Tek bir kişinin aksine tartışmalar olmalı, çok seslilik doğmalı. Getirilmek istenen sistem, başkanlık adı altında tanımlayabileceğimiz bir sistem değil. Dünya literatürüne baktığınızda getirilmek istenen, tabirimi hoşgörün 'ucube' diyebileceğim, tamamen diğer sistemlerden farklı, adını koyamayacağımız bir sistem. Bu bir hükümet sistemi değil, bu bir rejim değişikliğine giden yolu da açıyor. Çünkü geometrik bir yapısı olmayan bir sistem" diye konuştu.
"VATANDAŞ DEĞİŞİKLİĞİN NE GETİRECEĞİNİ BİLMİYOR"
Mustafa Önsel ise bugüne kadar dolaştıkları il ve ilçelerde vatandaşların yeni değişikliklerin ne getirip ne getirmeyeceğini bilmediğine işaret etti. Türkiye'nin 15 yıldır koalisyonsuz yönetildiğine değinen Önsel, "Koalisyonlar artık hikaye oldu. Hükümet bu süre içerisinde tek başına neyi yapamadı da sistem değişikliğine gidiyor. Bunu millete açıklayabilselerdi 'evet' oylarına da katkısı olurdu. Ama maalesef kimse açıklamıyor" dedi.
- Afyonkarahisar