Balyoz Ana Davası'nda Gerekçeli Karar Açıklandı (3)
Anayasa mahkemesi'nin Balyoz Davası'yla ilgili verdiği "Hak ihlali" kararının ardından, aralarında eski 1. Ordu Komutanı, emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP Milletvekili, emekli Korgeneral Engin Alan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneral Bilgin Balanlı ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu 236 tutuksuz sanığın yargılanıp tüm sanıkların beraat ettiği davada mahkeme gerekçeli kararını açıkladı.
Anayasa mahkemesi'nin Balyoz Davası'yla ilgili verdiği "Hak ihlali" kararının ardından, aralarında eski 1. Ordu Komutanı, emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP Milletvekili, emekli Korgeneral Engin Alan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneral Bilgin Balanlı ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu 236 tutuksuz sanığın yargılanıp tüm sanıkların beraat ettiği davada mahkeme gerekçeli kararını açıkladı.
"İLLEGAL YAPI OLUŞTURMALARI HALİNDE..."
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi 750 sayfalık gerekçeli kararında 1. Ordu Komutanlığı'nda gerçekleştirildiği belirtilen plan semineriyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Plan seminerinin sınırlı sayıda ve seçilmiş personelin katılımıyla değil, atamalı oldukları görev yeri gereği verilen emirlere uygun olarak ilgili personelin geniş katılımıyla yapıldığı, seminere katılan tüm kişiler hakkında dava açılmadığı belirtilen gerekçeli kararda, "İllegal faaliyet gösterdiği iddia edilen sanıkların, gizli olarak bir araya gelip görüşme imkanları varken kendileri dışında pek çok kişinin katıldığı bir seminer düzenlemeleri, düzenlenen bu seminerde darbe planlarından söz etmeleri, üstelik de gizlilik ve güvenlik kuralına tamamen aykırı olarak seminer konuşmalarını aleyhlerine delil oluşturacak şekilde kayda alıp saklamaları hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst kademelerinde görev yapan, bir çok konuda donanımlı olan kişilerin böyle bir illegal yapı oluşturmaları halinde bunu illegal yapıya katılmayan bir çok kişinin bulunduğu bir ortamda dile getirmeyecekleri aşikardır" denildi.
"DARBE PLANI HAZIRLANMASI MANTIKLI BULUNMAMIŞTIR"
Gerekçeli kararda, "Aleyhine darbe girişiminde bulunulduğu iddia edilen hükumet 2002 yılı kasım ayında yapılan seçimle ilk kez iktidara gelmiştir. Seminerin yapıldığı tarih itibariyle hükumet henüz 4 aydır görevde olup, 4 ay gibi kısa bir sürede hükumetin icraatlarını göstermesi ve bu icraatlardan rahatsız olunarak darbe planı hazırlanması da mantıklı bulunmamıştır" cümlelerine yer verildi.
DARBE PLANININ SEMİNERLERDE TARTIŞILMASI OLAĞAN AKIŞA UYGUN DEĞİL"
Kararda devamla, "Gerek ülkemizde, gerekse diğer ülkelerde yapılan darbeler incelendiğinde, yasadışı olması nedeniyle gizliliğin sağlanması amacıyla darbe planlarının ilk aşamalarda asla geniş çaplı yapılmadığı, çok az sayıda kişiden oluşan çekirdek kadro tarafından planlandığı ve bilindiği, darbenin yapılmasından çok kısa süre önce diğer kişilere gizli yollarla duyurulduğu görülmektedir. Böyle bir şeyin çok sayıda kişi tarafından planlanması, planlamanın çok uzun zamana yayılması, seminerlerde tartışılması hayatın olağan akışına uygun değildir" ifadeleri kullanıldı.
"SEMİNERDE YAPILAN KONUŞMALARDA SANIKLARIN SUÇ İŞLEDİĞİ YÖNÜNDE KANAATE VARILMAMIŞTIR"
Plan semineriyle ilgili çalışmaların seminer sonrasında Genelkurmay Başkanlığı'na ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderildiği, Genelkurmay tarafından bu konuşmalarda suç unsuru bulunduğu yönünde hiçbir tespitte bulunulmadığı ve yasal işlem yapılmadığı ifade edilen gerekçeli kararda, "Yerleşmiş Yargıtay kararları doğrultusunda seminerde yapılan konuşmalar bir bütün olarak ele alınıp suç tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirme yapıldığında sanıkların atılı suçları işledikleri yönünde bir sonuç ve kanaate varılamamıştır. Bir kısım sanıkların bazı konuşmalarında seminer kapsamı dışına çıkan ve maksadını aşan ifadelerde bulundukları, dönemin hükumetini eleştiren, hükumetin uyarılması gerektiğini belirten konuşmalar yaptıkları anlaşılmıştır." denildi.
"HÜKUMETİN ORDU TARAFINDAN UYARILMASI SÖYLEMLERİNİN HOŞ OLMADIĞI AÇIKTIR"
Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın seminerdeki konuşmalarına da yer verilen gerekçeli kararda, "Seminer konuşmalarında sanığın hükumeti eleştiren sözleri seminerin amacını aşan sözler olsa da, bu sözlerin sanığın darbe hazırlığı yaptığı anlamına gelmeyeceği, sanığın darbe hazırlığı yapması halinde konuşmasında belirttiği gibi caydırıcılıktan söz etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı düşünülmüştür. Sanığın hükumetin ordu tarafından uyarılması gerektiği şeklindeki söylemlerinin hoş olmadığı açıktır. Ancak sanığın isnat olunan suçu işlemesi ve darbe hazırlığında bulunması halinde beyanlarında belirttiği gibi hükumeti uyarmaktan söz etmeyeceği, bunun hayatın olağan akışına uygun olmadığı düşünülmüştür" denildi.
"AMACINI AŞAN KONUŞMALAR YAPILMIŞ İSE DE..."
Gerekçeli kararda, "Her ne kadar plan seminerinde bir kısım sanıklarca amacını aşan konuşmalar yapılmış ise de, isnat olunan suça ilişkin yasa maddeleri uyarınca bunların suç oluşturabilmesi için kişisel düşünce ve fikirlerin açıklanması bazında kalmayıp daha ileri aşamaya geçilmesi, en azından bir araya gelinerek darbe yapılması konusunda maddi olgularla desteklenecek şekilde bir anlaşmaya varılması gerekmektedir. Bu konuşmalardan sanıkların 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. Maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 312. Maddesinde belirtilen eylemleri gerçekleştirmeye teşebbüs ettikleri veya bu suçları işlemek için maddi olgularla desteklenecek şekilde ittifak yaptıkları yönünde bir kanaat ve sonuca varılamamıştır" ifadeleri kullanıldı.
"DARBE YAPILMASINDAN MİT'İN HABERİ OLACAĞI DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR"
MİT Müsteşarlığı'nın Balyoz harekat planından haberinin olmadığına dair yazısı olduğu belirtilen gerekçeli kararda, "Sanıkların atılı suçu işlemiş olmaları halinde, geniş çaplı bir katılımla çok sayıda kişi tarafından oluşturulduğu ve çalışmalarının 6-7 yıl gibi uzun bir zaman dilimi içinde devam ettiği, hatta seminerlerde dahi tartışıldığı iddia edilen yasa dışı darbe yapılanmasından MİT Müsteşarlığının mutlaka haberdar olacağı düşünülmüştür" cümlelerine yer verildi.
"HİÇBİR NEDEN ORDUNUN HÜKUMETLERE KARŞI DARBE GİRİŞİMİNDE BULUNMASINI HAKLI GÖSTEREMEZ"
Tüm delillerin değerlendirilmesi üzerine sonuç olarak "Siyasi tarihimizde bir çok kez darbeler nedeniyle demokrasi kesintiye uğramış, bu darbeler gerek demokrasi, gerekse hukuk ve insan hakları konusunda ülkemizi çok geriye götürmüş, toplumumuzda derin yaralar açmıştır. Hiçbir gerekçe ve neden ordunun halkın seçimle getirdiği hükumetlere karşı darbe girişiminde bulunmasını haklı ve meşru gösteremez. Hükumetlerin Anayasal düzene aykırı hareket ettiklerinin belirlenmesi halinde Anayasa da bu duruma gidilecek hukuki yollar belirtilmiş olup hukukun dışına çıkılması mümkün değildir" değerlendirmelerinin yapıldığı gerekçeli kararda, "Siyasi tarihimizde darbelere sık sayılabilecek sayıda rastlandığından toplumumuzda bu konuda bir ön yargı oluşmuştur. Ancak nasıl ki demokratik toplumlarda demokrasi kuralları gereğince hareket edilmesi zorunlu ise hukuk devleti olmanın gereği olarak olaylara hukuki çerçevede yaklaşılması da bir zorunluluktur. Dava konusu olaya da ön yargılardan arınmış, tarafsız olarak yaklaşılması ve hukuki çerçevede değerlendirme yapılması gerekmektedir" denildi.
TÜM SANIKLAR HAKKINDA BERAAT
Sanıkların "Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye teşebbüs", İttifak" ve "Suç için anlaşma" suçlarını işledikleri yönünde mahkumiyetlerine yetecek, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını belirten mahkeme heyeti, sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin iptali ile yüklenen suçları işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatları yönünde karar verildiğini kaydetti. - İstanbul