Balkan Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Buluşması
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Balkanlar'da bulunan düşünce kuruluşlarıyla Türkiye'deki düşünce kuruluşlarını Ankara'da bir araya getirdi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Balkanlar'da bulunan düşünce kuruluşlarıyla Türkiye'deki düşünce kuruluşlarını Ankara'da bir araya getirdi.
Balkan Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Buluşması, Holiday Inn Otel'de yapılan açılış konuşmalarıyla başladı.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kudret Bülbül, burada yaptığı konuşmada, 1990'lı yıllarda Sovyetlerin dağılmasıyla daha barışçıl bir dünyanın konuşulmaya başlandığını ancak bu durumun çok uzun sürmediğini ve tekrar çatışmalara doğru bir dünyaya evrildiklerini ifade etti. Bülbül, dünyanın en temel üç sorununu birlikte yaşayamama, paylaşım ve adalet konuları olarak sıraladı.
Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığı, farklı olandan korkma, artan ırkçılıkla karşı karşıya kalındığını belirten Bülbül, "Küreselleşme süreçleriyle artık uzakta olan şey daha yakına geldi" ifadesini kullandı. Bunun en önemli nedenlerinin başında ekonomik durgunluk ve küreselleşmenin getirdiği kültürel sonuçların geldiğini söyleyen Bülbül, Avrupa'nın bu sorunları aşmak için uyguladığı yöntemlerin onları daha da içine kapattığının altını çizdi. Bülbül, Türkiye'nin benzer bir durumu geçmişte yaşadığını hatırlatarak "Ama son dönemde farklılıkları değer olarak gören bir Türkiye doğdu. Farklılıklarla barıştıkça normalleştik, normalleştikçe de zenginleştik" dedi.
Bülbül, ülkeler arasındaki fakirlik zenginlik uçurumuna da vurgu yaparak adil bir dünyaya doğru yapılması gerekenler konusunda yeterince adım atılmadığını belirtti.
Balkanlar'ı, uzun yıllardır bir arada yaşamanın, çoğulculuğun, barış ve huzurun kaynağı bir coğrafya olarak nitelendiren Bülbül, şöyle devam etti:
"Yakın zamanda maalesef bu özellik büyük oranda azalmış durumda. Hatta literatürde Türkiye'nin de içinde yer aldığı Balkan topluluklarının hak etmediği 'Balkanlaşma' diye bir kavramla karşı karşıyayız. Bu kavram daha fazla bölünen, etnik çatışmalara işaret eden bir durumu anlatmak için kullanılıyor. Tarihsel geçmişine baktığımda Balkanlar bu tanımlamayı hak etmiyor. Balkan ülkeleri geçmişte çok daha fazla tarihsel ve kültürel ilişkileri geliştirebilmiş bir coğrafya.
Günümüzde ortak bir havzayı kültürel anlamda değerlendiremememiz söz konusu. Bu toplantının temel amacı da iletişim ve işbirliği imkanı geliştirmek. Düşünce kuruluşlarından hareketle daha fazla birbirleriyle konuşabiliyor olmalarını sağlamak."
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Muhittin Ataman da bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir düşünce kuruluşu olduklarını söyledi. Ulusal, bölgesel ve küresel boyuttaki meselelerin siyasi, ekonomik, kültürel ve tarihi derinlik içinde anlaşılarak bunlara çözüm önerileri sunulmasının SETA'nın temel hedefi olduğunu hatırlatan Ataman, ortak aklın inşasına katkıda bulunduklarını ifade etti. SETA bünyesinde yürütülen araştırmaların rapor ve analiz formatında yayımlandığını anlatan Ataman, Türkiye'deki bilgi seviyesinin yükselmesini hedeflediklerini vurguladı.
Ataman, Türkiye'nin kendi kültürel kimliğine uygun bir vizyon oluşturmaya ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle bilginin siyaset üzerindeki dönüştürücü gücüne önem verdiklerini söyledi.
SETA'nın araştırma ve yayın faaliyetlerinin yanı sıra çok sayıda panel ve kongreye evsahipliği yaptığını belirten Ataman, Balkanlar'la ilgili bu geniş katılımlı etkinlikle de Balkanlar'ın siyasi gündemi, Balkanlar ve Türkiye'yi ilgilendiren çok farklı konuların alanında yetkin kişiler tarafından masaya yatırılacağı bilgisini verdi.
Balkanlar'ın birçok tartışma ve sorunun tam olarak çözümlenmemiş olması nedeniyle asla gözardı edilemeyecek bir bölge olduğunu vurgulayan Ataman, Türkiye'nin bölgenin istikrarına verdiği önemin altını çizdi. SETA olarak Balkanlar'dan siyaset araştırmacılarını bir araya getirdiklerine işaret eden Ataman, son yıllarda Türkiye'nin varlığını artırdığı bu coğrafyayla işbirliğini artırmak için üzerine düşenleri yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Buluşmaya, Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ, Hırvatistan, Romanya, Arnavutluk, Slovenya ve Yunanistan'dan 22 düşünce kuruluşuyla Türkiye'den düşünce kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve kamu kurumu temsilcileri katılıyor.
Buluşma 3 gün sürecek ve düzenlenecek panel ve oturumlarda farklı başlıklarda görüş alışverişinde bulunulacak. Kültürel etkinliklerin de yer alacağı buluşmaya yurtdışından katılan düşünce kuruluşu temsilcileri, Türkiye'nin ilgili kurum ve kuruluşlarını da ziyaret etme fırsatı bulacak.