Balıkesir'in tescilli kuzusunun yünü hünerli ellerde sanata dönüşüyor
Balıkesir'de keçe sanatı eğitimi alan kadınlar, coğrafi işaret tescilli kuzuların yünlerini kök boyalarla işleyerek rengarenk eşyalar üretiyor.
Balıkesir'de keçe sanatı eğitimi alan kadınlar, coğrafi işaret tescilli kuzuların yünlerini kök boyalarla işleyerek rengarenk eşyalar üretiyor.
Altıeylül Belediyesince Sultan Abdülhamid Han Gelişim Merkezi'nde düzenlenen kursa katılan 24 kadın, Kültür ve Turizm Bakanlığı keçe sanatçısı Hülya Görmezoğlu'ndan eğitim alıyor.
Coğrafi tescilli Balıkesir kuzusunun yünlerini kullanarak keçe sanatını öğrenen kursiyerler, günde 6 saat ders görüyor.
Tel tel ayrılan yünler, atölyede zeytinyağlı sabunla bastırılarak sıkılaştırılıyor. Daha sonra özgün tasarımlarını oluşturan kursiyerler, edindikleri bilgi ve beceriyle yünleri, şal, fular, şapka, çanta, pano, ev ayakkabısı, dekoratif çiçek, yelek, çizme, çorap, patik gibi eşyalara dönüştürüyor.
Doğal kök boyalar kullanılarak yapılan ürünler, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile belediyeler tarafından düzenlenen etkinliklerde sergileniyor, isteyen olursa satışı da yapılıyor.
"Dikiş, makas, tutkal yok sadece zeytinyağlı sabun ve su"
Usta öğretici Hülya Görmezoğlu, AA muhabirine, hiç işlem görmemiş yünlerden usta çırak ilişkisiyle, giysi ve aksesuarların yanı sıra sofra bezi gibi eşyalar da ürettiklerini söyledi.
Keçe sanatının yapımını anlatan Görmezoğlu, şu bilgileri paylaştı:
"Herhangi bir dikiş, makas, tutkal yok, sadece zeytinyağlı sabun ve su. Yani elimizin basıncıyla oluşturduğumuz doku ortaya çıkıyor. Tamamıyla istediği objeye, yünü dönüştürebiliyor ama mutlaka zeytinyağlı sabun ve ılık su olmak şartıyla. Dış giyimde ceketler, çantalar, çizmeler yapıyoruz. Aklımıza gelebilen her şeyi yapabiliriz, hatta yoga pedleri, yatak koruyucuları da yapılabiliyor. Tamamen doğal ürün olduğu için vücuttaki statik elektriği boşaltıyor ve ısıyı muhafaza ediyor. Keçenin termostatik bir görevi var."
Görmezoğlu, kursiyerlerin keçe sanatının en ince noktalarını öğrendiklerini dile getirdi.
Bilinirliği azalan sanatı bu tür kurslarla yaygınlaştırmaya çalıştıklarını belirten Görmezoğlu, yeni destekler sayesinde keçeciliğe ilginin daha da artacağını ifade etti.
Bandırma ile Balıkesir arasında 5 yıl mekik dokudu
Kursiyerlerden Mübeccel Bolat ise Hülya Görmezoğlu ile 2017'de tanıştığını aktardı.
Yünü sanata dönüştürmeyi çok sevdiğini kaydeden Bolat, "Bu sanatı öğrenmek için 5 yıl boyunca Bandırma'dan Balıkesir'e belediye otobüsleriyle sabah gelip akşam geri döndüm." dedi.
Bolat, hayvancılığın merkezi kentte yün de fazla çıktığı için sanatı en iyi kavrayabileceği şehir olarak Balıkesir'i tercih ettiğini, ayrıca Görmezoğlu'nun kendisini çok sıcak karşıladığını anlattı.
Keçeciliğin inceliklerine değinen Bolat, "Bu sanatta el sıcaklığı çok önemli çünkü zeytinyağlı sabun, su ve elimizle alkali bir ortam oluşturuyoruz. Hocam 1-2 defa çalışmama baktı ve bu işi yapabileceğimi söyledi. Ben de bu işe gönül verdim ve severek yapıyorum. Hala öğrenciyim. Unutulmaya yüz tutmuş bu sanatımızı tanıtmaktan da çok büyük keyif alıyorum." diye konuştu.