Bakanlar Kurulu Toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne karşı bir tehdit olması halinde, tehdidin niteliğine göre Türkiye her türlü senaryoya hazırlıklıdır.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, " Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne karşı bir tehdit olması halinde, tehdidin niteliğine göre Türkiye her türlü senaryoya hazırlıklıdır." dedi.
Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bekir Bozdağ, bir gazetecinin "Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez emekli oldu. Bakanlar Kurulunda Diyanet İşleri Başkanlığına yeni bir isim önerildi mi? Bu konuda bir atama yapılacak mı?" şeklindeki sorusu üzerine, Görmez'in emekliye ayrıldığını, yeni Diyanet İşleri Başkanının yakında görevine başlayacağını söyledi. Bozdağ, Bakanlar Kurulunda bu konuyla ilgili bir değerlendirmenin yapılmadığını, yakında atamanın duyurulacağını ifade etti.
"Irak ordusu, Telafer'de terör örgütü DEAŞ'a yönelik bir operasyona başladı. Türkiye bu konuda Irak ordusuna destek verecek mi?" sorusuna da Bozdağ, "Burada DEAŞ terör örgütünün bir hakimiyeti var. Türkiye olarak biz bu konuda bölgenin DEAŞ terör örgütünden temizlenmesini ve oranın sahiplerine bırakılmasını hep önceledik. Bütün muhataplarla yapılan görüşmelerde biz bunu en üst düzeyde dile getirdik ve şu anda orada bir hava harekatı başlamış durumda. Türkiye de burada olup biten her şeyi çok yakından takip ediyor. İnşallah kısa bir süre sonra bu bölge DEAŞ terör örgütünden tamamen arındırılmış olacak. Sünni ve Şii Türkmenler daha önce olduğu gibi kendi ata yurtlarında özgürce yaşama imkanına kavuşacaklardır." yanıtını verdi.
"PYD ve YPG eşittir PKK'dır, hepsi terör örgütüdür"
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Suriye'de Afrin'e yönelik Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir operasyon yapacağı haberleri var. Bu haberler doğru mudur?" sorusu üzerine, Suriye'de olup biten her şeyin doğrudan Türkiye'nin ulusal güvenliğini ilgilendirdiğini söyledi.
Bir terör örgütünün, başka bir terör örgütü kullanılarak ortadan kaldırılmasının doğru bir yöntem olmadığını belirten Bozdağ, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye göre PYD ve YPG eşittir PKK'dır, hepsi terör örgütüdür. Onlarla bölgede bir istikrar, huzur sağlanması, güven ortamının oluşturulması söz konusu olamaz. Olmayacağını da hepimiz göreceğiz. Türkiye bu konuda uyarılarını dostane bir şekilde yapmıştır. Türkiye bu bölgede bir terör koridoru oluşturulmasına asla izin vermeyecektir. Bölgede oldu bittilere göz yummayacaktır. Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne karşı bir tehdit olması halinde, tehdidin niteliğine göre Türkiye her türlü senaryoya hazırlıklıdır. Afrin'de PYD ve YPG terör örgütünün bir varlığı söz konusu ve oradan Türkiye'ye zaman zaman taciz atışları yapıldığını biliyoruz. Türkiye bütün bunların hepsine misliyle bugüne kadar mukabele etmiştir, bundan sonra da mukabele edecektir."
Bozdağ, "İdlib ve Afrin'de Türkiye'nin aleyhine gelişmelerin olmaması için hükümetimiz ve diğer birimlerimiz teyakkuz halindedir. Türkiye'ye rağmen bu bölgelerde bir oldu bittiye izin vermeyeceğimizi ifade etmek isterim." dedi.
"İtirazlar üzerine konu incelenirken yanlışlık ortaya çıkmıştır"
Bozdağ, bir gazetecinin, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) yapılan yerleştirme işlemindeki hataya ilişkin sorusuna yanıt verirken de şunları söyledi:
"ÖSYM'nin yaptığı büyük bir hatadır. Çünkü üniversite sınavına giren gençlerimizin tamamı hayallerini gerçekleştirmek için ter döküyorlar, emek veriyorlar ve oranın işlemlerini doğru, objektif, güvenilir bir şekilde yapacağına inanıyorlar. Onun için de ÖSYM, bir güven adresidir, hep böyle olmuştur ama zaman zaman böyle olaylar olduğunda da ÖSYM elbette yıpranmaktadır. Bu hadisede de gördüğümüz kadarıyla çok açık, net bir hata vardır. 'Bu hata bir kasta müstenit bir hatadır.' demiyoruz. Çünkü ÖSYM yetkilileriyle yaptığımız görüşmede onlar da kasta dayalı bir hata olmadığını ifade ettiler ve bir ihmalden bahsettiler ama bu ihmal de olsa buna dair elbette ÖSYM gereken değerlendirmeleri yapacaktır."
Konuya ilişkin rakamlar veren Bozdağ, ÖSYS'ye göre 64 ayrı alanda ek puan verildiğini dile getirdi. Meslek liseleriyle ilgili bu alanın kılavuzun Tablo-6C'nin ekinde yer alan alanları ilgilendirdiğini ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"8 Ağustos 2017 tarihinde açıklanan 2017 ÖSYS yerleştirme sonuçlarında aday yerleştirmelerinde kullanılacak puanlar belirlenirken, bu 64 alanın ikisinde, imam hatip liseleri ve sağlık astsubay hazırlama okulu mezunlarıyla ilgili dört yıllık değil önlisans yani iki yıllıklara ilişkin yerleştirmelerde bu okullardan mezun olanlara ek puan konularak puanlarının hesaplanması gerekirken ek puan yapılmadan hesaplama yapılmıştır. İtirazlar üzerine konu incelenirken bu yanlışlık ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine güncelleme yapılmış, yeni sonuçlar da ilan edilmiştir. Bin 110 adayın ilan edilen yerleştirmesi değişmiştir, bin 628 aday ek puanı nedeniyle daha önce bir programa yerleşmemişken yerleşir duruma gelmiştir. Ek puanı dikkate alındığı için yerleşen bin 628 aday nedeniyle daha önce bu programa yerleştiği ilan edilen bin 499 aday ise yeni durumda herhangi bir programa puanı yetmediğinden yerleştirilememiştir."
Bu hatanın pek çok kişiyi etkilediğine işaret eden Bozdağ, ÖSYM Başkanlığının bunlarla ilgili gerekli idari tahkikatı yapacağını, sonuca göre değerlendirmenin yapılacağını söyledi.
"Haberi yapanlar yalan olduğunu biliyorlar"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, "Atatürk Orman Çiftliği arazisinin belli bölümünün Amerikan Büyükelçiliğine satıldığı yönünde bazı iddialar var. Bu iddialar doğru mudur?" şeklindeki soruya da şu yanıtı verdi:
"Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili haber bayat bir haberdir. Bu konu, 2013 yılından beri ara ara Türkiye'nin gündemine getiriliyor. Daha önce bazı milletvekilleri tarafından yazılı soru önergesine konu edilmiş, tarım bakanlarımız ve ilgili bakanlarımız o yazılı soru önergelerine de cevap vermişlerdir. İhtiyaç duydukça hassasiyetleri kaşımak için bazı basın yayın organları ve bazı çevreler, bunları sürekli gündeme taşımaktadır. İşin aslı şudur; bu arsanın hukuken veya konum itibarıyla fiilen Atatürk Orman Çiftliği ile herhangi bir irtibatı yoktur. Atatürk Orman Çiftliğine veya Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bitişik veya sınır bir yer de değildir. Burası Ankara ili Çankaya ilçesi Karakusunlar Mahallesinde özel mülkiyete konu taşınmazlar arasında bir yerdir. Halk arasında Çukurambar semti olarak bilinen semttedir. Eskişehir-Ankara yolunun biraz arkasında. Tam da yerini tarif etmeyeyim. Atatürk Orman Çiftliğinin sanki içinde, kenarında, ortasında bir yer Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği yapılsın diye onlara şimdi satılmış gibi haber yapılıyor, yalan haber. Haberi yapanlar yalan olduğunu biliyorlar ve bilerek yalan haber yapıyorlar. Tabi bu ahlaki değildir. Basın meslek etik ilkelerine de uygun değildir."
Bu arsanın 24 Mayıs 1983'te çıkarılan bir kanunla Gazi Üniversitesine verildiğini, üniversitenin de burayı kendi ihtiyacı için başka yerler yapılması karşılığında protokolle TOKİ'ye devrettiğini anlatan Bozdağ, "TOKİ de burayı Dışişleri Bakanlığımız ile ABD yetkilileri görüşerek mütekabiliyet ilkeleri de dikkate alınmak suretiyle ABD Büyükelçiliğine satışı yapılmıştır. Bu satış, 11 Nisan 2014'te yapılıyor, yeni değil. 5 Kasım 2016 tarihinde ise buranın satışına ilişkin protokollerin sureti, Mimarlar Odası Ankara Şubesine de gönderiliyor. Onların elinde de bu var, nerede olduğu belli." dedi.
Bozdağ, yerin 1983'te kanunla Gazi Üniversitesine verildiğini yineledi ve o zaman AK Parti'nin olmadığına dikkati çekti.
"Gerçek ortaya çıktı, balon patladı"
Çarpıtma, yalan ve iftira olan haberin, kirli bir algı operasyonuna su taşımak için yapıldığını belirten Bozdağ, şunları kaydetti:
"(Atatürk Orman Çiftliği'ni hükümet parselliyor, satıyor şöyle böyle yapıyor) şeklinde bir algı operasyonu için yapılmış bir haberdir. Daha önce de bununla ilgili Ankara Büyükşehir Belediyesi ile alakalı bir ay olmadı zannedersem, bir başka haberi daha benzer şekilde yaptılar. Şunu ifade etmek isterim; vatandaşlarımızın, hükümetimizin karşısında tavır geliştirmeleri için yalanlarınızla, iftiralarınızla ve çarpıtma haber ve yorumlarla mesafe alınacağını düşünüyorsa herhangi bir kişi, çevre, oluşum veya grup yanılır. Çünkü gerçeklerin, bütün yalanları, iftiraları ve çarpıtmaları yok etme gibi bir gücü vardır. İşte gerçek ortaya çıktı, balon patladı. Bu da böyle bir balon."
(Bitti)