Bakan Tunç, Adalet Bakanları Konferansı'nda Gazze'deki İnsanlık Dramına Dikkat Çekti: Herhangi Bir Yerdeki Adaletsizlik, Her Yerde Adalete Yönelik Bir...

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Malta’da düzenlenen Adalet Bakanları Konferansı’nda yaptığı konuşmada, "Gazze’de yaşanan katliamlar ve soykırım; Uluslararası kurumları etkisiz kılmakta, hukukun işlevsiz kaldığını gözler önüne sermekte, bu durum uluslararası hukuka olan güveni de sarsmaktadır. Adalete, hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan, burada bulunan bizler, bu hukuksuzluğa engel olmalıyız. Filistin halkının meşru haklarının korunması; uluslararası hukukun, bölgesel barışın, insanlığın temel gereğidir. Unutmayalım ki herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerde adalete yönelik bir tehdittir" dedi.

(ANKARA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Malta'da düzenlenen Adalet Bakanları Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "Gazze'de yaşanan katliamlar ve soykırım; Uluslararası kurumları etkisiz kılmakta, hukukun işlevsiz kaldığını gözler önüne sermekte, bu durum uluslararası hukuka olan güveni de sarsmaktadır. Adalete, hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan, burada bulunan bizler, bu hukuksuzluğa engel olmalıyız. Filistin halkının meşru haklarının korunması; uluslararası hukukun, bölgesel barışın, insanlığın temel gereğidir. Unutmayalım ki herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerde adalete yönelik bir tehdittir" dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz, Malta'da düzenlenen Adalet Bakanları Konferansı'nda konuştu. Türkiye'nin dijital yargı altyapısında kaydettiği ilerlemeleri ve uluslararası adli iş birliğine verdiği önemi anlatan Tunç, Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi'ne ek 3 No'lu Protokol'ün imzaya açılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Tunç, şunları söyledi:

"Dijitalleşme, sadece teknolojik gelişme değil; aynı zamanda toplumsal yapının köklü değişimlerine yol açan dönüşüm sürecidir"

"Sözlerimin başında, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı olarak burada bulunmaktan duyduğum memnuniyetimi özellikle ifade etmek istiyorum. Ülkemiz, kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nin rolü ve etkinliğinin artırılmasına büyük önem vermektedir. Geçmişten bugüne, Avrupa Konseyi müktesebatı, ülkemizde demokrasinin ve insan haklarının güçlendirilmesi yönündeki çabalarımız için önemli bir referans kaynağı olmuştur. Aynı zamanda demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda, Avrupa Konseyi'nin değerlerinin geliştirilmesine aktif katkı sağlamayı sürdürüyoruz. Bu çerçevede, başta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olmak üzere Konsey'in denetim ve insan hakları mekanizmalarıyla yakın iş birliği içindeyiz. Avrupa Konseyi çatısı altında, cezai konularda karşılıklı adli yardımlaşma hususunda temel sözleşme olan, Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi'ne Ek 3 No'lu Protokol'ün imzaya açılışını memnuniyetle karşılıyoruz. Söz konusu protokolün en önemli hedeflerinden biri de adli yardımlaşma evraklarının iletilmesinde elektronik haberleşme kanallarının kullanımıdır. Suçla mücadelede teknolojinin ve dijitalleşmenin tüm imkanlarını kullanmak gerekiyor. Dijitalleşme, artık sadece teknolojik bir gelişme değil; aynı zamanda toplumsal yapının her alanında köklü değişimlere yol açan bir dönüşüm sürecidir. Hukuk ve yargı sistemleri de dijital çağın gerekliliklerine uyum sağlama çabası içindedir. Bu itibarla, adli yardımlaşma süreçleri dahil yargısal işlemlerde dijitalleşmeyi destekliyoruz.

"51 bin olan UYAP sayesinde savcılıklar ve mahkemeler tarafından bilgi ve belgeler saniyeler içerisinde temin edilebilmektedir"

Türkiye, son yıllarda bu alanda önemli adımlar atmıştır. Bunların başında; Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP Bilişim Sistemi) gelmektedir. UYAP, adli işlemlerin elektronik ortamda yürütülmesini sağlayan bir bilişim sistemidir. 24'ü uluslararası olmak üzere 47 ödüle layık görülmüştür. Bu sistem sayesinde tüm adli birimler ile Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatı birbirine bağlanmıştır. UYAP ile davalara ilişkin dosya ve belgeler dijital ortamda görüntülenip dava açılabilmekte ve bu sayede fiziken mahkemeye gitmek zorunlu olmaktan çıkmaktadır. 25 milyon 29 bin kullanıcıya ulaşan ve günlük ziyaretçi sayısı 51 bin olan UYAP sayesinde savcılıklar ve mahkemeler tarafından bilgi ve belgeler artık saniyeler içerisinde temin edilebilmektedir.Türkiye olarak teknolojiyi yargının hizmetine sunduğumuz bir diğer sistem Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemleridir, SEGBİS. Bu sistemle ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ile hükümlülerin duruşma salonlarına getirilmesine gerek kalmaksızın, görüntülü ve sesli olarak yüz yüzelik ilkesine uygun olarak görüşme yapılmasına imkan tanıyoruz. SEGBİS uygulamasıyla bugüne kadar toplam 4 bin 807 SEGBİS cihazıyla 6 milyon 859 bin duruşma gerçekleştirilmiştir. Bir diğer uygulamamız elektronik duruşma sistemimizdir. Elektronik duruşmayla hukuk davalarında avukatlarımız; bulundukları yerlerden mahkemelere, duruşmalara katılabilmektedirler. Bugüne kadar e-Duruşma Sistemi'nin kurulu olduğu; 2 bin 973 hukuk mahkemesinde toplam 3 milyon 752 bin e-Duruşma yapılmıştır. Bir diğer uygulamamızda elektronik tebligat sistemi ile resmi yazışmaları büyük ölçüde dijital ortama taşıdık. Bu sayede hem bilgi güvenliği ve kişisel verilerin korunması, hem de maliyet tasarrufu sağlanmakta, böylece yargı süreçleri daha hızlı ilerlemektedir.

"Gazze'de yaşanan katliamlar ve soykırım hukukun işlevsiz kaldığını gözler önüne sermekte"

Bugün bu salonda sınırı aşan suçlarla mücadeleyi, yargıda dijitalleşmeyi, adalet hizmetlerinin çağın gereklerine uyumunu, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü konuşurken; tüm dünyanın gözleri önünde Gazze'de bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Filistin topraklarında, masum sivillerin, kadınların, çocukların bombalar altında hayatlarını kaybettiği, temel yaşam haklarının yok sayıldığı bir soykırım işlenmektedir. Gazze'de masum sivillerle birlikte insanlık ölmektedir. Sadece son 2 yılda 65 binden fazla masum insanın öldürüldüğü bir ortamda insan haklarından bahsetmek; 20 bine yakın çocuğun katledildiği bir ortamda çocuk haklarından konuşmak, 10 binin üzerinde kadının öldürüldüğü bir ortamda kadın haklarına vurgu yapmak, 250'den fazla gazetecinin öldürüldüğü bir ortamda basın özgürlüğünü ele almak mümkün olabilir mi? Kim koruyacak yeni doğmuş bebekleri? Kim koruyacak açlıktan ölüme terk edilen çocukları? Kim koruyacak gözü yaşlı kadınları, anneleri? Kim koruyacak masum insanları? Onları adaletin dili olan, haksızlıklardan hesap soran uluslararası hukuk koruyacak. Harekete geçmesi gereken uluslararası kuruluşlar koruyacak. ve en önemlisi; insanlığın sarsılmaz onuru koruyacak. Ama maalesef Gazze'de yaşanan katliamlar ve soykırım, uluslararası kurumları etkisiz kılmakta, hukukun işlevsiz kaldığını gözler önüne sermekte, bu durum uluslararası hukuka olan güveni de sarsmaktadır. Adalete, hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan, burada bulunan bizler, bu hukuksuzluğa engel olmalıyız. Temel insan hakları ilkeleri, coğrafyası ve inancı ne olursa olsun her insan için geçerlidir, her zaman geçerli olmalıdır. Bu değerlerin, Filistin'deki masumların çığlıkları karşısında da aynı kararlılıkla savunulması aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur. Filistin halkının meşru haklarının korunması; uluslararası hukukun, bölgesel barışın, insanlığın temel gereğidir. Unutmayalım ki herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerde adalete yönelik bir tehdittir. Adaletin ve insan onurunun korunması, sınır tanımaz, tanımamalıdır."

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title