Bakan Özlü: Üniversitelerin En Büyük İhtiyacı Demorkasi ve Özgürlük
BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Üniversitelerin en büyük ihtiyacı, yeni binalar veya büyük bütçeler değildir.
BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Üniversitelerin en büyük ihtiyacı, yeni binalar veya büyük bütçeler değildir. Üniversitelerin en büyük ihtiyacı, demokrasi ve özgürlüktür" dedi.
Bakan Özlü, Karabük Üniversitesi'nin Akademik Yılı açılışında, 'Teknoloji Geliştirmede Üniversitelerin Rolü' konulu ilk dersi verdi. Bakan Özlü, Türkiye nüfusunun yarısının 30 yaşın üzerinde olduğuna işaret ederek, demografik yapısı bu şekilde olan bir ülkenin bir numaralı gündem maddesinin eğitim olması gerektiğini söyledi. Bakan Özlü, şöyle konuştu:
"Zira genç ve büyük nüfusumuz, iyi yetiştikleri takdirde, her türlü ekonomik ve sosyal sorunun çözümü için en doğru adrestir. Eğitim, aynı torna tezgahından çıkmış tek tip insan yetiştirmek değildir. Eğitim, vatandaş yetiştirmek değildir, insan yetiştirmektir. Eğitim, hakim ideolojiyi gençlere aşılama vasıtası değildir. İnsanların bir şahsiyet sahibi olarak yetişmelerinin ve kendi tercihleriyle hayatlarını ve düşüncelerini şekillendirebilmelerinin aracıdır. Her bir insanımız, her bir çocuğumuz ve gencimiz bizim için büyük bir önem taşıyor. Geleneksel anlamda mevcut olan alim-talebe ilişkisini bugüne taşıyabilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Her bir arkadaşımız, yarın bir Aziz Sancar olabilir, bir Steve Jobs olabilir, bir Recep Tayyip Erdoğan olabilir. İlgi alanı ne olursa olsun, bugün okuduğu bölüm ne olursa olsun, her bir arkadaşımız, bilgisiyle ve yaptığı işle, kendi hayatının kalitesini artırabilir."
'ÜNİVERSİTELER LOKOMOTİF OLMALI'
Hep birlikte, güçlü ve lider bir Türkiye'yi inşa etmeleri gerektiğini, bu süreçte, özellikle üniversitelere büyük bir sorumluluk düştüğüne inandığını vurgulayan Bakan Özlü, "Üniversiteler, ekonomik ve sosyal kalkınmanın lokomotif kurumları olmalıdır.
Ne yazık ki bizim ülkemizde, üniversiteler uzun yıllar siyasi hesaplar nedeniyle ihmal edildi, büyük yanlışlar yaşandı. Bilimin ve özgür düşüncenin adresi olması gereken üniversiteler, adeta birer yüksek liseye, birere meslek atölyesine indirgendi.
Biz bu tabloyu değiştirmek istiyoruz ve bu konuda önemli çalışmalar yapıyoruz.
Zira biz şuna inanıyoruz: Bir ülke, dünyada ancak başarılı kurum ve şahısları kadar söz sahibi olabilir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen bir ülkenin, dünya çapında üniversitelere, bilim insanlarına, firmalara sahip olması gerekir.
Üniversitelerimizi, dünyanın en iyi üniversiteleri gibi listelerin üst sıralarında gördüğümüz zaman, inanın, diğer göstergelere bakmaya gerek bile yok. Diğer tüm göstergeler, zaten otomatik olarak zirveye çıkmış olacaktır. Üniversitesiz bir kalkınma olmaz" dedi.
81 ilde üniversite açtıklarını, şehirlerin kalkınması için üniversiteleri bir kaldıraç olarak kullanacaklarını ifade eden Bakan Özlü, bunun zaman zaman yanlış veya eksik anlaşıldığını söyledi. Bakan Özlü, "'Üniversite kurulacak, bina yapılacak, hocalar ve öğrenciler gelecek, ticaret canlanacak.' Bu amaçla üniversite kurmakla askeri kışla kurmak arasında bir fark var mı? Üniversitenin bir şehre etkisi bu seviyeye indirgenebilir mi? Bizim vizyonumuz elbette bundan daha büyük olmalı. Üniversitelerimizin şehirlere uygun misyonlar edinmesi ve ihtisas alanları oluşturması gerekiyor. Mesela Rize Üniversitesi denince aklımıza çayla, balıkçılık ve denizcilikle ilgili çok özel çalışmalar yapan bir üniversite gelmeli" diye konuştu.
'ÜNİVERSİTELERİN İHTİYACI DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKTÜR'
Yükseköğretim sisteminde birçok reforma ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Bakan Özlü, şöyle konuştu:
"Üniversitelerin en büyük ihtiyacı, yeni binalar veya büyük bütçeler değildir. Üniversitelerin en büyük ihtiyacı, demokrasi ve özgürlüktür. Yükseköğretim sistemini de bu temel ihtiyaca göre revize etmeliyiz. Ancak sadece bu yetmez. Ülkenin sistemini de yenilememiz gerekiyor. Daha özgür ve şeffaf, daha demokratik bir ortam inşa etmeliyiz.
Daha hızlı kararlar alınabilen, alınan kararların hızla uygulanabildiği, bununla birlikte hesap verebilirliğin, denetimin iyi işlediği bir sisteme Türkiye'nin ihtiyacı var. Böyle bir sisteme tüm kurumlarımızın, sosyal ve ekonomik aktörlerimizin ve elbette üniversitelerimizin ihtiyacı var. Biz bu sistemin Başkanlık Sistemi olması gerektiğini düşünüyoruz. İnşallah bu yönde bir çalışmayı TBMM'ye getireceğiz. Ardından da referandum ile sizlerin ve milletimizin onayına sunacağız. İnşallah milletimizin desteğiyle Başkanlık sistemine geçeceğiz. Böylece Türkiye'nin gücüne güç, hızına hız katacağız."
- K