Bakan Kılıç, 2016'yı Aa'ya Değerlendirdi (2)

İLKNUR ÇETİNBAŞ - Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Türkiye'nin bu yıl zor sınavlardan geçtiğini, 2016'nın sıkıntılı günlerin yaşandığı bir yıl olduğunu söyledi.

Bakan Kılıç, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "Gençlik ve ülke açısından baktığımızda yılın en önemli olayı tabii ki 15 Temmuz darbe girişimi. Türkiye bu yıl zor sınavlardan geçti. 2016, sıkıntılı günlerin yaşandığı bir yıl oldu." dedi.

Türk insanının bu yıl dünyaya adeta bir demokrasi dersi verdiğini dile getiren Kılıç, "Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminden beri dile getirdiği bir şey vardı; biz bu işleri, bu yatırımları, bu çalışmaları yapıyoruz ki siz gelecekte, gençlik olarak böyle sıkıntılarla karşılaşmayın. Bu çalışmalar, Türkiye'de artık bir ihtilal, bir darbe olmaması için. Maalesef 15 Temmuz'da, FETÖ üyelerinin başını çektiği, onların bazı askeri unsurlarla birlikte organize ettiği bir darbe gecesi yaşadık." diye konuştu.

"Şunu da gördük ki ciddi anlamda, hem milletimizin hem de ordumuzun içinde buna karşı duranlar çok fazlaydı. En önemli unsurlardan birisi bu." ifadelerini kullanan Kılıç, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla tereddütsüz tüm farklı kesimler, farklı görüşteki vatandaşlar birlik oldu. İnanıyorum ki dünyada bunu yaşayan hiçbir ülkede bizim insanımızın gösterdiği refleks ortaya çıkmazdı. Bizim insanımız dünyaya bir demokrasi, hukuk, insan hakkı dersi vardı. Bunu ciddi anlamda içselleştirmemiz gerek. Gençlerimizin de bununla gurur duyması lazım. O gece ortaya konan duruşun aslında ne kadar önemli olduğunu anlamaları gerekiyor."

"Ön yargılar yüksek"

Bakan Kılıç, Türkiye ile müttefik ve dost olduğunu söyleyenlerin, bu süreçte ön yargılı davrandığını vurgulayarak, "Özellikle Alman ve İngiliz basını Cumhurbaşkanımızın nezdinde, hükümetimize ve ülkemize karşı aşırı derecede ön yargılı, doğru olmayan haberlerle bir takım yayın politikası yürüttü. Almanya açısından bu yeni değil. Daha önceki yıllarda da Türkiye aleyhine yazılanlara baktığınız zaman kullanılan resimlerin Türkiye'yi olumsuz göstermek için olduğunu görürsünüz. Çok kısa bir arşiv çalışmasıyla bu görülür. Ön yargılar yüksek." ifadelerini kullandı.

Son olarak bir Alman dergisinde Medipol Başakşehir'in Süper Lig'de lider olmasıyla ilgili bir haber gördüğünü kaydeden Kılıç, "Bu liderliğin altında Cumhurbaşkanımızın olduğuna dair bir haber yapmışlar. Bu neyle, nasıl açıklanabilir? Bu düpedüz bir algı operasyonudur. Alman medyasının kendine çeki düzen vermesi lazım. Şu anda siyasi olarak Türkiye ile olan ilişkilerini düzeltmek için çaba harcıyorlar ama şunu çok iyi biliyorlar ki Türkiye, emredilecek, yönetilmeye çalışılacak, müdahale edilecek bir ülke değil." diye konuştu.

Türkiye'de 15 Temmuz gecesi yaşanan insan hakkı ihlali, kanun ihlali, demokrasiye karşı yapılan girişimin önce ele alınması gerektiğini belirten Akif Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:

"Uluslararası camiadaki bazı kişiler ne diyorlardı bize; bu kadar insanı nasıl görevden atıyorsunuz? Biz de diyorduk ki; bunların devlete sadakati yok, bu yüzden böyle yapıyoruz. Almanya, Doğu ve Batı'nın birleşme döneminde, doğudaki vatandaşları batıda işe almadı. 500 bine yakın memurun işine son verdi. Burada kriter neydi; sadakat. Avrupa Birliği'nde, devlet yönetim mekanizmalarında da yer alan ifadede ne diyor; devlet kendine sadakat arar, sadakat noktasında şüphe duyduğu kişiyi çalıştırmaz. Bizim de yaptığımız bu. Bizim FETÖ'nün içine girmiş insanlarla işimiz olmaz."

"Biz bunlara pabuç bırakacak değiliz"

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkileri bozmaya yönelik bir suikast yaşandığını ve bu girişimin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan görüşmeleri, Başbakan Binali Yıldırım'ın diplomasisi ve Türkiye'de ortaya konan duruşla başarısız olduğunu ifade eden Kılıç, şunları kaydetti:

"Ya başarılı olsaydı? İstenen neydi acaba? Bakın Suriye'de ateşkesin başladığı açıklandı. Sayın Cumhurbaşkanımız bunda çok önemli bir rol oynadı. Amaç demek ki başka bir şey. Bu PKK'sı, DEAŞ'ı, El Nusra'sı, PYG'si, YPG'sinin amacının ne olduğu belli. Biz bunlara pabuç bırakacak değiliz. Bunlara hesap sormak da boynumuzun borcu. Şehit olan askerlerimize, polislerimize karşı borcumuz var. Maalesef 10 Aralık'ta İstanbul'da yapılan saldırıda 45 vatan evladımızı şehit verdik. Bir hafta sonra Kayseri'de 17 Aralık günü, askerlerimize, çarşı iznine çıkmış elinde kendini savunacak bir imkanı olmayan askerlerimize kalleşçe, arkadan, korkakça, haince yapılan bir saldırı daha oldu. Ardından yine arkadan vurmak suretiyle yapılan kalleşçe bir suikast daha. Bunların hepsini üst üste koyduğunuzda, oynanan oyunu görüyorsunuz."

(BİTTİ)