Bakan Işıkhan'dan Çalışma Hayatına Dair Kritik Açıklamalar
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, iş gücünü desteklemek ve çalışma barışını korumak için Bakanlık olarak çalışmalara devam ettiklerini belirtti. Işıkhan, MESS’in sanayi sektöründeki rolüne değinerek, adil paylaşım ve nitelikli iş gücü için huzurlu bir çalışma ortamının önemine vurgu yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Adaletin tam manasıyla tesis edildiği, sağlıklı işleyen bir çalışma ortamı oluşturmak, gerek sanayimizin geleceği, gerekse mevcut iş gücü potansiyelimizin geleceği için bir tercih değil adeta bir zorunluluktur. Bu sebeple, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak, iş gücünü desteklemek, çalışma barışını korumak ve iş dünyasında güveni, verimliliği ve refahı artırmanın gayreti içerisindeyiz." dedi.
Işıkhan, Sarıyer'deki Grand Tarabya Otel'de düzenlenen Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) 51. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Genel Kurulun başta sanayi sektörü olmak üzere çalışma hayatının tüm mensupları ve Türkiye için hayırlı olmasını diledi.
Sanayi sektörü temsilcilerinin kalkınma sürecini başarıyla gerçekleştirdiğini, geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sine giden yolda çok önemli roller üstlendiğini ifade eden Işıkhan, MESS'in son dönemde çalışma hayatına getirdiği dinamizmle ülkesi, sanayisi, emekçisi için gece gündüz demeden çalışan örnek bir organizasyon haline geldiğini, "işçi-işveren-devlet" üçlü sac ayağında kritik bir görev sahibi olduğunu kaydetti.
Işıkhan, MESS'in Teknoloji Merkeziyle, burs verdiği çocuklarla ve yeni nesil eğitimlerle çalışanları geliştirirken aynı zamanda ülkenin beşeri sermayesini de güçlendiren özelliğiyle birçok sivil toplum kuruluşuna örnek olduğunu söyledi.
Ekonomik kalkınma için üretimin kendisi kadar, adil paylaşım, müreffeh çalışma hayatı, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı ile nitelikli iş gücünün de aynı öneme sahip olduğuna işaret eden Işıkhan, "Dolayısıyla, adaletin tam manasıyla tesis edildiği, sağlıklı işleyen bir çalışma ortamı oluşturmak, gerek sanayimizin geleceği, gerekse mevcut iş gücü potansiyelimizin geleceği için bir tercih değil adeta bir zorunluluktur. Bu sebeple, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak, iş gücünü desteklemek, çalışma barışını korumak ve iş dünyasında güveni, verimliliği ve refahı artırmanın gayreti içerisindeyiz." ifadelerini kullandı.
Işıkhan, üzerinde yaşamaktan onur duydukları bu kadim coğrafyanın tarih boyunca büyük üretim hamlelerinin, ticaretin ve emekle yükselen ekonomilerin merkezi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bu farkındalıkla bundan 23 yıl önce Türkiye, zatıalinizin liderliğinde, ekonomik tam bağımsızlığımızı yeniden kazanmak üzere, tarihe yeni bir sayfa açmıştır. Kararlı duruşunuz ve milletimizin gelecek azmine olan inancınız sayesinde, dışarıdan medet ummayı bırakarak, sahip olduğumuz öz kaynaklara yönelme imkanı bulmuştur. Bugün de aynı şuurla, teknoloji odaklı, yerli ve milli sanayi hamlemizi kendi köklerimizden ve kendi tarihimizden aldığımız ilhamla gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bakanlık olarak bugüne kadar, çalışma hayatında sayısız reformu hayata geçirmiş olsak da geldiğimiz noktayı asla yeterli görmüyoruz. Daha fazla çalışmanın, daha fazla üretmenin ve bu üretimden doğan refahı daha geniş kitlelere yaymanın gerekli olduğuna inanıyoruz."
"Çalışma hayatında çatışmacı bir anlayışı değil uzlaşmacı bir anlayışı benimsiyoruz"
Yapay zekanın, dijitalleşmenin, robotik teknolojilerin iş dünyasında büyük bir dönüşümü başlattığının yadsınamaz bir gerçek olduğunu ifade eden Işıkhan, şöyle konuştu:
"Hiç kuşkusuz, teknoloji ve dijital dönüşüm bu şartların başında. Bu sebeple, yeni nesil çalışma modellerini ve yeni teknolojileri çalışma hayatına entegre ederek, Türkiye'nin bu alanda bir oyuncu değil oyun kurucu olmasını hedefliyoruz. Temelinde yine insana hizmetin olduğu bu dönüşüm sürecinde özellikle işçi-işveren ilişkilerinin bu yeni düzene uyumu için tüm imkanlarımızı da seferber etmiş durumdayız. Endüstriyel ilişkilere temel bakış açımızda işçileri ve işverenleri 'sosyal taraf' olarak değil 'sosyal ortak' olarak görüyoruz. Çalışma hayatında çatışmacı bir anlayışı değil uzlaşmacı bir anlayışı benimsiyoruz."
Bakan Işıkhan, bu çerçevede devlet, emek ve sermayenin dayanışmasıyla geleceği inşa ettiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sanayicimizin, yatırımcımızın ve işçilerimizin ortaya koyduğu büyük emek ve devletimizin sağladığı desteklerle, Türkiye'yi, dünyanın en önemli üretim üslerinden birisi haline getirmekte de kararlıyız. Zatıalinizin mimarı olduğu, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu ortaya koyarken verdiğimiz 'yatırım-istihdam-üretim-ihracat ekseninde büyük ve güçlü Türkiye' sözüne sadakatli kalarak başta sanayi sektörümüz olmak üzere bu yolda desteklerini esirgemeyen tüm sektörlerimizin katkılarıyla çalışmaya, üretmeye devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum."