Bakan Fidan, NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından basın toplantısında konuştu: (3)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa'nın yeni güvenlik mimarisi yapılanması çalışmalarına ilişkin, "Bu coğrafyanın kendi güvenliğini sağlamak için uygun bir işbirliği modeli geliştirmesi bir tercih değil, bir zorunluluk." dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa'nın yeni güvenlik mimarisi yapılanması çalışmalarına ilişkin, "Bu coğrafyanın kendi güvenliğini sağlamak için uygun bir işbirliği modeli geliştirmesi bir tercih değil, bir zorunluluk." dedi.
Fidan, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından basın toplantısı düzenledi.
ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararının ardından başka adımların atılıp atılmayacağının sorulması üzerine Fidan, Türkiye'nin Suriye konusunda uzun zamandır ortaya koyduğu diplomatik çabaları hatırlattı.
Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve geldiği günden itibaren Suriye'deki normalleşmenin sağlanması için ABD yaptırımlarının kaldırılması konusunu gündeme getirdiğini belirterek, "Bu konuda iki lider arasında var olan güvene dayalı, önceden başlamış olan ilişki etkisini gösterdi." dedi.
Dün Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın bir araya geldiğini hatırlatan Fidan, bunun önemli bir adım olduğunu, ancak bundan sonrasını da getirmek gerektiğini vurguladı.
Yaptırımlar dışında da Suriye'de yapılması gereken birçok şey olduğunu kaydeden Fidan, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığına ilişkin, "Biz olaya şöyle bakıyoruz. Yani Amerikan askerlerini bölgeye getiren şartlar neyse, o şartların aslında ortadan kaldırılmasıyla Amerika'nın da bölgeden problemsiz bir şekilde ayrılması mümkün olabilir. O şartlar, DAEŞ'le mücadele şartları, istikrarla ilgili konular bence yeterince güvence görüldüğü zaman orada bir problem olacağını düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Trump ve Pentagon'un yeni yönetiminin bu konudaki niyetlerini beyan ettiklerini kaydeden Fidan, "Burada biz bölgesel sahiplenme prensibiyle hem DEAŞ'la mücadele olsun, hem terörün diğer formlarıyla mücadele, hem sınır güvenliği, hem bölge ülkelerine zarar vermeme prensibini hayata geçirmek, tüm bunları içine alan bir güvenlik anlayışı ve pratiğiyle yolumuza devam ediyoruz. Bunu da yakından takip edeceğiz." diye konuştu.
Fidan, Estonya ile Rusya arasında Baltık Denizi'nde yaşanan gerilime ilişkin soruya, Estonya hava sahasının ihlali hususunun toplantıda gündeme getirildiğini ve tartışıldığını, bu konuda NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin de basın toplantısında açıklamada bulunduğunu aktardı.
"Gazze'deki soykırımın durdurulması için uluslararası kamuoyu, Trump'ın adım atmasını bekliyor"
Gazze'deki duruma ve ateşkes çabalarına ilişkin Fidan, şu şekilde konuştu:
"Şu andaki devam eden insani dramın, bütün insanlığın gözünün önünde devam eden soykırımın durdurulması konusunda (ABD Başkanı Donald) Trump'ın adım atmasını bekleyen büyük bir uluslararası kamuoyu var. Burada özellikle beklenti, Trump'ın İsrail'e baskı yaparak Gazze'ye yönelik insan yardımların önünün açılması. Savaşın katlettiği hayatlar var, fakat özellikle bu insani yardımlar engellendiği için ortaya çıkan açlıktan, yetersiz beslenmekten, ilaçsızlıktan ve diğer nedenlerden artık ölümlerin giderek arttığını görüyoruz. Tabii, bu insanlık tarihi için kapkara bir leke olarak maalesef kalacak, bu hepimizin vicdanına yapışmış bir leke. Bütün insanlık olarak var gücümüzle bu lekeden kurtulmamız gerekiyor."
Fidan, Gazze'deki insani durumun çözülmesi için ortaya konan çalışmaların hepsinin çok kıymetli olduğunu, özellikle Gazze'deki insani dramın sona ermesi ve Filistin'de iki devletli çözümün hayata geçmesi için tüm güçleriyle çalışmaları gerektiğini söyledi.
Bunun bölgenin güvenliği için gerekli olduğunu vurgulayan Fidan, "Bu bölgedeki İsrail devleti için de gerekli, Filistin devleti için de gerekli, yaşayan bütün nüfuslar ve küresel güvenlik için gerekli. Bu kadar gerekli olan bir şeyi bütün dünyanın anlayıp ama kimsenin hayata geçiremiyor oluşu da işte her zaman ifade ettiğimiz gibi, uluslararası sistemdeki kriz ve tıkanmayla ilgili bir konu." ifadelerini kullandı.
Avrupa güvenlik mimarisine yönelik tartışmalar
ABD Başkanı Donald Trump'ın politikaları ve Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa güvenlik mimarisine etkisine ilişkin Fidan, bu konuda çok heyecanlı tartışmaların devam ettiğini ve özellikle Atlantik'in iki tarafında çok yoğun tartışmalar olduğunu söyledi.
Fidan, NATO'nun resmi ya da gayriresmi toplantılarının ve ikili görüşmelerinin de önemli bir gündem maddesini de bu konunun oluşturduğunu belirterek, Trump'ın özellikle ABD'nin Avrupa güvenlik mimarisinden belli bir noktada çekileceğini açıklamasının ve Avrupalıların kendi kendine yeterli hale gelmesi gerektiğine ve özellikle savunma yükünün eşit paylaşımı gibi konulara yönelik getirdiği politika önerilerinin belli miktarda kabul gördüğünü dile getirdi.
Avrupa devletlerinin aldıkları kararla artık özellikle savunma sanayinde ABD'ye olan bağımlılığı azaltmak için belli bir program başlattığını kaydeden Fidan, bunun birkaç ayağı bulunduğunu; özellikle finansal ayağının çözümü için Almanya'da anayasal değişiklik dahil, hem Avrupa Birliği kurumları nezdinde yapılan mevzuat ve politika değişiklikleri hem de ilgili ülkelerdeki finansal politikalarda özellikle bütçedeki borçlanma limitlerinin kaldırılması gibi adımlar olduğunu anlattı.
Fidan, savunma sanayinde belli kapasiteleri hemen oluşturmak, inşa etmek ve hayata geçirmenin çok kolay bir husus olmadığına dikkati çekerek, Avrupa güvenliğinde savunma sanayi ve savunma yapısıyla ilgili yapılan tartışmalarda Türkiye'nin durduğu yeri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da defaatle ifade ettiğini hatırlattı.
"Türkiye, işbirliğine ve karşılıklı alışverişe hazır"
Türkiye'nin savunma sanayisinin ilerlemiş durumda olduğunu vurgulayan Fidan, "Tabii ki entegre bir işbirliğine, karşılıklı alışverişe hazır olduğumuzu müteaddit defalar ifade ettik. Bu nedenle Avrupa Birliği, Avrupa Birliği üyesi olmayan Türkiye gibi aday ülkeleri de içine alan, aday olmayan hatta İngiltere ve Norveç gibi adaylık statüsü olmayan ülkeleri de kapsayacak bir işbirliği sistemi geliştirmek durumunda; ki özellikle savunma sanayinde tabanı ne kadar genişletirseniz istifade edeceğiniz alan o kadar artar." diye konuştu.
Fidan, Türkiye'nin yapacağı katkılar göz önüne alındığında her türlü girişimi yapmaya devam etmeleri gerektiğini kaydederek, "İkincisi de özellikle kuvvet yapılanmalarıyla alakalı şu anda NATO'nun varlığı devam ediyor. Amerika buradan ayrıldığına ve çekildiğine ilişkin bir deklarasyonda bulunmamıştır. Yakın gelecekte de bunu yapacağına ilişkin bir şey söylemiyor. Dolayısıyla şu anda bu tartışma biraz da teorik yürüyen bir tartışma. Savunma sanayi gibi pratik bir konu değil." ifadelerini kullandı.
Gerek savunma sanayisinde gerek kuvvet yapılanmasında Avrupa güvenliğinin özellikle birbirinin devamı olan bir coğrafya olduğuna işaret eden Fidan, coğrafi olarak Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğunu söyledi.
"Avrupa'nın kendi güvenliğini sağlamak için işbirliği yapması tercih değil, zorunluluk"
Fidan, İngiltere'nin de Avrupa'nın denizde uzantısı olan bir parçası olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"En batısında İngiltere, en doğusunda Türkiye'nin olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz. İngiltere ve Türkiye, Avrupa Birliği'nin üyesi değil ama Avrupa coğrafyasını birer mensubu. Bu coğrafyanın kendi güvenliğini sağlamak için uygun bir işbirliği modeli geliştirmesi bir tercih değil, bir zorunluluk. Bu iki türden önemli. Güvenlik, işbirliği geliştirdiğiniz zaman, iyi bir sistemi oturttuğunuz zaman sadece birbirinize destek çıkmakla kalmıyorsunuz. Birbiriniz için de tehdit oluşturmadığınızı resmi olarak deklare etmiş buluyorsunuz. Bu karşılıklı dayanışma ve güven ticarette, sosyal etkileşimde, siyasette, sanatta, bilimde, teknolojide her alanda meyvesini verir."
Türkiye'nin yıllardır hem AB perspektifinin hem de NATO'daki rolünün lehine olacak şekilde neşvünema bulmasının stratejik politik öncelikleri arasında yer aldığının altını çizen Fidan, "Biz eksik gördüğümüz, lehimize olmayan, bizi dezavantajlı duruma düşüren pozisyonları kabul etmiyoruz. Buna yönelik itirazlarımızı dile getiriyoruz. Bunu uygun ortamlarda, uygun yöntemlerle tartışıyoruz. Tartışmaya da devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
(Bitti)