"Üniversiteler Sorunların Yaşandığı Yer Haline Geldi"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, "Üniversitelerimiz çözüm ve model üretmek yerine sorunun neredeyse yaşandığı yer haline geldi." dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Üniversitelerimizin yeni sorunlar üretmeden, yeni problemler oluşturmadan Kürt soruna çözümler geliştirmesi bekleniyordu. Ama üniversitelerimiz çözüm ve model üretmek yerine zaman zaman sorunun neredeyse yaşandığı yer haline geldi" dedi.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi, '2023 Vizyonu'nda Üniversitelerin Araştırma Laboratuvarları' çalıştayı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in de katılmıyla gerçekleştirildi. Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hamdi Temel, Türkiye'deki araştırma merkezleri müdürlerinin ilk kez bir araya geldiğini söyledi.
Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç, Diyarbakır'ın kısa bir tarihi geçmişi hakkında bilgi verdikten sonra, son günlerde Hevsel Bahçeleri'ndeki ağaç kesimi ile ilgili kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini belirterek, "Hevsel bahçeleri Diyarbakır'ın kültür vadisidir, bunun dışında kullanılamaz. Kamuoyunda yanlış bir algı var; yok efendim binalar dikilecekmiş, yok öyle bir şey. Hevsel bahçeleri, 8 bin yıllık gıda ambaradır. Kentsel dönüşüm programı içerisinde de reakrasyon alanı içerisindedir. Herkes rahat olsun" diye konuştu.
KÜRT MESELESİ, 1985'E KADAR İÇ KANAMALI BİR YARAYDI"
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker ise üniversitelerin sadece, sosyal, toplumsal ihtiyaçlar ve teknolojik gelişme alanları olmadığına dikkat çekti. Eker, şöyle konuştu:
"Bakın bizim bölgede 1925'ten 1985'e kadar Türkiye içinde, kapalı ama içinden kanayan bir yarayı büyüttü; Kürt meselesi. 85'e kadar görünmüyordu bu yara. Kanama içerdeydi. İçinden kanıyordu ve dışından görünmüyordu. 85'ten sonra açık kanamalı bir hal aldı. Yaklaşık 30 sene de o sürdü. Üniversitelerimizin gerçekte Türkiye'de yeni sorunlar üretmeden, yeni problemler oluşturmadan Kürt sorunu yanında bir Türk sorunu yaratmayacak şekilde, buna 76 milyon vatandaşımızın, hepimizin, herkesin kabul edeceği çözümler geliştirmesi bekleniyordu. Üniversitelerimizin bu manada kaç araştırması oldu? İnanç özgürlükleri alanında? Malesef yani sorun çözmek, model üretmek yerine zaman zaman sorunun neredeyse, yani esas yaşandığı yer haline geldi. Çünkü eğer bilimi siz eğere ideolojik bir yaklaşımla tarif eder, o kalıba sokarsanız, o zaman ideolojiniz neyse sağcı, solcu, islamiyetçi, ateast veya marksist, her neyseniz ona çevirir ve dünyaya o gözle bakarsınız. Bilim orda sadece bir araç, bir alet, bir aygıt olur. Halbuki öyle olmamalı. Beklentim arzum da o yöndedir."
'TÜRKİYE, SİYASİ İSTİKRARSIZLIĞA SÜRÜKLEMEK İSTİYORLAR'
Türkiye'nin son 60 yıllık siyasi ve ekonomik tarihini değerlendiren Bakan Eker, askeri darbe sonrasında iktidara gelen Turgut Özal döneminde, siyasi ve ekonomik istikrarla Türkiye'nin büyüdüğünü ancak ara dönemlerinde Türkiye'nin yeniden küçüldüğünü anlatarak, "Başlatılan çözüm süreci her babayiğidin, açıkcası cesaret edebileceği birşey değil. Şimdi benzer bir senaryo ile karşı karşıyayız. Sayın Özal ölmeden önce çözüm süreci benzeri bir tasavvur gerçekleştirdi, buna fırsat vermediler ve çok ciddi, ağır bir itibarsızlaştırma projesi hazırlandı. Şimdi benzeri birşey, bugün yapılıyor. Türkiye'nin en temel meselesinin çözümü ve tekrar siyasi hedef, itibarsızlaştırma, onun üzerinden Türkiye'nin siyasi istikrarsızlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakılması, bunlar tabi Türkiye'ye çok ciddi kan ve mesafe kaybettirir."
"KIRKLAR DAĞI YAPILAŞMAYA AÇILDIĞINDA KİMSENİN SESİ ÇIKMADI"
Hevsel Bahçeleri'nde kesilen aağaçlar konusuna da değinen Eker, BDP'li belediyeler tarafından, Diyarbakır'ın tarihi ve kültür değerine sahip Kırklar Dağı'nın imara açılarak 15 katlı binaların dikildiği zamanda kimsenin ses çıkarmadığını söyledi. Eker, şöyle konuştu:
"Üniversite, gerçekten ihtiyaca binayen yapılan bir araştırma sebebeyile, ordaki bir takım sögüt ve kavak türü, biraz da o yapı içerisinde dikili ağaçları değil de orada bulunan kendiliğinden oluşmuş otsu bitkileri yangına zarar verir diye kesmiş. İki sene önce de bununla ilgili üniversite açıklama yapmış zaten. Tabi genç kardeşlerimizin ağaç ve çevresi hassayiteni biz takdirle karşılıyoruz. Ama Diyarbakır'da çok daha önemli kültür değerlerinin yapılaşmaya açıldığında kimsenin pek sesi çıkmadı. Mesela Kırklar Dağı, adını Kırklar Kilesesi'nden alır ve ne diyeyim; İstanbul için Üsküdar neyse, Diyarbakır için Kırklar Dağı da odur. Çünkü Diyarbakır karşıdan seyreder, On Gözla Köprü'nün hemen üzerindedir. Bugün orada yakın bir zamanda imara açılıp 15 katlı apartmanlar dikildi oraya. O dağın üzerine buradan biz 900 dönümlük bir alanda Dicle Nehri'nin hemen üzerinde bir kent ormanı yaptık ve değerli ağaçlar diktik oraya." Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker ve beraberindeki akademisyenler daha sonra, Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin açılışını yaptı. Davul zurna eşliğinde çekilen halaylarla karşılanan Bakan Eker, davulcuya 50 lira bahşiş verdikten sonra kısa bir süre halay çekti.