Bakan Çelik: "Yanlış Yapanın Yanlışının Hesabı Sorulur"
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Isparta'da Bir Öğretmenin Öğrencilerine Üzerinde Atatürk Resmi Olan Tişört Giydirdiği İçin Hakkında Soruşturma Açıldığı İddiasıyla İlgili Olarak, "Üzerinde Atatürk Resmi Olan Tişört Giydirildi Diye Hiçbir Öğretmene Soruşturma da Açılmaz, Ceza da Verilmez. Yanlış Yapanın Yanlışının Hesabı Sorulur" Dedi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Isparta'da bir öğretmenin öğrencilerine üzerinde Atatürk resmi olan tişört giydirdiği için hakkında soruşturma açıldığı iddiasıyla ilgili olarak, "Üzerinde Atatürk resmi olan tişört giydirildi diye hiçbir öğretmene soruşturma da açılmaz, ceza da verilmez. Yanlış yapanın yanlışının hesabı sorulur" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ardahan'daki açılış ve etkinliklere katılmak üzere Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu ile birlikte havayoluyla Kars'a geldi. Bakan Çelik'i havaalanında Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, Ardahan Valisi Murat Yıldırım, AK Parti Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven, Ardahan Milletvekili Saffet Kaya, Kars Milli Eğitim Müdürü Ekrem Ekici, Kars Emniyet Müdürü İbrahim Demirci, AK Parti Kars İl Başkanı Ramazan Karakelle ve partililer karşıladı. Tören mangasını selamladıktan
sonra VİP salonuna geçen Bakan Çelik, burada gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevapladı.
Isparta'daki İYAŞ Selçuklu İlköğretim Okulu beden eğitimi öğretmeni Halil İbrahim Özçimen'in öğrencilerine üzerinde Atatürk resimleri olan tişörtler giydirdiği için maaş kesim cezası alması ve hakkında soruşturma açılmasıyla ilgili soru üzerine Bakan Çelik, "Onunla ilgili gerekli açıklama yapıldı. Ben inceleme başlattım. Arkadaşlarımın bana verdiği bilgiye göre üzerinde 'Atatürk resmi olan tişört giydirildi' diye hiçbir öğretmene soruşturma da açılmaz, ceza da verilmez. Bu arkadaşımız öğrencileri
izinsiz olarak alıp İzmir'e bir mitinge götürmüş. Bunun üzerine kendisi hakkında soruşturma başlatılmış. Bilindiği gibi Çanakkale gezileri gibi bir eğitim araştırma gezisine bile öğrenciler gönderilirken Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesiyle, yine bakanlığın yaptığı ihaleyle ve bakanlığın organizasyonunda onay alınır. Bir devlet memuru kendisi, bulunduğu ilden izinsiz ayrılamayacağı gibi daha reşit olmamış çocukları alıp sağa sola götüremez. Mesele ondan ibarettir. Yoksa biz böyle bir şeye kesinlikle
müsaade etmeyiz. Böyle bir şey yapanı da affetmeyiz. Ama dediğim gibi, 'Atatürk tişörtü giydirdi' diye bir öğretmene birisi ceza verirse o ceza veren kişiyi affetmeyiz. Ben bunun üzerine inceleme başlattım. Ama ilden aldığım ilk bilgiler bunlar" dedi.
Bakan Çelik, Adana'da yaşanan "mini etek" olayıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
"Adana'daki olayla ilgili olarak da bana yine arkadaşlarımın söylediği ilk şey, kesinlikle o söylenen etek boyuyla ilgili bir şey değil. Ama siz basın mensuplarına magazin lazım. Etek boyu olursa her halde gazetelere daha çok satacağınızı düşünüyorsunuz. Orada tamamen rehber öğretmenle bir arkadaş arasında meydana gelen bir tartışma var. Daha sonra rehber öğretmenimizin eşi devreye giriyor. Böylelikle bir tatsızlık olmuş. Milli Eğitim Bakanlığı'nda 1 milyon personel var. 1 milyon personelin olduğu yerde
ufak tefek olaylar da olabilir. Ama bunlar rejim meselesiymiş gibi algılanırsa ve böyle sunulursa biz lüzumsuz gerginliklere yol açarız. Türkiye bir hukuk devletidir. Hiç kimsenin yaptığı yanlış da yanına kalmaz. Hiç kimse yaptığı yanlıştan dolayı da imtiyaz sahibi olamaz. Yanlış yapanın yanlışının hesabı sorulur. Bundan emin olabilirsiniz. Denetim mekanizması hesap sorar, hukuk sistemimiz hesap sorar. Mesele bundan ibarettir."
Bakan Çelik, Eğitim-Sen'in maaş talepleriyle ilgili soru üzerine ise, "Arkadaşlar bakın, her sendika gelir bizimle görüşür. Taleplerini iletir. Sendikayı bırakın şu anda benim sokakta karşılaştığım bir vatandaş bile bana gelir talebini, temennisini, dileğini iletir, dilekçesini verir. Bundan daha doğal bir şey yok. Çünkü Türkiye demokratik bir ülkedir ve biz halkın vekilleriyiz. Ben bakan olmadan önce milletvekiliyim. Dolayısıyla halkımızın bizden talepte bulunmasından daha doğal bir şey olamaz. Bir
sendika gelir bir teklifte bulunur. Teklifini bizimle paylaşır, biz de bunu ilgili mercilerle paylaşırız. Eğer makul, meşru, mantıklı bir şey ise, bu olur veya olmaz. Ama sendikalar daha çok üye avcılığı yapabilmek için bize getirdikleri teklifleri sanki 'kabul edildi, oldu' gibi gidip kamuoyuyla paylaşıyorlar. Bu da daha sonra kendilerinin sıkıntıya düşmesine yol açıyor" diye konuştu.
"TÜM OKULLAR CUMHURİYETİNDİR"
Bir gazetecinin, "CHP tarafından yaklaşık 3 bin okul ve yurtta tarikat örgütlenmesi olduğu yönünde TBMM'ye soru önergesi verildi" şeklindeki hatırlatması üzerine Bakan Çelik, "Türkiye'deki tüm okullar cumhuriyetin okuludur, tüm yurtlar cumhuriyetin yurdudur. Türkiye bir hukuk devletidir. Birisi bize bir yanlıştan söz ediyorsa, bir iddiada bulunuyorsa iddiasını ispat etmek zorundadır. Aksi takdirde müfteri (iftiracı) olur. Herkes her konuda önerge verebilir. Milletvekilleri TBMM'ye önerge verirler. Bu
yazılı olur, sözlü olur. Milletvekilinin bu anlamda bir denetim hakkı vardır. Biz de onlara gerekli şekilde cevap veriyoruz. Ben de o türden sorulan bir soruya cevabını verdim" dedi.
Bakan Çelik, doğudaki öğrencilerin batıya, batıdakilerin de doğuya gezi amaçlı götürülmesiyle ilgili bir proje hazırlandığı şeklindeki soru üzerine de, "Bütün Türkiye'nin kardeşliğe ihtiyacı var. Doğulunun batılıyı, batılının doğuluyu daha yakından tanıma ve bilmeye ihtiyacı var. Birbirlerini tanımayanlar birbirlerini sevemezler. Doğu denince batıdaki insanların aklına haklı olarak terör geliyor. Bundan da bazı insanlar endişe duyuyorlar. Ama biz Kars'a şöyle 50 otobüs çocuk getirdiğimiz zaman görecekler
ki Kars'ta hiç de öyle dedikleri gibi manzaralar yoktur. Kars bir serhat şehridir. Ağrı'ya geldiklerinde farklı güzellikler görecekler. Van'a geldikleri zaman dünyanın en güzel mavisini görecekler. Bunlar Türkiye'de olması gereken güzel şeylerdir. Biz 10 bin öğrencimizi her yıl 80 vilayetten Çanakkale'ye götürüyoruz. Ta ki orada bir tarih şuuru edinsinler. Biz bunu geçmişteki yaraları tekrar deşmek için yapmıyoruz. Bu topraklardaki serüvenimiz nedir, çocuklarımızın bunu bilmesi lazım. Arkasından cumhuriyet
gezileri başlattık. Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Afyon'da, bütün bu milli mücadelemizin geçtiği güzergahta çocuklarımız hem bir tarih dersi görüyorlar hem coğrafya dersi görüyorlar. Bu aynı zamanda bir turizm, kaynaşma ve sosyal aktivitedir. Bunun ardından Sarıkamış ve Van gibi değerleri ele alacağız" diye konuştu.
Bakan Çelik, son olarak Sarıkamış'ın müfredat kitaplarında yer almasıyla ilgili olarak da, "Biliyorsunuz Ermenilerin özellikle soykırım iddiaları 24 Nisan'da Van'da meydana gelen olaylardır. Eski Van şehri tamamen yakılıp yıkılmıştır. 1. Dünya Savaşı esnasında özellikle Kars ve Van Cephesi önemli yerlerdir. Sarıkamış'ı da bu çerçevede bizim özellikle öğrencilerimizi göndereceğimiz yeni bir hedef olarak ilan edeceğiz. Dolayısıyla Sarıkamış'a bolca yerli turist gelecek. Bütün Amerikan tarihini toplarsanız
bizim 50 yılda yaşadığımızı Amerika 200 yılda yaşamamıştır. Bizim her karış toprağımızda ayrı bir tarih vardır, ayrı bir serüven vardır. Tabii Sarıkamış'a tarih kitaplarında yer veriliyor. Van cephesi çok önemlidir, Vanlılar yer almasını istiyor. Antepliler diyor ki 'Şahin mücadelesini daha çok anlatın.' Oralarda o detaylara girdiğimiz zaman bizim tarih kitapları bin 500 sayfa olur. Çocuklara yazık olur taşıyamazlar" dedi.
VİP salonunda partililerle de sohbet eden ve Nasrettin Hoca fıkraları anlatan Bakan Çelik, daha sonra beraberindekilerle birlikte karayoluyla Ardahan'a hareket etti.
(BA-İRT-CUM-CC-Y)