Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Bakan Çelik: "Bu Ülkede Fabrika Yapacak Yer de Var, Toplu Konut Yapacak Yer de Var"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Her dönemde de tarım kaybetmiş.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Her dönemde de tarım kaybetmiş. Niye? Toplu konut yapacağız. Niye? Fabrikalar yapacağız. Yani bu ülkede fabrika yapacak yer de var, toplu konut yapacak yer de var ama kim dedi ki 'ovanın ortasında toplu konut yapılır, fabrika yapılır' diye. Hem yer altı sularını hem yer üstü sularını da perişan etmişiz." dedi.

Çelik, bir otelde düzenlenen Milli Tarım Buluşmaları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bu toplantıların ikincisini gerçekleştirmeye başladıklarını, birinci buluşmalarında elde ettikleri bilgilerle Milli Tarım Projesi'ni oluşturduklarını söyledi.

Tarımla ilgili çalışmalara topraktan başlamaya karar verdiklerini ifade eden Çelik, yaptıkları araştırmada toprağın durumunun içler acısı olduğunu gördüklerini anlattı.

Toprakların rastgele kullanılan kimyasallar nedeniyle perişan edildiğini, plansız şehirleşmeyle ovaların adeta yağmalanma ve betonlaşmayla karşı karşıya olduğunu gördüklerini aktaran Çelik, şunları söyledi:

"Birinci görevimiz toprağın niteliklerini korumak, geliştirmek, ikincisi toprağın fiziki olarak korunmasını sağlamak. Ovaları bunun için tarımsal sit alanı ilan ediyoruz. 141 tane ama ama hızlı bir şekilde bu sit alanı sayısını ilk etapta 220'lere 300' lere taşıyacak şekilde Türkiye sathında çalışmalarımız var. Nerede bir tarım arazisi, ova görüyorsak bunun tarımsal sit alanı ilan edilme noktasında yaygın bir çalışmamız var. Bu bizim torunlarımıza ve çocuklarımıza borcumuzdur. Bunu korumadığımız an en büyük vebal altında kalırız."

Çelik, topraktaki elementlerde de araştırma yaptıklarını, toprakta asgari 18 element bulunması gerekirken beklediklerinin çok altında rakamlar gördüklerini, toprakların yüzde 20'sinin iyiden iyiye niteliğini kaybettiğini aktardı.

"941 havzanın gübre kılavuzu olacak"

Bakan Çelik, toprağın tekrar canlanması, verimli hale gelmesi için mutlak suretle toprak ile gübre ve kimyasal buluşmasını bir dizaynla yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini belirtti.

Bu çerçevede 941 havzada yaptıkları araştırmalar sonucunda kullanılacak gübre kılavuzlarının hazırlandığını dile getiren Çelik, "941 havzanın gübre kılavuzu olacak. Ancak o gübreler kullanılacak. Ne kadar kimyasal, ne kadar mikrobiyal gübre hangi oranla karışacak. Toprak, neye ihtiyacı varsa yapılan tahlilde çıkan neticelere göre gübre kılavuzuna dönüşecek." dedi.

Çelik, gübre konusunda yaptıkları düzenlemede fabrikaların alışkanlıklarını değiştirmelerini istediklerini belirtti.

Bir şey zararlı ise kullanılmasına devam edilmeyeceğini vurgulayan Çelik, "Nerede bir değişiklik yapmak gerekiyorsa fabrika da ayarını ona göre yapacak. Hangi gübreye ihtiyaç varsa topraklarımızın ona göre gübre üretim yoğunluğunu artıracak, ona göre kendisini dizayn edecek. 'E ben böyle alıştım. Böyle üretirim. Nitrat 33'ü üretiyorum. Bombalar patlasın, yani toprağa zararlıysa zararı devam etsin. Hayır. " ifadesini kullandı,

Sertifikalı tohum kullanımı

Çelik, toprağın nitelikli hale gelmesinden sonra buna atılacak tohumları sertifikalı tohum olmasını istediklerini belirtti.

Buna karşı bir kesimin "eyvah bizim yerel tüm tohum çeşitlerimizi ortadan kaldırıyor. Bilmem kimlere peşkeş çekiyorlar" dediklerini aktaran Çelik, "Arkadaşlar arazimiz küçülüyor. Topraktaki verim artık esas olmalı. Dünyada, Türkiye'nin ektiği kadar arazi, bir yılda tarım dışı kalıyor. Türkiye 14 milyon hektar ekiyor, bu kadar arazi dünyada tarım dışında kalıyor. Bunun Türkiye'ye yansıması da var." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, yerli tohumu da geliştireceklerini, buna yönelik sertifikalandırma çalışmalarının sürdüğünü belirterek, çiftçilerden sertifikalı tohum kullanmalarını istedi.

"Tarımda particilik olmaz"

Toprakların tarım dışı kalmasının ülkede geçmişten bu yana yaşandığını, siyasi iktidarın fark etmediğini aktararak şöyle devam etti:

"Tarımda particilik olmaz. Bunu kaldırmamız gerekiyor. Topraktan daha büyük bir milli mesele yok. Nerede doğru varsa onu almamız gerekiyor. Burada siyaset, politika olmaz. Doğruyu kim söylemişse başım gözüm üstünde. Hep beraber tarıma böyle bakmamız gerekiyor. 'Benim dönemde 100 hektar daha az gitmiş'. Ne anlamı var. Ben de de gitmiş, sende de gitmiş, başkasında da gitmiş. Her dönemde toprak kaybetmişiz. Her dönemde de tarım kaybetmiş. Niye? Toplu konut yapacağız. Niye? Fabrikalar yapacağız. Yani bu ülkede fabrika yapacak yer de var, toplu konut yapacak yer de var ama kim dedi ki 'ovanın ortasında toplu konut yapılır, fabrika yapılır' diye. Hem yer altı sularını hem yer üstü sularını da perişan etmişiz. Doğruları söylemeyelim, doğruları yapmayalım, sonra yani söylemedi madalya mı takacak birisi. Doğruları yapmak zorundayız. Madem siyasete çıkmışsınız kararları alacak ve uygulayacaksınız, kimin işine gelir gelmez."

Çelik, kişisel olarak hayvan ithalatını istemediğini ancak ülkedeki hayvan sayısının buna izin vermediğini dile getirerek bu durumu önüne geçmek için üreticinin destekleneceğini, ithalatı kademeli olarak düşüreceklerini anlattı.

"Suyla giden topraklar

Çelik, suyu tarlayla buluşturamadıklarını, buluşturunca da eğitim sorunu, babadan kalma çiftçiliğin kullanılması nedeniyle sorunlarla karşılaştıklarını ifade etti.

"Su geldi problem, su gelmedi problem" diyen Çelik, şunları kaydetti:

"Ben iki dönemdir Şanlıurfa milletvekiliyim. Harran Ovası buğdayın ilk ekildiği coğrafya diyoruz. Şimdi Harran Ovası'na suyu getirdik şimdi o kadar drenaj projelerimiz var ki çoraklaştırmışız araziyi sudan dolayı. Su, almış toprağı götürüyor. Suriye'ye gidiyor bütün toprak. Verimli topraklar. Açıyor Hacı abim suyu. Vahşi sulama alıp götürüyor. Bu sulama değil ki. Diğer taraftan kuraklıktan dolayı bir vatandaş su bekliyor. İkisi de problem."

"Buğdayda kuraklığı TARSİM kapsamına alacağız"

Bakan Çelik, tarımda sigortalama çalışmalarını yaygınlaştıracaklarını, bu yıl buğdayda kuraklığı Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kapsamına alacaklarını dile getirdi.

Tarımda sigortanın trafik sigortası, kasko gibi düşünülmesini isteyen Çelik, "Tarlan, afetten dolayı zarara uğradı. Sigorta yaptırın. Sigorta gelir bedelini ödeyecek. Bu 2020'lere değil 2018'de tümden TARSİM hizmetinde olacak. 60 hektar için 360 liralık prim karşılığında 10 bin lira tazminat hakkınız var." diye konuştu.

Çelik, lisanslı depoculuk üzerinde çalıştıklarını, bu yıl 1 milyon ton depo inşa edildiğini, hedeflerinin 3.5 milyon lisanslı depo olduğunu aktardı.

"3 milyon tona yakın pamuk üretimi bekliyoruz"

Çelik, stratejik ürün olan pamuğa dönük Milli Tarım Projesi kapsamında uygulamar olduğunu, pamuk ekilen alanları 5 milyon dekara çıkardıklarını ifade ederek "Pamuk, Türkiye'de şu anda 417 havzada ekilirken biz bunu 140 havzaya indirdik. Alanı daralttık ama olması gereken yerleri sağlıklı belirledik. Burada şimdi 3 milyon tona yakın pamuk üretimi bekliyoruz. Şu anda 2 milyon 100 bin ton civarındaki üretimi artırmayı düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

Çelik, karpuzun da önümüzdeki dönemde nerelerde ekileceğini belirleyeceklerini bildirdi.

Salonda bulunan arı yetiştiricilerinin arı ölümü sorunlarını dile getirilmediği yönünde seslendikleri Bakan Çelik, toplantının basına kapalı kısmında zaten sorunların dinleneceğini ifade etti.

Bir üreticinin yanına gelmesini isteyen Çelik, Yemliha Kılıç isimli arıcıya mikrofonu verdi. Kılıç, arıcılar olarak son 5 yıldır yoğun arı ölümleri yaşadıklarını belirterek, soruna çare bulunmasını istedi.

Sorunun Ankara'da da kendisine iletildiğini ifade eden Çelik gülerek, "Bunu söylemek için kavgaya ne gerek var ya. Zaten sizi dinlemek için geldik. Çare bulmak için." dedi.

Konuşmanın ardından toplantı basına kapalı devam etti.

Bakan Çelik:
Kaynak: AA / Güncel
title