Bakan Bozdağ; Teröristler Cirit Atıyor, Bunlar Himaye Ediliyor
ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, referandum kapsamında Ankara Keçiören'de şehit aileleri ve esnaf ziyaretlerinde bulundu.
ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, referandum kapsamında Ankara Keçiören'de şehit aileleri ve esnaf ziyaretlerinde bulundu. Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen Cengiz Polat'ın ailesini ziyaret etti.
Adalet Bakanı Bozdağ, Yozgatlı Dernekler Federasyonu tarafından düzenlenen toplantıda 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni anlattı. Bakan Bozdağ şunları söyledi:
"15 Temmuz 2016 hain ve kanlı darbe girişimini yansıtan bir yansıyı hep beraber izledik. Rabbim bir daha 15 Temmuz'ları bu millete, bu devlete yaşatmasın inşallah. Şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize, sıhhatli uzun ömürler diliyorum. Türkiye yeni bir dönüm noktasındadır. Türkiye hükümet sistemi tartışmaları uzun zaman yapıldı. Yaklaşık 93 yıldır, belki de 150-200 yıldır Türkiye'de yaşanan tartışmaların başında Türkiye'nin nasıl bir hükümet sistemiyle yönetilmesi tartışması gelmektedir. Bir parlamenter sistemi bir dönem içinde tercih ettik, onunla ülkemiz yönetildi, yönetiliyor. Ancak, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra Türkiye'de yeni bir sayfayı açma zarureti ortaya çıkmıştır. MHP'nin Sayın Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli de yaşanan bu gelişmeler üzerine Türkiye'nin önünü açacak yeni bir kapıyı aralamıştır. Neden Türkiye sistemi değiştirmek zorundadır. Dönüp baktığınız zaman milletimizin ve devletimizin bekası, varlığı, istiklali, istikrarı ve istikbali için Türkiye'nin bu sistem değişikliğini yapma ihtiyacı var."
DÖRT BİR YANIMIZ YANGIN YERİ
Türkiye'nin 10 ayrı terör örgütüyle eş zamanlı olarak mücadele etmek zorunda olduğunu söyleyen Bakan Bozdağ, "Bizim dört bir yanımız yangın yeri. Suriye 2011'den beri savaşta, Irak 2003'ten beri iç çatışmayla boğuşuyor, Türkiye Irak'tan ve Suriye'den gelen 3 milyon civarında göçmenle uğraşıyor, onları ağırlıyoruz ülkemizde. Öte yandan PKK terör örgütü, DEAŞ terör örgütü, DHKP-C terör örgütü ve FETÖ dahil 10 ayrı terör örgütüyle bugün Türkiye eş zamanlı mücadele etmek durumunda. Dünyada 10 civarında terör örgütüyle eş zamanlı mücadele yapan Türkiye'den başka ikinci bir ülke yoktur. Terör tehdidi altında olan başka da bir ülkede yoktur" diye konuştu. Bakan Bozdağ sözlerine şöyle devam etti:
TÜRKİYE GÜÇLÜ OLURSA ÖNÜNÜ KESEMEYİZ DİYORLAR
"Türkiye'nin zayıf olmasını, istikrarsız olmasını, güçsüz olmasını, bu coğrafya da olup biten herşeye sağır ve kör olmasını isteyen bir dolu dünya var, bir dolu güç var. Diyorlar ki; 'Eğer ki Türkiye güçlü olursa istikrar olursa, refah olursa, huzur olursa, barış ve güven olursa, Türkiye'nin önünü biz kesemeyiz.' Türkiye istikrarsız kalsın, Türkiye zayıf iktidarlarla yönetilsin, Türkiye kuruşa muhtaç olsun, IMF'nin, AB'nin, Avrupa Konseyi'nin kapısında aciz ve biçare noktada dursun. Onun için ne lazım? Zayıf hükümetler lazım, istikrarsızlık lazım, kargaşa, kriz, kaos, terör, şiddet lazım. Hepsini bol bol Türkiye'nin üzerine boca ediyorlar. Ama hamdolsun 3 Kasım 2002'den bu yana Türkiye'de hep istikrar var. Siyasi istikrar var, güçlü iktidar var, parlamentoda bizi çocuğunluk yaptınız, hükümet ettiniz, Cumhurbaşkanını bizim liderimizden seçtiniz."
EMR-İ HAK VAKİ OLDUĞUNDA GİDECE
"Peki biz niye sistem değişikliğini istiyoruz, bu kadar istikrar var da bunlar neden sistem değişikliği istiyor. Biz değişikliği şundan istiyoruz; Tayyip Erdoğan, AK Parti geçici, fani. Millet 'Hayır' dediğinde bitecek, millet siyaseten başka bir noktaya getirdiğinde başka bişey olacak" diye konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
"Ya da emr-i hak vaki olduğunda gidilecek. Onun için diyorlar ki Tayyip Erdoğan, şu anda görevinin başında bir dönem daha millet seçerse bir dönemi var. Ama ondan sonra Tayyip'siz bir Türkiye gelecek. Tayyip beyi Türkiye'nin siyasetinden çektiğinizde siyasi istikrar falan Türkiye'de kalmaz. Çünkü bizim mevcut parlamenter sistem doğrudan siyasi istikrar ve güçlü iktidar doğurmuyor. Atatürk ile bir istikrar var, güçlü iktidar var. Menderes ile istikrar, güçlü iktidar var. Turgut Özal ile istikrar var, güçlü iktidar var. Tayyip Erdoğan ile istikrar, güçlü iktidar var. Buna baktığımızda mevcut sistem siyasi istikrarı ancak güçlü liderler sayesinde kurabiliyor."
'HALKIYLA BULUŞAN, KUCAKLAŞAN GÜÇLÜ LİDERLER OLURSA İSTİKRAR ÇIKIYOR'
Halkıyla buluşan, kucaklaşan güçlü liderler olursa istikrar yaşandığını belirten Bakan Bozdağ, "Öyleyse Türkiye'nin bu sistemiyle devamı halinde, Tayyip Bey'den sonra istikrar için, biz yeniden yeni Tayyip Erdoğan, yeni bir Turgut Özal, yeni bir Adnan Menderes, yeni bir Atatürk beklemek zorundayız. Sistem başka türlü istikrar doğurmuyor. Onun için biz diyoruz ki öyle bir sistem kuralım ki, sistemin kendisi siyasi istikrar doğursun, güçlü iktidar kursun. Türkiye'nin içinde milletin iktidarına Ankara'da ortak olanlar ve millete rağmen iktidar olanlar ve zayıf Türkiye isteyenler nasıl bakıyorlar, şöyle bakıyorlar; AK Parti dönemler bir yol kazasıdır, geçicidir, nasıl olsa Tayyip Bey bir gün siyaseti bırakacak veya bir şekilde fani olduğu için emr-i hak vaki olacak, biz 5 yıl sonra, 10 yıl sonra bu dönemden kurtulacağız, yeniden istikrarsız bir Türkiye, yeniden bir ne dersek onu yapan iktidarlar, yeniden aciz hükümetler dönemine geçeceğiz bizim dümen kaldığı yerden dönmeye devam edecek. Onun için direniyorlar" dedi. Bozdağ, şöyle devam etti:
LİDERLERE BAĞLI İSTİKRAR DEĞİL, SİSTEMİN KURDUĞU İSTİKRAR OLACAK
"Biz de diyoruz ki; sistemi sağlam kuracağız, bundan sonra liderlere bağlı istikrar değil, sistemin kurduğu bir istikrar Türkiye'de olacak. Liderlere bağlı güçlü iktidar değil, sistemin tesis ettiği güçlü bir iktidar Türkiye'yi yönetsin. Daima istikrar, daima güçlü iktidar Türkiye'ye sürekli kazandıracaktır. Bakın ben Avrupa'daydım. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nde konuştum Genel Sekreterle, AİHM Başkanı ile görüştüm. Almanya'da Türk toplumuyla bir araya gelecektik. Salon kiralanmış, pazartesi günü oradaki Türk toplumu belediyeye bildirimde bulunmuş. Adres bildirilmiş, kim gelecek onu bildirmiş, kaç kişi gelecek onu bildirmiş, çarşamba günü belediye yetkilileri, polis ve organizasyon heyeti adına bir vatandaşımız ortak tutanak imzalıyorlar. 500 kişi gelecek, fazla gelirse şöyle yapacağız, program şu kadar sürecek vesaire, beraber imza altına alıyorlar. Polis bakan nereden girecek hangi kapıdan girecek onun dahi tespitini yapıyor. Buradan gelecek buradan girecek diye. Herşey yolunda biz aslında belediye yardım yapmak istiyor bu toplantıda."
BELEDİYEYE ALDIRILMIŞ BİR KARARDIR
Ama perşembe günü olduğunda herşey birden bire değişiyor. Hatta Adalet Bakanı benimle görüşme talebinde bulundu biz de tamam dedik. O gün 18.00'de bir araya gelecektik. Saat 14.00 sularında belediye bir karar alıyor toplantı iptal oluyor. Arkasından başka bir yer yedeklerini hazırlamışlar bunlar bir hinlik düşünecek diye düşünmüşler. Bu sefer oraya da polis izin vermiyor. Çok net söylüyorum. Belediyenin aldığı bu iptal kararı belediyenin kendi iradesiyle aldığı bir karar değil belediyeye aldırılmış bir karardır. Bu belediyeyi aşan bir durumdur. Federal hükümetin baskısı veya Alman gizli istihbaratının baskısı olabilir. Hangisi onu baskı yapanlar bizden daha iyi bilir. Ama biz biliyoruz ki bu karar Karlsuhe Belediyesi'nin kararı asla değildir. Onu aşan ve ona aldırılmış olan bir karardır. Nitekim Alman Dış İşleri Bakanı, Alman Başbakan sayın Merkel yaptığı açıklamalarda bizim bu karar etkimiz yok dedi. Ama Alman Belediyeler Birliği adına yapılan açıklamada ise kusura bakmasınlar dediler. Bu bizi aşan bir karar dediler ve resmen adres olarak merkezi hükümeti gösterdiler. Çok açık net."
YANLIŞ YAPILMIŞTIR DEMEDİLER, ELEŞTİRİDE BULUNMADILAR
İnsan hakları, ifade özgürlüğü, Alman Başbakan, Alman Belediye başkanı yanlış yapmıştır demiyor. Dışişleri Bakanı da yanlış yapmıştır demiyor. Biz bir demokrasi ülkesiyiz insan hakları, ifade hürriyeti, toplanma hakkı bizim ülkemiz için vazgeçilmezdir."
Bakan Bozdağ, Almanya'da yaşananların Türk Adalet Bakanı'na yapılan saygısız olduğunu belirterek, "Bizim demokrasimizi zedelemiştir diye bir eleştiride de bulunmadılar. Sonrada kalkıp Türkiye'ye demokrasi dersi veriyorlar. İfade hürriyeti ve başka başka haklardan dem vuruyorlar. Siz önce dönün kendinize bakın. Regal bir toplantıyı, meşru hükümetin bakanının katılmasına ve orada konuşacak olma ihtimaline tahammül gösteremiyorsunuz. Konuşmaya değil bizim konuşma ihtimalimize tahammül göstermiyorlar. Nasıl demokrasi bu? PKK'nın teröristleri cirit atıyor. DHKPC'nin teröristleri cirit atıyor. FETÖcü teröristler cirit atıyor. Darbe yapan alçaklar orda cirit atıyor. Alman hükümeti bunları himaye ediyor ve her yerde koruyor, kolluyor. Teröristlere hürriyet ama temiz insanlara, kanunlara, demokrasi ve hukuka saygısı olan insanlara ise her türlü engelleme çıkarıyorlar" deyi konuştu.
MERKEL DE KONUŞACAK YER BULAMAZ
Bakan Bozdağ, "Buradan diyorum ki Almanya'ya bir kez daha eğer 'antisemitizm, islamafobi, ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığına karşı Almanya'nın yöneticileri ve siyasetçileri seslerini yükseltmez, bu aşırılıklara karşı mücadele etmezlerse korkarım ki on sene on beş sene sonra Merkel konuşacak yer bulamaz. Onu da konuşturmazlar. Çünkü bu faşizan hastalıklar serpicidir. Yayıldıkça başkalarına tahammül etmez, başkalarına hürriyet alanı açmaz kendi dışında olan herkesi yok eder onun için diyorum ki; Demokrasiye inanan herkes buna karşı durması lazım. Bunun karşısında durması lazım^dedi.
'TÜRKİYE'YE DÜŞMANLIK EDEN HERKESE KUCAKLARINI AÇIYORLAR'
Türkiye'ye düşmanlık edenlere destek verildiğini de belirten Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama benim bütün bu fotoğraf içerisinde gördüğüm şey şu: Zayıf bir Türkiye istiyorlar. Türkiye'ye düşmanlık eden herkese kucaklarını açıyorlar, imkanlarını veriyorlar, desteklerini veriyorlar ve yardım ediyorlar. İşte Can Dündar orada. Ben soruyorum; Alman Cumhurbaşkanlığı sarayında ağırladılar. Almanya'nın menfaatine bu kişi bir iş mi yaptı? Türkiye'nin menfaatine bir iş mi yaptı? İnsanlığın menfaatine ortak iyiliğe dahi mi bir iş yaptı? Hangi işi başardı ki böylesi bir kabul görüyor? Teröristler aynı kabulü görüyor. FETÖ'cüler aynı kabulü görüyor. Darbeciler aynı kabulü görüyor. İşin özü şu hemşerilerim Türkiye'nin kim aleyhine çalışırsa baş üstünde ağırlanıyor. Türkiye'ye kim düşmanlık ederse baş üstünde ağırlanıyor." - Ankara