Bakan, Askeri Hakime Disiplin Cezası Veremeyecek
Anayasa Mahkemesinin, Milli Savunma Bakanının askeri hakim ve savcıya, disiplin cezası vermesini ve bu cezanın kesin olduğunu öngören kanun hükümlerinin iptaline ilişkin kararının gerekçesi, Resmi Gezetede yayımlandı Karar, 6 ay sonra yürürlüğe girecek.
Anayasa Mahkemesinin, Milli Savunma Bakanının askeri hakim ve savcıya, disiplin cezası vermesini ve bu cezanın kesin olduğunu öngören kanun hükümlerinin iptaline ilişkin kararının gerekçesi, Resmi Gazetede yayımlandı. İptal hükümleri, 6 ay sonra yürürlüğe girecek.
Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığında görev yapan davacı, uyarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin yok hükmünde sayılması ve iptali istemiyle dava açtı.
Davaya bakan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Üçüncü Dairesi, 357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun 29. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "...Milli Savunma Bakanı tarafından..." ibaresinin, ikinci fıkrasında yer alan "Bu cezalar kesin olup" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Yüksek Mahkeme, Milli Savunma Bakanının askeri hakim ve savcıya, savunmasını aldıktan sonra disiplin cezası vermesini ve bu cezanın kesin olduğunu öngören kanun hükümlerinin iptaline karar vermişti.
İptal kararının gerekçesi, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Gerekçede, başvuru kararında, askeri hakimler hakkında disiplin cezası verme yetkisinin yürütme organının bir üyesi olan Milli Savunma Bakanı'na ait olmasının, Anayasa'da belirtilen mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı olduğunun savunulduğu belirtildi.
357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun 29. maddesinde, askeri hakimlere verilecek disiplin cezalarının, uyarma ve kınama cezası şeklinde belirlendiği, maddenin birinci fıkrasında yer alan itiraz konusu kuralla da askeri hakimler hakkında disiplin cezası verme yetkisinin Milli Savunma Bakanı'na tanındığı hatırlatıldı.
Gerekçede, Anayasa'nın 138. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında, hakimlerin görevlerinde bağımsız oldukları, Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verecekleri, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağının hüküm altına alındığı vurgulandı.
Anayasa'nın 139. maddesinin birinci fıkrasında, hakim ve savcıların azlolunamayacağı, kendileri istemedikçe Anayasa'da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamayacakları, bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamayacağının öngörüldüğü belirtildi.
Gerekçede, Anayasa'nın 140. maddesinin üçüncü fıkrasında da hakim ve savcıların fıkrada sayılan ve diğer özlük işlerinin mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenleneceğinin kurala bağlandığı hatırlatıldı.
Anayasa'nın "Askeri Yargı"yı düzenleyen 145. maddesinin son fıkrasında ise askeri yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askeri hakimlerin özlük işleri ve askeri savcılık görevlerini yapan askeri hakimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkilerinin, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenleneceğinin belirtildiği kaydedildi.
-"Mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı"
Anayasa'nın bu kurallarının mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev yapan askeri hakim ve savcılar yönünden de geçerli olduğu vurgulanan gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"Hukuk devleti ilkesinin temel bileşenlerinden olan yargı bağımsızlığı, insan hakları ve özgürlüklerinin başlıca ve en etkin güvencesidir. Mahkemelerin bağımsızlığı, genellikle hakimlerin bağımsızlığı kavramı ile eş anlamlı olarak kullanılmakta ve biri diğerinin nedeni ve doğal sonucu olarak anlaşılmaktadır. Hakimlerin görevlerine ilişkin bağımsızlığı konusunda Anayasa ile tanınan teminat, onlara tanınan bir ayrıcalık olmayıp, bunun amacı adaletin dolaylı dolaysız her türlü etki, baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak dağıtılacağı yolundaki güven ve inancı yerleştirmektir."
Gerekçede, yargının bir karakteri olan bağımsızlığın, hakimin çekinmeden ve endişe duymadan, Anayasa'nın öngördüğü gereklerden başka herhangi bir dış etki altında kalmadan, yansız tutumla, özgürce karar verebilmesi olduğuna işaret edildi.
Hakim bağımsızlığının, yalnız yürütme organına karşı değil, demokratik bir toplumda, devlet yapısı içinde tüm kurum ve kuruluşlar ile kişilere karşı da sağlanması gerektiği vurgusu yapılan gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Yargı bağımsızlığı konusunda düzenlemeler yapılırken, hakimlerin yargı içi ve dışı her türlü etki ve kuşkudan uzak karar vermeleri koşullarının hazırlanması kadar, tarafların ve toplumun yargıya olan güveninin sağlanmasına da özen gösterilmelidir. Hakimler, hakimliğin gerektirdiği her türlü yüksek nitelikleri taşısalar bile kamu vicdanında tarafsızlıkları konusunda kuşku uyandıracak düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Herhangi bir baskının, etkinin yapılması kadar yapılabilme olasılığı da yargı bağımsızlığını zedeler."
-"Disiplin cezaları, meslekte yükselmede önemli"
Gerekçede, itiraz konusu kuralla askeri hakimler hakkında uyarma ve kınama cezası verme yetkisinin Milli Savunma Bakanına tanınmasının, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi ile doğrudan ilgili olduğu belirtildi.
Nitekim askeri hakimlerin birinci sınıfa ayrılabilmeleri için Kanun uyarınca, uyarma ve kınama cezalarını aynı olmasa bile ikiden fazla almamış olma şartı getirildiği belirtilen gerekçede, disiplin cezalarının, askeri hakimlerin meslekte yükselmeleri bakımından büyük önem taşıdığı kaydedildi.
Gerekçede, "Bu bağlamda, askeri hakimlerin meslekte yükselmelerini doğrudan etkileyen disiplin cezalarını verme yetkisinin yürütme organının üyesi olan Milli Savunma Bakam'na ait olması, yargılamanın taraflarında askeri hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda güvensizlik ve şüphe uyandırabilir. Böyle bir güvensizliğin ve şüphenin ortaya çıkma olasılığı da askeri hakimler hakkında disiplin cezası verme yetkisinin Milli Savunma Bakam'na ait olmasını mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı kılmaktadır."
-"Cezaların kesinliği..."
Kanun'un 29. Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "bu cezalar kesin olup," ibaresinin iptaliyle ilgili gerekçede de bu kuralın, Milli Savunma Bakanı tarafından askeri hakimler hakkında verilecek uyarma ve kınama cezalarının kesin olduğunu hüküm altına aldığı hatırlatıldı.
Gerekçede, buna göre, hakkında uyarma ve kınama cezası verilen askeri hakimlerin, bu cezaların iptali istemiyle dava açamayacaklarının öngörüldüğü belirtildi.
Anayasa'nın 129. maddesinin üçüncü fıkrasında, disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı ifade edildikten sonra, dördüncü fıkrasında, silahlı kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümlerin saklı olduğunun belirtildiği aktarıldı. Maddenin devamında, silahlı kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkında verilecek disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılması konusunda kanun koyucuya takdir yetkisi tanındığı hatırlatıldı.
-"Mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ilkeleri de gözetilmeli"
Anayasayla güvence altına alınan, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerinin temel hedefinin, yargı erkini yargı içi ve dışı etkilerden korumak ve yargıya duyulan güveni sağlamak olduğu vurgulanan gerekçede, şöyle denildi:
"Dolayısıyla, kanun koyucunun, askeri hakimlere verilecek disiplin cezaları hakkında düzenleme yaparken mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerini de gözetmesi gerekmektedir. Askeri hakimler hakkında disiplin cezası vermeye yetkili merci, soruşturma usulü, verilen cezaya karşı yargı yolunun açık olup olmaması gibi disiplin sürecine ilişkin düzenlemeler askeri hakimlerin bağımsızlığını doğrudan etkilemektedir.
Askeri hakimler hakkında disiplin cezası verme yetkisinin yürütme organının üyesi olan Milli Savunma Bakanı'na ait olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu cezalara karşı yargı yolunun kapalı olması, hakimin yürütme organına karşı kendisini güvencesiz hissetmesine neden olabileceği gibi yargılamanın taraflarında da askeri hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda güvensizlik ve şüphe uyandırabilir. Yargılama aşamasında böyle bir güvensizliğin ve şüphenin ortaya çıkma olasılığı da askeri hakimler hakkında yürütme organının üyesi olan Milli Savunma Bakanı tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olmasını mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine ve hakimlik teminatına aykırı kılmaktadır." - Ankara