Bahçeli'den Berkin Elvan Tweet'leri
MHP lideri Bahçeli, dolandırıcılığı göremeyenden aydın olmaz diyerek, "Böyle bir ortamda hayatını kaybetmiş Berkin Elvan'a ve annesine hakaret de normal görülür" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde Erdoğan'ı duygulandıran bir konuşma yapan Alev Alatlı'nın sözlerini eleştirdi.
"16 KİLOYA DÜŞEREK HAYATINI KAYBETMİŞ BERKİN ELVAN..."
"Yerel dolandırıcılığı görmeyen, yerel ve küresel bağlantılı soygunu inkar edenden aydın falan olmaz" diyen Bahçeli, "Heyhat, böyle bir ortamda 15 yaşındayken 16 kiloya düşerek hayatını kaybetmiş Berkin Elvan'a ve annesine hakaret de normal görülür" dedi.
Twitter hesabından gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli şunları kaydetti:
"Takdir edersiniz ki, kökünden kopan, geleneğinden ayrılan, geçmişinden sapan fert, toplum ya da milletlerin ayakta kalma şansları yoktur. Kuşaklar boyunca yaşayarak geldiğimiz geçmiş; bugünün hal tercümesi, geleceğin heyecan ve hedef terennümüdür. Zihnini ve idrakini muvazaalara esir bırakmışlar için geçmiş; üzerinde karalama ve oynamalar yapılan gevşek dokulu bir istismar aracıdır. Muvazaalar tehdit doludur ve bugüne getirdikleri kolaylıkları yarınlarda çıkaracakları ağır bedellerle ödetirler. Üzülerek görüyorum, sadece geçmişimiz değil; her değerimiz, her emanetimiz, her mirasımız ikiliklere ve cepheleşmelere kurban veriliyor. Bu da yetmiyor, insanımız bir yanda eskinin bir timsali, diğer yanda yeninin henüz taşınmamış bir kiracısı olarak sunuluyor. Onlarca asrı bulan kaynaşmamız ve kardeşliğimiz dolambaçlı sözlerle, maksatlı ve nifak kokan iddialarla aşağılanıyor, ayrıştırılıyor.
"SUÇ GENÇLERİN DEĞİL"
Milli ve manevi değerlerimize yabancılaşanlar, insanımıza fildişi kulelerden bakanlar gençlerimizi küçümsüyor ve hafife alıyorlar. Diyorlar ki, 'Einstein kimdir deseniz? Her gencin diyecek bir sözü vardır. İbni Sina kimdir deseniz? Çoğu bundan habersiz.' Bu bir yalandır. Yine diyorlar ki, 'yabancı popçuları ezbere sayan, atalarının kelimelerinden mahcubiyet duyan gençlerimiz var.' Bu da külliyen iftiradır. Neymiş, başka kültürlere ait yaşantıya özenen gençlerimiz varmış. Beethoven'ı dinlemeli ama Itri'yi, Dede Efendi'yi de bilmelilermiş. 'Dede Efendi' kimdir diye sorsanız kendi dedesi, 'Itri' kimdir diye sorsanız, o da nereden çıktı diyecekler Türk gençliğini küçük göremez. Türk gençliği Aziz Dede'yi de bilir, Zekai Dedeyi de tanır. İsmail Dede'yi de sever, Hafız Post'a da hürmet eder; yeter ki öğretilsin. Sadullah Ağa, Basmacızade, Kömürcü Hafız, Murat Ağa gibi belki de en zengin his tarafımız olan bu büyüklerimizi Türk gençliği sahiplenir. Dede Efendi'yi Wagner, İbn-i Sina'yı Hipokrat, Yunus Emre'yi Verlaine, Baki'yi Goethe yapamadığı için beğenmeyen varsa, suç onların değildir. Eğer geçmişimiz ve geçmişteki faziletli isimlerimiz bilinmiyorsa suç, Türk gençliğinin değil; iktidar zihniyetinindir.
"AYDIN İPLERİNİ İKTİDARA VERMEZ"
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuşan sözde alleme ve aydın şahsiyetlerden bize ait bir şey duydunuz mu? Adını Türk-İslam tarihine altın harflerle yazdıran nice alim ve arifimize bir tek atıf yapıldı mı? Hele birisi var ki, bugüne kadar yazdığı kitapları manen yakmış ve münevverliği iktidar mürebbiyeliğiyle değiştirmiştir. Buna göre, Rus yazar Aleksandr Soljenitsin yaşasaymış, yüzbinlerce Suriyeli'ye kapılarını açan hükümeti ve övülen şahsı ayakta alkışlarmış! 'Evrensel dolandırıcılığın hüküm sürdüğü zamanda gerçeği söylemek devrimciliktir' diyen George Orwell da alkışlarmış. Yani dünya alem alkış yarışına girermiş. Yerel dolandırıcılığı görmeyen, yerel ve küresel bağlantılı soygunu inkar edenden aydın falan olmaz. Aydın aydınlatır, karartmaz. Aydın vicdanın sesini dinler, telkinlere gelmez. Aydın çağa yön verir; yoksa iplerini iktidarın emrine vermez. Gerçek sanatçı saray övmez, duvar kağıtları altın varaklı, bardak ve çanakları altın sırmalı olan binlerce odalı kaçak yapıyı haklı çıkarmaz. Heyhat, böyle bir ortamda 15 yaşındayken 16 kiloya düşerek hayatını kaybetmiş Berkin Elvan'a ve annesine hakaret de normal görülür. Kökünden kopmak , gelenekten ayrılmak, geçmişten sapmak vahim bir sorunsa, insanlığa yüz çevirmek daha büyük bir faciadır. Bu facianın tarafı ve ortağı olanlar saraylarda saklansa da kurtulmaları, vicdan mahkemesinin hükmünden muaf olmaları imkansızdır."