Bağımsızlığın 30. yıl dönümünde Kıbrıs gazileri anlatıyor
METİN BOLAT- KKTC'nin 30. kuruluş yıl dönümünde, Barış Harekatı'na katılan Kıbrıs Gazisi Mehmet Besler, o günleri anlattı.
METİN BOLAT- KKTC'nin 30. kuruluş yıl dönümünde, Barış Harekatı'na katılan Kıbrıs Gazisi Mehmet Besler, o günleri anlattı.
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında göğsünden hiç çıkarmadığı Türk bayrağını, zaferle biten harekatın sonunda, doğum gününde adaya diken Konyalı Gazi Mehmet Besler, o günkü heyecanını hala ilk günkü gibi yaşıyor.
Kıbrıs Barış Harekatı'na katılmak üzere 19 Temmuz 1974'te deniz yoluyla yola çıktıklarını dile getiren Besler, ''Çok heyecanlıydık. Gemide bulduğum Türk bayrağını hemen alarak göğsüme koydum. 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs'a vardık. Liman olmadığı için suyun içine boyumuzu suyun yutmadığı bir yerde atlayıp, denizin içinde yürüdük'' dedi.
- "Zehirlenmekten son anda kurtuldu"
Konuşması sırasında duygulandığı gözlenen Besler, "O gün 10 kilometre yürüdük. Toplanma yerimizde uğradığımız saldırı sonucu birçok arkadaşımız şehit oldu. Yaklaşık üç saat süren çatışma sonucu karşı taraf geri çekilmek zorunda kaldı. Bazen karşı taraf bizi gördüğünde savaşmaya bile gerek kalmıyor, kaçıyorlardı. Bazen aç bazen susuz kaldık. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir ferdi bir an bile olsa kararından, mücadelesinden hiç vazgeçmedi" diye konuştu.
Besler, silahımı yerleştirmek için yer ararken birliğinden uzaklaştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bana yol göstermesini istediğim bir kadın önce yabancı dil konuşuyordu, benim Türk askeri olduğumu anlayınca Türkçe konuşmaya başladı. Aç olduğumu anlayınca yemek yemem için evine davet etti. Getirdiği yumurtanın rengi farklıydı. Aşağıdan yabancı askerlerin olduğunu anlayınca pusuya düşürülmeye çalışıldığımı anladım. Üzerimdeki el bombasını atarak pencereden kaçmayı başardım.''
- "Bir yudum su içemeden şehit oldu"
Arkadaşı Adapazarlı Mustafa Kuş'un çok susadığı için kendisinde su istediğini anlatan Besler, Kuş'un henüz bir yudum su içemeden açılan ateş sonucu yaralandığını aktardı.
Kollarının arasındaki arkadaşını teselli etmeye çalışırken takım komutanı olduğu için bir taraftan da karşı tarafın püskürtülmesi için yanındaki arkadaşlarına talimat verdiğini vurgulayan Besler, ''Ateş kesilince Mustafa'nın şehit olduğunu anladım. Arkadaşım bir yudum su içemeden şehit oldu'' diyerek gözyaşı döktü.
- ''Türkün cesaretini ve kuvvetini gösterdik''
Harekatın ilk gününden beri göğsünde sakladığı Türk Bayrağı'nı kazanılan zaferin ardından toprağa dikmenin heyecanını hala ilk günkü gibi yüreğinde taşıdığını aktaran Besler, şunları kaydetti:
''Ben o gün kendime doğum günü hediyesi verdim. 15 Ağustos'ta Türk bayrağını oraya diktiğim gün benim doğum günümdü. O gün benim için ne büyük şerefti, bunu kelimelerle bile anlatamıyorum. Bayrağı diktikten sonra yoğun ateşe maruz kaldım. Ama çok şükür oraya bayrağımızı diktim. Karşı tarafın yaralı askerlerine bile bizim Türk askerleri müdahale ediyordu. Hep esir düşmektense şehit olmayı arzu ettik. Düşmanın mevzisi biz de olmuş olsaydı, dünyanın tüm askerleri de üzerimize gelse oraları bizden alamazlardı. Biz Türk'ün cesaretini ve kuvvetini gösterdik. Yaşadığım o şerefli, gururlu günleri ne zaman anlatsam hep o yıllara geri dönüyor, gururlanıyorum.''
Besler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tarihinin her zaman şan ve şerefle dolu olduğunu, kendisinin de bunda katkısı olduğu için her zaman mutlu olduğunu sözlerine ekledi.