Haberler
MSB kaynaklarından Halep'te başlayan savaşla ilgili ilk açıklama

Türkiye'den sınırımızda başlayan savaşla ilgili ilk açıklama

Sahte dolar iddiaları sonrası Merkez Bankası ve TBB'den art arda açıklamalar

Sahte dolar iddiaları sonrası Merkez Bankası ve TBB'den art arda açıklamalar

Özel: Cumhurbaşkanı adayını 1,5 milyon kişiyle birlikte belirleyeceğiz

Özel'in bir planı var! Cumhurbaşkanı adayını böyle belirleyecek

Muhtarın yerine kayyum atandı

Muhtarın yerine kayyum atandı

Bağımsızlığın 30. Yıl Dönümünde Kıbrıs Gazileri Anlatıyor

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Balıkesirli Kıbrıs Barış Harekatı gazileri, unutamadıkları anıları anlattı Karakuz: "Atılan mermiler, gövdede delikler açıyordu. Ankara'ya döndüğümüzde uçak hemen bakıma alınıyor, açılan deli...

ZAFER AKPINAR - SEYHAN KIRICI - Balıkesir'de yaşayan Kıbrıs Barış Harekatı gazileri, ateş altındaki zor günlerini, aradan 39 yıl geçse de unutmadı. Gaziler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kuruluşuna giden yolda yaşadıkları güçlükleri ve tanık oldukları olayları anlattı.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Balıkesir Şube Başkanı Ali Hulusi Karakuz (60), AA muhabirine yaptığı açıklamada, harekata katıldığında 8,5 aylık asker olduğunu söyledi.

O yıllarda vatani görevini Ankara'da yaptığını belirten Karakuz, harekattan hiç haberlerinin olmadığını ve yaklaşık bir ay önce eğitimlerinin hızlandığını anlattı.

Sık aralıklarla gece saatlerinde uyandırılıp eğitim yaptıklarını ifade eden Karakuz, 20 Temmuz 1974 sabahı birliğinden Kayaş'a götürülüp burada savaş için cephane hazırlamaya başladığında, Kıbrıs'a bir harekat olacağını öğrendiğini bildirdi.

Harekata ikinci gün katıldığını dile getiren Karakuz, şöyle konuştu:

"İlk gün Kayaş'ta cephane hazırladık. Sonra Etimesgut'taki tank birliğine geldik, bunlara ağırlığına göre paraşüt bağladık ve C47, C130 ve C160 tipi uçaklara yükledik. Ben C160 tipindekine bindim. Kıbrıs'ta ilk sortimizi 21 Temmuz'da yaptık. Cephaneleri askerlerimize atıp geri döndük. İkinci sortiye hemen gittik. Denizden adaya giderken uçağımız hedef aldı. Atılan mermiler, gövdede delikler açıyordu. Ankara'ya döndüğümüzde uçak hemen bakıma alınıyor, açılan delikler tamir ediliyor, cephaneleri dolduruyor, tekrar Kıbrıs'a askerlerimize yetişiyorduk. Jetlerin koruması altında uçtuk. Oraya her cinsten cephane taşıdık. Tonlarca mermi taşıdık. Orada savaşan askerlerimize bu cephaneler götürülmek zorundaydı, hayatları için bu çok önemliydi. Bunun bilincinde bir saniye bile korkmadan, yorulmadan çaba gösterdik."

"Su içinde yürüdük, tüfekleri havaya kaldırdık"

İsmail Arslan (60) ise Osmaniye'de askerlik yaparken gelen emirle harekata ilk gününde katıldığı bilgisini verdi.

Adaya çıkmadan önce 17-18 Temmuz'da tatbikat yaptıklarını ifade eden Arslan, şöyle dedi:

"Kıbrıs'a harekat olacağını, gemide hareket halindeyken öğrendik. İzmir, Kuşadası ya da başka bir sahil şehrine gittiğimizi düşünürken kendimizi savaşın ortasında bulduk. Adaya yaklaştığımızda, uçaklarımız üzerimizden geçmeye başladı. Komutanımız, 'Kıbrıs Barış Harekatı'na geldik' talimatını o anda verdi. Bir koydan çıkarma yaptık. Uçaklarla Beşparmak Dağları dövülüyor, arkaya paraşütler atılıyor, o sırada biz de adaya çıkıyoruz. O kadar ateşin altında çıkmamız bir mucizedir. Gemilerimizin kapakları açıldığında sudaydık. Su içinde yürüdük, tüfekleri havaya kaldırdık, öyle çıktık. Ailemin bundan haberi, ağustos ayının ortalarında oldu. Onlara sadece 'Kıbrıs'tayız, merak etmeyin' şeklinde kısa bir mektup gönderdik."

Mehmet Güneş (60) de askerliğini Gaziantep'in İslahiye ilçesinde muhabereci olarak yaparken harekata gittiğini anlattı.

Birlik olarak Kıbrıs'ta yaşananlar nedeniyle uzunca süre alarm halinde hazır beklediklerini vurgulayan Güneş, harekattan birkaç gün önce Adana'ya götürüldüklerini söyledi.

Orada beklerken üzerlerinden uçak geçmesiyle "Savaşa gidiyoruz" denilerek Kıbrıs'a götürüldüklerini bildiren Güneş, "Mersin Taşucu'na ulaştığımızda ellerimize mektup tutuşturanlar, zarf verenler oldu. Savaş sırasında, Rumların telsizine girdik ama dil bilmediğim için dediklerinden bir şey anlamadım. Adaya çıktıktan sonra üzerimize çok ateş açıldı. Bigadiçli arkadaşım ensesinden yaralandı. Köprünün altında tedavisini yaptık. Harekata muhabereci olarak katıldım ama sıhhiye takımında görevlendirildim. Çok zor yıllardı ama soydaşlarımızı eziyetten, işkenceden kurtardığımız için mutluyuz" ifadesini kullandı.

Türk askerine meteoroloji desteği verdiler

Sivil gazilerden meteoroloji teknikeri Yücel Kumral (59), Ankara Meteoroloji Meslek Lisesinden mezun olduktan bir yıl sonra Esenboğa Havaalanı'nda görev yaparken harekata katıldığını kaydetti.

Adaya gidileceği açıklandıktan sonra 6 kişilik ekip kurulduğunu ve Adana'ya ulaştıklarını anlatan Kumral, burada 6. Kolordu'nun bahçesinde konuşlandıklarını belirtti.

Helikopter ve uçaklara meteorolojik destek vermek amacıyla görevlendirildiklerini ifade eden Kumral, "Adana'da kaldığımız sürede çalışmalarımızı buradan yürüttük. Harekat başlamıştı, uçaklar taarruza gidiyordu. 20 Temmuz'da adaya gittik ve Girne boğaz bölgesinde konuşlandık. Meteorolojik şartlar, paraşütle atlayan askerler, hedefe isabetler açısından çok önemlidir. Askerler, rüzgara göre paraşütle atlar, bombalar ona göre bırakılır. İlk gün hava parçalı bulutluydu. Uçaklar bombalıyor, yükselip bulutların içinde kayboluyordu" diye konuştu.

Kumral, araçları ve haberleşme cihazlarıyla destek verdiklerini ifade ederek, görevi sırasında yaşadığı bir olayı şöyle anlattı:

"Boş bir kayık, bağlı olduğu yerden kopup sahile doğru sürükleniyor. Nöbetçi asker ateş etmeye başlıyor. Düşman komandoları geldi. 'Bize taarruz edilecek' diye arkasından diğerleri de ateşe başlıyor. Kayığın üzerine adeta mermi yağıyordu. Gün ağardığında kayık, küçük kıymıklar halindeydi. Sabah anladık ki bizim kayıklardan biriymiş. Bağlandığı yerden kopmuş, dalga sürüklemiş."

"Türk askerleri yanlışlıkla üzerimize ateş açtı"

Komando gazi Necati Kiraz (60), Isparta'nın Eğirdir ilçesinde askerliğinin 9'uncu ayında, 20 Temmuz 1974' te harekata katıldığını söyledi.

Uçakla gittikleri adaya paraşütle atladıklarını ve Beşparmak Dağları'nın arkasına indiklerini ifade eden Kiraz, "Adaya indiğimizde bize ateş açıldı. O sırada sağımızı solumuzu şaşırdık. Biz de onlara ateş ettik. Sonra baktık, onlar da bizim askerlermiş. Denizden çıkarma yapan Türk askerlerle bir süre çarpıştık. Sonra anlaştı komutanlarımız ve dağın eteklerine doğru gittik. Orada düşmanla çarpıştık" dedi.

Adaya 305 askerin paraşütle indiğini ve çarpışmaların ardından 180 kişi kaldıklarını belirten Kiraz, bazılarının şehit olduğunu, bir bölümünün ise yaralandığını aktardı.

Harekata katıldığında bir yıllık evli olduğunu dile getiren Kiraz, "Aileme ve eşime mektup yazdım. Aldıklarında ağlamışlar. KKTC'nin kurulmasında pay sahibi olmak güzel bir duygu. Hem üzülüyor hem de seviniyorum. Keşke soydaşlarımıza eziyet etmeselerdi, harekat olmasaydı ve biz oraya hiç gitmeseydik ama oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Necati Mercan (60), Kayseri Hava İndirme Tugayı'nda askerlik yaparken harekata katıldığını bildirerek, şunları kaydetti:

"Bizi uçaklara bindirdiler. Nereye gittiğimizi bilmiyoruz, söylemediler. 20 Temmuz sabahı saat 05.00 civarında aşağıda bir mavilik olduğu görülüyor ama deniz mi belli değil. Sabaha karşı ama karanlık. Bir adanın üzerinden geçerken 'Acaba burası neresi, nereye gidiyoruz?' dedik. O sırada takım komutanımız, 'Kıbrıs'a çıkarmaya geldik' dedi. Havada öğrendik harekatı, atlamaya yakın. 'Herkes hazır olsun, 5 dakika sonra atlayışınız var' denildi. Öyle de oldu, 5 dakika önce öğrendik ve paraşütle uçaktan atladık."

Bayram Kazak (60) da İslahiye'den tankçı olarak harekata katıldığını ifade ederek, o günlerde yaşadıklarını hiç unutamadığını dile getirdi.

Trenle 18 Temmuz'da Gaziantep'ten hareket ettiklerini ve Mersin'den gemilerle Kıbrıs'a geçtiklerini kaydeden Kazak, "20 Temmuz sabahı Kıbrıs'a çıktık. Biz adaya çıkarken uçaklar havadan dövdü, biz öyle kıyıya yaklaştık. Gemiler yanaştı, kapak attık. Tanklarla suyun içine gömülerek çıktık" ifadesini kullandı.

Beşparmak Dağları'nı 3 günde aştıklarını belirten Kazak, açılan ateşlerden korunmaya çalıştıklarını ifade etti.

Tankları olmasa kurtulamayacaklarına işaret eden Kazak, "Beşparmak Dağları'nda zirvede kalan tank, bizim bölüğün tanklarındandır. Tanklarımız o kadar güçlüydü ki yüzde 65 eğim çıkabiliyordu" dedi.

Adaya çıkmalarının 3'üncü gününde yakıtlarının bittiğini kaydeden Kazak, bir süre bekleyip yakıt takviyesi yapıldıktan sonra hareket ettiklerini söyledi.

Lefkoşa'nın batısında iki ateş arasında kaldıklarını, bulundukları tankın üzerine havan mermisi düştüğünü ifade eden Kazak, "Doldurucum yaralandı, gözleri görmez olmuştu, ben de dizimden yaralandım. Daha sonra uçaksavar mermisiyle kolumdan yaralandım. Zor günlerdi ama başardık" diye konuştu. - Balıkesir

Kaynak: AA / Güncel
title