Babaları cami için arsayı hibe etti, çocukları parasını istedi
Bahçelievler'de bir vatandaşın yıllar önce cami yapılması için hibe ettiği arsanın peşine çocukları düştü.
Bahçelievler'de bir vatandaşın yıllar önce cami yapılması için hibe ettiği arsanın peşine çocukları düştü. Çocuklar arsa için açtıkları davadan 3 milyonun üzerinde para kazanırken cami cemaati duruma isyan ederek, çocukların babalarının kararının arkasında durmasını istedi.
Hasan Güslü isimli vatandaş, Bahçelievler Cumhuriyet Mahallesi Asude Sokak ile Ulugazi Sokağın kesiştiği yerde bulunan arsasını cami yapılması için yıllar önce hibe etti. 700 metrekare büyüklüğündeki arsada Yunus Emre Camii'nin yapımına 1967'de başlandı. İlk bölümü 1970 yılında ibadete açılırken Güslü, arsanın tapusunu da ölmeden önce cami derneğine vermek istedi. Ancak o dönem tapu parasının toplanamaması nedeniyle devir gerçekleşmedi.
Babaları hibe etti, çocuklar parasını istedi
Hasan Güslü, 1985 yılında vefat ettikten sonra ise iddiaya göre 4 kızı ve bir oğlu cami arsasının parasının peşine düştü. Mirasçılar, arsanın bedelini almak için 2015 yılında dava açtı. 5 kardeşin talebini haklı bulan mahkeme, arsanın bedelinin kardeşlere ödenmesine hükmetti. Arsada ibadethane olması nedeniyle belediyeyi muhatap olarak kabul eden mahkeme, Bahçelievler Belediyesi'nin arsa bedelini ödemesine yönelik karar verdi. Bugün Kur'an Kursu ve imam lojmanının da yer aldığı cami için mirasçılar, faiziyle birlikte 3 milyon liranın üzerinde bir bedel kazandı. O dönem olaya tanıklık edenler ve cemaat ise duruma isyan ederek, çocukların babalarının kararının arkasında durmasını istedi.
"Bizim de eksikliğimiz var, keşke tapusu alınsaydı"
Çocukların babalarının kararına saygı duyması gerektiğini belirten mahallenin eski muhtarı Fehmi Kandemir, "72 yıllarından beri mahallede ikamet ediyorum. Bundan bir önceki dönem de 15 yıl mahallenin muhtarlığını yaptım. Hasan Bey, zamanında burayı cami yeri diye arsasını ayırmış. Son yıllarda buranın arsasını bağışlayanların varislerinin arsayı dava ettiklerini duyduk. Babaları öldükten sonra 'Burayı zorla elinden aldılar, oraya cami yaptılar' diye bazı söylemler duyduk. Aslında hiç doğru olmayan söylemler. Burayı dava eden insanların babalarının mezarında kemiklerinin sızlayacağını düşünüyorum. Cami derneğinden hiç kimsenin muhatap alınmadığını tamamen belediyeyi karşılarına alarak, belediyeyi dava edip bir takım şeyleri hak kazandıklarını duyduk. Maalesef burada bizim de eksikliğimiz var, keşke tapusu alınsaydı bugünkü duruma gelmeseydik. Belediyeyi dava edip 3 milyon lira gibi bir rakam kazandıklarını duyduk" diye konuştu.
"Çocuklarına diyeceğim şey, babaların hayrına karşı koymasınlar"
Caminin cemaatinden Kahraman Şevket Doğan, " Sahibinin burayı bağışladığını söylediler, sonra varislerinden itiraz edenler oldu. 'Biz caminin parasını alacağız kabul etmiyoruz' diye, adam da ölmeden önce birkaç sefer buraya gelip daha önceki muhtarımıza 'Buranın tapusunu vereyim size ben öldükten sonra problem çıkar' demiş. Şimdi mahkemeye verilmiş, cami yeri elimizden gasp edildi diye, öyle haberimiz oldu. Bana kalsa babamın bağışladığını bende bağışlarım. Burada baba sözü geçmemiş oluyor. Çocuklarına diyeceğim şey, babaların hayrına karşı koymasınlar" dedi.
"Siz burada babanızı eziyorsunuz"
Babalarının yıllar önce bağışladığı arsa için çocuklarının dava açmasını yanlış bulduğunu ifade eden Mustafa Bal, "Babaları camiye hibe etmiş, tapuyu alamamışız, babaları, anneleri öldü. Bunlarda belediyeyi mahkemeye vermiş, mahkemeyi de kazanmışlar belirli bir para almaya çalışıyorlar. Böyle bir babanın çocuklarına vicdan diyoruz. Siz burada babanızı eziyorsunuz. Çocuklarına 'Babanızın kemiklerini sızlatmayın gelin bu davadan geri çekilin' diyorum " diye konuştu. - İSTANBUL