Baba- Oğul Taş Baskı Zeytinyağı Geleneğini Sürdürüyor

Çanakkale'nin Ezine İlçesi'ne bağlı Kemallı Köyü'nde 1952 yılında kurulan yağhane, binlerce yıllık taş baskı geleneğini günümüze taşımaya devam ediyor. Baba Osman Nuri Özer ve oğlu İbrahim Özer, birçok yağhane kontini sistemine dönmesine rağmen, taş baskı geleneğiyle yörede zeytinini toplayan üreticilere naturel zeytinyağı elde etme olanağı sağlıyor.

Ezine İlçesi'ne 9 kilometre uzaklıktaki Kemallı Köyü'nde, Özer Ailesi'nin 4 kuşaktan bu yana devam ettirdiği taş baskı geleneği zeytin üreticisinin ilk tercihi oldu. Toplanan zeytinlerin büyük bölümü 'kontini sistemi' ile çalışan imalathanelerde sıkılırken, geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan ve büyük emek isteyen taş baskı ile yağ elde etmek isteyenler zeytinlerini baba Osman Nuri Özer ve oğlu İbrahim Özer'in Kemallı Köyü'ndeki yağhanesine götürmeyi tercih ediyor. Bölgede taş baskı sistemiyle zeytinyağı çıkaran birkaç yağhaneden biri olma özelliğine sahip olan Özer Ailesi'nin işlettiği yağhanede zeytin hasadının yapıldığı 3 aylık dönemde 60 ton naturel yağ üretimi gerçekleştiriyor.

Babası Osman Nuri Özer'den bayrağı devralmaya hazırlanan oğlu İbrahim Özer, 62 yıldır taş baskı sistemiyle oval taşların ezdiği zeytinlerden naturel yağ ürettiklerini belirterek, şöyle dedi: "Halk dilinde sulu baskı olarak da bilinen taş baskıda zeytin suyla sıkılmıyor. Zeytini sıkan pres makineleri, su basıncıyla çalıştığı için halk arasında sulu baskı olarak biliniyor. Oysa doğrusu soğuk baskıdır. Kontini fabrikalarında yağ seri üretimle yüksek kapasite elde ediliyor. Ancak taş baskı ile yapılan üretim emek istiyor ve zaman alıyor. Ama, zeytinlerden naturel yağ elde ediyoruz. Bu da daha kıymetli oluyor. Bizim Türkiye'de üretime devam eden diğer taş baskılardan farkımız, hiçbir şekilde sıcak su kullanmamamız ve zeytinin preslenerek yağın elde edilmesi. Biz buna zeytin sütü ya da çiğ yağ da diyoruz. Diğer yağlara göre daha kaliteli olan bu yağın fiyatı da daha yüksek. Aktarlarda birçok şifa kaynağı olarak satılıyor. Bu sebeplerden dolayı sadece yöremizden değil, il dışından da birçok kişi zeytinini sıktırmaya bize geliyor. Bu sistem çok karlı olmamasına rağmen, biz eski bir geleneği devam ettirmek için mücadele veriyoruz. Gerçek zeytinyağı ve lezzetinin yok olmaması için direniyoruz."