Aynı Topraklardan Farklı Coğrafyalara İki Müzisyen
Tuğba Özgür Durmaz - Biri 20 yaşında hayatının baharında bir kız.
Tuğba Özgür Durmaz - Biri 20 yaşında hayatının baharında bir kız. Piyano virtüozu besteci ve solist. Hollanda'da doğdu, dünyayı dolaşıyor ve gittiği her yerde ardında yeni bir hayran kitlesi bırakıyor. Hayatı şimdiden belgeselleştirildi. Diğeri 77 yaşında bir erkek, belki hayatının sonbaharında. Klarnet virtüozu, besteci. Türkiye'de doğdu. Dünyayı dolaşıyor ve her gittiği yerde ardında yeni bir hayran kitlesi bırakıyor. Hayatı belgesel yapıldı.
Hollanda'da yaşamını konu alan ve 5 yılda çekilen belgeseli vizyona giren, geçen hafta Ankara'da Caz Festivali'nde konser veren "Karsu Dönmez" genç yaşına rağmen müzikseverlerin beğenisini toplamayı başardı. Hatay'ın Karsu köyünden Hollanda'ya göç eden bir ailenin müzik yeteneğiyle hayranlık uyandıran kızının hayatı 7 yaşında tanıştığı piyanoyla değişti. 14 yaşında kazandığı bursla World Athlete Artist Games'te şan eğitimi alan Dönmez, dünyanın önemli konser salonlarından Carnegie Hall'de bugüne kadar 3 konser verdi. "Hollanda'nın Norah Jones'u" olarak anılan ve yorumuyla Türkçe cazı dünyaya sevdiren Dönmez, kendine özgü tarzıyla takdir topluyor.
Selanik göçmeni, müzikle iç içe bir ailede büyüyen ve klasik Türk müziğinin önemli isimlerinden Hafız Burhan'ın udisi olan babasının desteğiyle 9 yaşında klarnetle tanışan "Barbaros Erköse" ise ilerleyen yaşına rağmen klarnetine nefes vermekten vazgeçmiyor. Erköse, İsmail Dümbüllü'nün tiyatrosunda oyun öncesi fasıllar çalarak başladığı müzik kariyerinde, Nesrin Sipahi'den Zeki Müren'e kadar pek çok soliste eşlik etti, Anvar Brahem, Peter Pannke, Craig Harris gibi tanınan müzisyenlerin albümlerinde çaldı, konserlere çıktı. Erköse, geleneksel Türk ve roman müziğini caz formlarıyla harmanlayarak gerçekleştirdiği solo icralarıyla dünyanın her köşesinde iz bıraktı.
İki farklı festival programı kapsamında geçen hafta Başkentte yolları kesişen sanatçılar, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
-"Kendimi genç görmüyorum"-
Gittiği her yerde Türklerin kendisine sahip çıkmasına çok sevinen Karsu Dönmez, herkesin kendisine sıcak yaklaştığını "Sanki kalpleriyle hoşgeldin diyorlar" sözleriyle dile getirdi.
Genç yaşta yakaladığı bu başarı için Dönmez, "Ben bundan başka bir şey bilmiyorum ki. Ben kendimi genç görmüyorum çünkü 7 yaşında piyanoya, 14 yaşında şan söylemeye, 15 yaşında profesyonel konserler vermeye başladım" karşılığını verdi.
Zaman zaman Türkiye'yi ve ismini aldığı köyünü ziyaret eden Dönmez, başarı basamaklarını tırmanmaya, annesi ve babasının büyük fedakarlık yaparak araba için biriktirdikleri parayla kendisine piyano almasıyla başladığını ifade etti.
Dönmez, "Benim hayatım belgesel yapıldı ama herkes Türkiye'de kalsaydım böyle başarılı olamayacağımı söylüyor. Bence burada kalsaydık da güzel şeyler yapabilirdim fakat piyanoyu bulur muydum, bilmiyorum" dedi.
Konserler verdiği dünyanın her köşesinde "Türkçe" müziğiyle büyük beğeni toplamaktan mutlu olduğunu söyleyen Dönmez, müziğini Türkiye'de dinleyenlerin bunun yeni bir form olduğunu düşündüklerini ancak yabancıların tarzını oryantal ve profesyonel bulduklarını aktardı.
Kendi bestelerinin yanı sıra Gül Ali, Gesi Bağları, Divane Aşık Gibi türküleri ve Çok Uzaklarda, Domates Biber Patlıcan gibi şarkıları da seslendiren Dönmez, "Komik olan Türk müziğini başka ülkelere götürmek. Biz yeni Endonezya'dan geldik. Orada 500 öğrencinin 'domates biber patlıcan' diye bağırdığına inanamıyorsunuz" dedi.
-"Çingene Adem, çingene Havva var mı-"-
"Gençler kaliteli müzikleri dinlemedikleri için müziği bilmiyor, anlamıyor" diyen Barbaros Erköse, yabancı müzisyenlerden gördüğü ilgiyi Türkiye'de görememekten üzgün.
Neşet Ertaş'ın da çok çile çektiğini, ömrünün büyük kısmını Almanya'da geçirdiğini ancak öldükten sonra kıymete bindiğini ve herkesin arka çıktığını belirterek, kendisinin de öyle olacağını düşündüğünü söyledi.
Erköse, Türkiye'de ön yargılı ithamlarla da karşılaşmış. Türkiye'de kendisini çingene/roman diye etiketleyenler olduğu için zaman zaman üzüldüğünü dile getirdi.
Bununla ilgili bir anısını da paylaşan Erköse, kendisine sorulan "Sen çingene misin-" sorusuna, "İnsanlar nereden hasıl oldu-" sorusuyla karşılık vermiş. "Bunu bilmeyecek ne var, Adem ile Havva'dan" yanıtını alan Erköse tekrar sormuş: "Peki kaç Adem, kaç Havva var-" Diğeri "Şaşkın ve alaycı tekrar cevaplamış: "Bir tane tabii ki". Erköse de kendisi için çok önemli olan ve pek çok sorunu çözdüğünü ifade ettiği şu yanıtı verip karşısındakiyle kucaklaşmış:
"Peki, 'çingene Adem, çingene Havva' var mı ki ben çingene olayım."
Üç çeyrek asrı geride bıraksa da klarnetiyle hala gençlere meydan okuyan Erköse'ye klarnet çalmak asla eziyet gelmemiş, hala da gelmiyor. "Ben ateşi bir dakika üflesem başım döner, öyle nefes gitmiyor ki klarnete" diyen Erköse, bunun teknikle ilgili olduğunu, aksi halde çalmanın mümkün olamayacağını da vurguluyor.
Yayıncı: Ebubekir Gülüm - ANKARA