Haberler
Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Suriye'deki operasyon sonrası Fransızların 102 yıl önce hazırladığı harita yeniden gündem oldu

102 yıl sonra ortaya çıkan harita Orta Doğu'yu karıştıracak

Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu: 14 şüpheli daha gözaltına alındı

Türkiye'nin kilitlendiği soruşturmada yeni gözaltılar var

Sıkıyönetim ilanı Güney Kore'yi karıştırdı! Başkan Yoon'un yardımcıları istifa etti, sokaklar yangın yeri

Üst düzey isimlerin hepsi istifa etti, atılan sloganlar sokakları inletti

Aym'den Giresun'daki Akköy Hes'e Onay

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Anayasa Mahkemesi, Giresun'daki Gelevera, Karaovacık ve Karvaz dereleri üzerinde yapılan Akköy Hidroelektrik Santrali'nin (HES) yapımı nedeniyle özel hayata, aile hayatına saygı hakları ile konut hakkının ihlal edildiğini öne süren bölge halkının bireysel başvurusunu reddetti.

KEMAL KARADAĞ - Anayasa Mahkemesi, Giresun'daki Gelevera, Karaovacık ve Karvaz dereleri üzerinde yapılan Akköy Hidroelektrik Santrali'nin (HES) yapımı nedeniyle özel hayata, aile hayatına saygı hakları ile konut hakkının ihlal edildiğini öne süren bölge halkının bireysel başvurusunu reddetti.

Yüksek Mahkemenin kararına göre, Giresun'daki Gelevera, Karaovacık ve Kavraz dereleri üzerinde özel şirket tarafından yapılması planlanan Akköy Hidroelektrik Santrali için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu olumlu yönde verildi.

Bazı bölge sakinleri 21 Kasım 2011'de "Gelevera köyünün baraj suyu altında kalacağı, havzada bütüncül bir değerlendirme yapılması gerektiği, iki ayrı dere yatağının çevresel etkileri gözetilmeden değiştirildiği" gibi nedenlerle hukuka aykırı olduğunu iddia ettikleri raporun iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı.

Ordu İdare Mahkemesi görev yönünden davanın reddine karar verdi, temyiz incelemesinde bu kararın kaldırılması sonucu davaya devam edildi.

Yargılama sırasında hazırlanan bilirkişi raporunda, tesislerin inşasının, işletilmesinin çevre üzerinde olumsuz etkilerinin ÇED raporunda alınması öngörülen önlemler ile ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu yönünde kanaat belirtildi. ÇED raporunda HES inşaatının ve tamamlandıktan sonra da işletilmesinin fiziksel, biyolojik olarak çevre üzerindeki etkileriyle, alınacak önlemlerin yeterince incelenip değerlendirildiği ve bu önlemlerin yeterli bulunduğu ifade edildi.

Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı temyiz edildi. Kararın, Danıştay 14. Dairesince onanmasının ardından bölge halkı, HES yapımı nedeniyle özel hayata, aile hayatına saygı hakları ile konut hakkının ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, santralin faaliyetlerinin riskleri ve zararlı etkileri yönünden kapsamlı, nitelikli bir araştırma yapıldığı sonucuna vararak hak ihlalinin olmadığına hükmetti.

Karardan

Başvurucuların, derece mahkemelerinin kararlarının yeterli gerekçe içermediğini vurguladıklarının aktarıldığı kararda, bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklere rağmen itirazların değerlendirilmediğinin, yeniden rapor alınmadan davanın reddedildiğinin ileri sürüldüğü aktarıldı.

Yargı makamlarınca, hidroelektrik santralin faaliyetlerinin riskleri, zararlı etkileri yönünden kapsamlı ve nitelikli araştırma yapıldığının ifade edildiği kararda, bu araştırma sonucunda uzman bilirkişilerin raporlarına dayalı olarak ÇED raporunda gerekli bütün tedbirlerin öngörüldüğü sonucuna varıldığının anlaşıldığı bildirildi.

Kararda, işletmenin faaliyet süreçlerinde gerçekleştirilen idari eylem ve işlemlerin hukukiliğinin, derece mahkemeler tarafından iddiaları karşılayacak yeterlilikte değerlendirildiğine işaret edildi.

Başvurucuların ve kamunun, somut başvuru özelinde karşı karşıya gelen menfaatleri arasında derece mahkemeleri tarafından adil bir denge kurulmadığı, takdir hakkının sınırlarının aşıldığı sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığına dikkat çekilen kararda şunlar kaydedildi:

"Kamusal makamların olaya gereken özenle yaklaşmadıkları, olayda söz konusu olan kamusal ve bireysel menfaatleri gerektiği şekilde değerlendirmedikleri, başvurucuların özel hayata ve aile hayatına saygı ile konut hakkı bağlamında kamusal makamların pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna varılması mümkün değildir."

Kaynak: AA / Güncel
title