CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka: Meclis'te Kadın Temsil Oranı Arttıkça Daha Temiz Bir Dil Olurdu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Meclis'te kadın temsil oranının artmasıyla Meclis'in daha temiz bir dile sahip olacağını belirtti. Nazlıaka, kadınların uzlaştırıcı kimlikleriyle çözüm üretmenin daha kolay olacağını ve gerçek anlamda eşitlik mücadelesi veren kişilerin Meclis'e taşınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yerel seçimlerde CHP'nin yüzde 33 olan cinsiyet kotasını yüzde 50'ye çıkarmayı hedeflediğini söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, "Meclis'te kadın temsil oranı bugün daha yüksek olsaydı Meclis çok daha temiz bir dile sahip olurdu. Meclis'te gördüğünüz 'Boks maçı mı var' diye düşündürten şiddet vakalarına şahitlik etmek zorunda kalmazdınız. Kadınların uzlaştırıcı kimliği nedeni ile çözüm üretmek çok daha kolay olurdu. İçinde bulunduğumuz dönemde iktidar '2 kadın vekil gelsin sembolik olarak' cümlesini kurabiliyor. Orada kadınları bir eşya gibi konumlandırıyor. Bir sembol olarak yanında taşıyor. Gerçek anlamda Meclis'te olup eşitlik adına mücadele eden kişilerin Meclis'e taşınması gerekiyor. Bunun için de yapılması gereken mekanizmalar çok açık" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, dün Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen "Türkiye'de Kadın Olmak" başlıklı söyleşide konuştu. Nazlıaka, şunları söyledi:
"TOPLUMUN YARISINI KADINLAR OLUŞTURURKEN KARAR MEKANİZMASINDA NEDEN BU NOKTADAYIZ"
"Kadınlar 3 Nisan 1930'da köy ihtiyar heyetlerinde, 26 Ekim 1933'te yerelde ve 5 Aralık 1934'te de parlamentoda seçme seçilme hakkına sahip oldular. İlk seçim 1935 yılında yapıldı. O dönemde Meclis'e 17 kadın vekil girdi. 1936 yılında bir ara seçim yapıldı. Toplam 18 kadın vekil. O dönemki parlamenter sayısına oranla kadın parlamenter temsil oranı yüzde 4,6 idi. 1935'te ilk seçim yapıldı dedik. O günden bugüne ne oldu? O günden bugüne parlamentoya giren erkek milletvekili sayısı 11 bine yakın. Kadın milletvekili sayısı 597. Yani oransal olarak baktığınızda gene yüzde 5'lerdeyiz. Toplumun yarısını kadınlar oluştururken karar mekanizmasında neden bu noktadayız? Bunun birçok boyutu var.
"CAM TAVAN SENDROMU DEDİĞİMİZ, KADINLARIN KİMİ ZAMAN KENDİSİNE UYGULADIĞI KİMİ ZAMAN DA GELENEKSEL ROLLERİN ONLARA YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR NEDENİYLE TOPLUMSAL BASKILARLA UYGULANAN BİR BARİYER VAR"
Bugün ne yazık ki basın, zapturapt altına alınmaya çalışılıyor. Yapılan araştırmalara göre; Türkiye'de basının yüzde 95'i iktidarın etkisi altında. Geride sadece 'hür basın' diye tariflediğimiz basın var. Ama o yüzde 5 ne kadar güçlü ki yüzde 95, yüzde 5'ten korkuyor? İktidar, o yüzde 5'ten korkuyor. Basında kadın temsili nasıl? Basında kadın temsil oranı yüzde 25'lerde ama karar mekanizmalarında da kadın temsil oranı çok düşük. Bugün ana akım medyada Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Mine Esen, Birgün gazetesinin Ankara Temsilcisi Nurcan Gökdemir, Gazete Duvar'ın Ankara Temsilcisi Nergis Demirkaya, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Milliyet gazetesi Ankara Temsilcisi Didem Özel Tümer, Medyascope Haber Müdürü Senem Büyüktanır. Sadece bu kadınların karar mekanizmasında olduğunu görüyoruz. Cam tavan sendromu dediğimiz, kadınların kimi zaman kendisine uyguladığı kimi zaman da geleneksel rollerin onlara yüklediği sorumluluklar nedeniyle toplumsal baskılarla uygulanan bir bariyer var.
"HEM KADIN HEM SİYASETÇİ HEM MUHALİFSENİZ BU EN ZORU"
Siyasette neden yeteri kadar kadın temsili yok? Şu anda oran yüzde 19,8. Yine çok düşük. Bunun bir sebebi de şu 'Siyaset, erkek işidir' diye bakılıyor. Yani 'Devleti erkek kurar, yuvayı kadın kurar' gibi son derece önyargılı bir bakış açısı var. İşte o yüzden bu ülkede kadın olmak zor. Bu ülkede siyasetçi olmak zor. Hem kadın hem siyasetçi olmak daha zor. Bu ülkede muhalif olmak en zor. Hem kadın hem siyasetçi hem muhalifseniz bu en zoru. Buradan siyasetçi kelimesini çıkartıp gazeteci kelimesini koyarsınız da aynı şiddetle bu cümleyi savunabilirsiniz. Aynı güce sahip olur. Çünkü gerçekten bu ülkede kadın olmak zor, gazeteci olmak zor.
"MECLİS'TE KADIN TEMSİL ORANI BUGÜN DAHA YÜKSEK OLSAYDI MECLİS ÇOK DAHA TEMİZ BİR DİLE SAHİP OLURDU"
Meclis'te kadın temsil oranı bugün daha yüksek olsaydı Meclis çok daha temiz bir dile sahip olurdu. Meclis'te gördüğünüz 'Boks maçı mı var' diye düşündürten şiddet vakalarına şahitlik etmek zorunda kalmazdınız. Kadınların uzlaştırıcı kimliği nedeni ile çözüm üretmek çok daha kolay olurdu. İçinde bulunduğumuz dönemde iktidar '2 kadın vekil gelsin sembolik olarak' cümlesini kurabiliyor. Orada kadınları bir eşya gibi konumlandırıyor. Bir sembol olarak yanında taşıyor. Gerçek anlamda Meclis'te olup eşitlik adına mücadele eden kişilerin Meclis'e taşınması gerekiyor. Bunun için de yapılması gereken mekanizmalar çok açık.
"BELEDİYE MECLİS ÜYELİKLERİNDE, İL GENEL MECLİS ÜYELİKLERİNDE HER 3 KİŞİDEN BİRİSİ MUTLAKA KADIN OLACAK"
Yerel seçimlerle ilgili olarak partimizde bir cinsiyet kotası var. Bu kota yüzde 33. Ancak seçimlerden sonra Tüzük Kurultayımız olacak. Kadın mücadelesi ve eşitlikçi erkeklerin de desteğiyle bunu yüzde 50'ye taşıyacağız. Bu yüzde 33'e uyulması için çok net bir tutum sergiledik. Hem MYK'da savunusunu yaptık hem PM'de de karara bağladık. Bu karar nedir? Belediye meclis üyeliklerinde, il genel meclis üyeliklerinde her 3 kişiden birisi mutlaka kadın olacak.