Aylin Nazlıaka: "Çocuklar Okulda Açlıktan Bayılırken Ücretsiz Öğün Uygulamasının Rafa Kaldırılmasını Asla Ama Asla Kabul Etmiyoruz"
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, “Çocuklar okulda açlıktan bayılırken, açlıktan başının ağrıdığının bile farkında olmazken ya da açlığını su içerek bastırmaya çalışırken bizler ücretsiz öğün uygulamasının rafa kaldırılmasını asla ama asla kabul etmiyoruz, buna asla izin vermeyeceğiz. Aileler çocuklarının beslenme çantalarını dolduramayınca çocuklar, okula gitmekten vazgeçebiliyor, okul terkleri artıyor. Böyle olunca da anayasal bir hak olan eğitimde fırsat eşitliği ortadan kalkıyor ve çocuklarımız eğitim alamaz hale geliyor. Erken yaşta ve zorla evlilikler, suça sürüklenen çocuklar, çocuk işçiliği, çocuklarda madde bağımlılığı oranlarının artması boşuna değil. Ayrıca beslenme eksikliğinin çocukların okullardaki başarısını düşürdüğünü de hepimizi çok net biliyoruz” dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, "Çocuklar okulda açlıktan bayılırken, açlıktan başının ağrıdığının bile farkında olmazken ya da açlığını su içerek bastırmaya çalışırken bizler ücretsiz öğün uygulamasının rafa kaldırılmasını asla ama asla kabul etmiyoruz, buna asla izin vermeyeceğiz. Aileler çocuklarının beslenme çantalarını dolduramayınca çocuklar, okula gitmekten vazgeçebiliyor, okul terkleri artıyor. Böyle olunca da anayasal bir hak olan eğitimde fırsat eşitliği ortadan kalkıyor ve çocuklarımız eğitim alamaz hale geliyor. Erken yaşta ve zorla evlilikler, suça sürüklenen çocuklar, çocuk işçiliği, çocuklarda madde bağımlılığı oranlarının artması boşuna değil. Ayrıca beslenme eksikliğinin çocukların okullardaki başarısını düşürdüğünü de hepimizi çok net biliyoruz" dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Parti Meclisi Üyesi Aylin Nazlıaka, bugün partisinin genel merkezinde, okul öncesi ve yatılı okullarda 1 öğün ücretsiz yemek verme uygulamasının sonlandırmasına ilişkin 81 il ve 973 ilçenin kadın kolu başkanlarıyla eş zamanlı basın açıklaması yaptı. Nazlıaka'nın açıklaması şöyle:
"AGROBAY FİRMASININ YÖNETİCİLERİNE SESLENİYORUM: KIZ KARDEŞLERİMİZİN HAKLARINI BİR AN ÖNCE VERİN"
"Bugün 81 il, 973 ilçede CHP Kadın Kolları olarak eş zamanlı bir basın açıklaması yapıyoruz. Agrobay'daki hakları gasp edilen kadın işçi kardeşlerimize buradan selam yolluyorum. Bu arkadaşlarımızın dayanışma ruhuyla her zaman yanındayız. ve şu anda nöbet tutuyorlar. Bizler de CHP Kadın Kolları olarak onların yanında olacağız. Bu kız kardeşlerimiz hakları gasp edildiği, ücretleri düzensiz ödendiği için gösteri haklarını kullandılar ve sendikalı oldular. Ama gösteri yaptıkları ve sendikalı oldukları için 'kod 46' ile işten çıkartıldılar. Kod 46; iş vereninin güvenini kötü kullanmak, hırsızlık yapmak, iş verenin meslek sırlarını ortaya çıkarmak demek. Kesinlikle asılsız bir gerekçeyle işten çıkartıldılar. Bu kız kardeşlerimizden Fatma ile konuştum. Dedi ki, 'Bizim sadece 3 talebimiz var. Ödenmeyen ücretlerimizin ödenmesini istiyoruz. Alamadığımız tazminatların bize bir an önce ödenmesini istiyoruz. Kod 46 ile işten çıkartılmayı kabul etmiyoruz. Bu yanlışlığın da bir an önce düzeltilmesini istiyoruz.' Buradan bir kez daha dayanışma ruhuyla onların yanında olduğumuzu ifade ediyor ve Agrobay firmasının yöneticilerine, sahiplerine sesleniyorum: Kız kardeşlerimizin haklarını bir an önce verin. İşçinin, emekçinin hakkını gasp etmeyin.
"ÇOCUKLAR AÇLIK KISKACINA HAPSOLMUŞKEN AKP, ÇOCUKLARIN BİR ÖĞÜN YEMEĞİNE DAHİ GÖZ DİKMİŞ DURUMDA"
Ülkemizin en acil çözülmesi gereken sorunlarından birisi, çocuk yoksulluğu. Çünkü giderek bozulan ekonomi, içinde bulunduğumuz ekonomik kriz, gelir dağılımı dengesizliğinin her geçen gün artırdığı gibi derin yoksulluğu da daha da yaygınlaştırıyor. Bu tablo bir yandan enflasyonist baskıyla üzerimize zam üzerine zam yağarken artan gıda fiyatları altında dar gelirli ailelerin daha da fazla ezilmesine sebep oluyor. ve dar gelirli ailelerin çocuklarının da yetersiz beslenmesine, sağlıklı ve dengeli beslenme imkanından her geçen gün uzaklaşmasına neden oluyor. Birçok araştırma şunu kanıtlıyor ki Türkiye'de 5 yaşının altındaki çocuklarda bodurluk oranı yüzde 10. Çocuklar açlık kıskacına hapsolmuşken AKP, çocukların bir öğün yemeğine dahi göz dikmiş durumda.
"KÜÇÜCÜK ÇOCUKLARIN BOĞAZINDAN TASARRUF YAPMAYA UTANMIYOR MUSUNUZ? ŞAŞAALI HAYATLARINIZDAN TASARRUF YAPIN"
Seçim öncesinde, okullarda '1 öğün ücretsiz yemek' vereceklerini söylemişlerdi. Hatta yemek verecekleri öğrenci sayısını 5 milyona çıkartacaklarını vadetmişlerdi. Ama tek adam iktidarı, yine sözünde durmadı, okul öncesi ve yatılı okullarda verdiği ücretsiz öğünü bile kesti. Yani 1 milyon 400 bin öğrencimize vermiş olduğu bu ücretsiz 1 öğüncük yemek bile onların gözlerine battı. Deprem bölgesi hariç, ücretsiz öğün her yerde kaldırıldı. Hem de bir genelge ile… Bu genelgede ne mi var? Açlığa hapsedilen çocuklar var. Uçurumun kenarında yaşayan aileleri görmezden gelen bir iktidar var. Sosyal devlet olma gereğini unutmuş bir hükümet, hükümet yöneticileri var. Peki bu hangi gerekçe ile kaldırıldı? Tasarruf yapmak için mi? Tasarruf yapacaksınız önce saraydan başlayın. Cumhurbaşkanlığı bütçesini yüzde 100 artırmayı biliyorsunuz. Bütçeyi 10 milyar 877 milyona çıkarmayı biliyorsunuz. Küçücük çocukların boğazından tasarruf yapmaya utanmıyor musunuz? Oradan tasarruf yapacağınıza şaşaalı hayatlarınızdan tasarruf yapın.
"MADEM HER AİLEYE 3 ÇOCUĞU DAYATIYORSUNUZ, O ÇOCUKLARIN YETERLİ VE DENGELİ BESLENME SORUMLULUĞUNU DA UNUTMAMAK ZORUNDASINIZ"
Bu çocuklar hepimizin çocukları. Buradan AKP'ye oy veren kız kardeşlerime, kadın arkadaşlara seslenmek istiyorum: Çocuklarınızı açlığa mahkum eden senin bu iktidara oy vermeye devam edecek misiniz? Bu iktidara daha ne kadar oy vereceksiniz? Ne diyordu Erdoğan, '1 çocuk iflas, 2 çocuk patinaj, 3 çocuk eh; bize 4-5 lazım.' Her aileye 3 çocuğu dayatıyordu. Madem her aileye 3 çocuğu dayatıyorsunuz o halde o ailelerdeki çocukların yeterli ve dengeli beslenme ihtiyacı sorumluluğunu da unutmamak zorundasınız. Hiç düşünüyor musunuz, o ailelerdeki çocukların karnı nasıl doyacak? Hiç düşünmüyor musunuz, o ailelerdeki ebeveynler o çocukların karnını doyuramadığında ne hissedecek? Bu sorumluluğun size ait olduğunu buradan bir kez daha hatırlatmak isteriz. Sorumluluk hissetmiyor mu?
"SEÇİM BİTTİ, ÇOCUKLAR UNUTULDU. BU İKTİDARIN, SİYASİ VE AHLAKİ MEŞRUİYETİ YOKTUR"
İktidar, çocukların durumunu sadece seçim öncesinde 'düşünüyormuş' gibi yaptı, bir kez daha samimiyetsiz bir yaklaşım içerisinde oldu. Hatırlatmakta fayda var: Tarih Kasım 2022, TBMM'de Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bütçesi görüşülüyor. İçlerinde CHP'nin de içinde olduğu muhalefet partileri, bir teklif veriyor. Diyor ki okul çağındaki çocuklara en az 1 öğün ücretsiz olarak yemek verilsin. Ne yazık ki bu önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddediliyor. Daha sonra bizim bu konuda ısrarlı olmamız, konuyu sürekli olarak gündemde tutmamız ve kamuoyu yaratmamız neticesinde, dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okul öncesi eğitimdeki tüm okullarda çocuklara 1 öğün ücretsiz yemek verileceğini açıkladı. Bakan o dönemde yaptığı açıklamada bunu bir müjde olarak duyurmuş, hepimizi sevindirmişken sonra bu sözünde durmadı. Bakan o gün açıklama yaptığında uygulamanın adım adım genişletileceğini, 5 milyondan fazla öğrenciye yayılacağını söylemişti. ve bizler de iktidara geldiğimizde zaten bunun bizim projemiz olduğunu, bunu uygulayacağımızı ancak kendileri iktidara gelirse de bunun takipçisi olacağımızı söylemiştik. Fakat AKP iktidarı, bizi bir kez daha şaşırtmadı. Okul öncesi ve yatılı okullarda 1 öğün verilen ücretsiz yemek de kaldırıldı. Bu olay sadece yarım dönem sürdü. Kısacası seçim bitti, çocuklar unutuldu; seçim bitti, vaatler rafa kaldırıldı. Bu iktidarın, siyasi ve ahlaki meşruiyeti yoktur. Çocuklarımızı bile siyasete malzeme ediyorlar.
"ÇOCUKLAR OKULDA AÇLIKTAN BAYILIRKEN ÜCRETSİZ ÖĞÜN UYGULAMASININ RAFA KALDIRILMASINI ASLA AMA ASLA KABUL ETMİYORUZ"
Çocuklar okulda açlıktan bayılırken, açlıktan başının ağrıdığının bile farkında olmazken ya da açlığını su içerek bastırmaya çalışırken bizler ücretsiz öğün uygulamasının rafa kaldırılmasını asla ama asla kabul etmiyoruz, buna asla izin vermeyeceğiz. Hepimiz çok net biliyoruz ki; özellikle okul çağındaki çocukların yeterli, dengeli ve düzenli beslenmesi çok önemli. Bu konuda hekimler de sürekli olarak birtakım ikazlarda bulunuyor. Diyorlar ki yetersiz beslenme çocukların hem fiziki hem de bilişsel gelişimini bozacaktır. Uzmanlar, anne karnından 4 yaşa kadar olan süreci, 'kritik dönem' olarak tarifliyor ve o dönemde yetersiz beslenen çocukların hayata bir adım geriden başladığını, bağışıklık sistemi zayıfladığı için sık hastalandığını söylüyor. Bu çocuklar sık hastalanınca okul devamsızlığı artıyor. Aileler çocuklarının beslenme çantalarını dolduramayınca çocuklar, okula gitmekten vazgeçebiliyor, okul terkleri artıyor. Böyle olunca da anayasal bir hak olan eğitimde fırsat eşitliği ortadan kalkıyor ve çocuklarımız eğitim alamaz hale geliyor. Erken yaşta ve zorla evlilikler, suça sürüklenen çocuklar, çocuk işçiliği, çocuklarda madde bağımlılığı oranlarının artması boşuna değil. Ayrıca beslenme eksikliğinin çocukların okullardaki başarısını düşürdüğünü de hepimizi çok net biliyoruz.
"ÇOCUKLARIN SAĞLIKSIZ BESLENDİĞİ, TÜİK TARAFINDAN BİLE ADETA İTİRAF EDİLİYOR"
Geldiğimiz son noktada, çocukların sağlıksız beslendiği TÜİK tarafından bile adeta itiraf ediliyor. TÜİK'e göre, 7 milyon 600 bin çocuğumuz dengeli beslenmiyor. Toplam çocuk sayımızın 22 milyon 738 bin 300 olduğu gerçeğinden yola çıkarak şu veriyi paylaşabiliriz ki bu çocukların yüzde 33,7'si yani her 3 çocuğumuzdan 1'isi sağlıksız besleniyor ve maddi yoksulluk çekiyor. TÜİK'in 2022'de yayınladığı Çocuk Araştırması raporuna göre de meyveyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı sadece yüzde 50. Biliyoruz ki bazı anneler, elmayı dörde bölüp çocukları arasında paylaştırıyor. Sebzeyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 33. Et, tavuk veya balığı her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 12,7'de kalıyor. Yetersiz beslenme oranının en yüksek olduğu il ise Şırnak. Şırnak'ta çocuklarda yetersiz beslenme oranı yüzde 20,6. Çocuklarımız için et, süt, peynir, yumurta, meyve gibi temel besin maddeleri birçok ailede lüks olmuş durumda.
"ERDOĞAN'IN TAVSİYESİNE UYAN VE ÜÇ ÇOCUK SAHİBİ OLAN BİR AİLENİN HAFTALIK BESLENME ÇANTASI MALİYETİ 525 LİRAYA KADAR ÇIKIYOR"
Anneler bu süreçte çaresiz kalmış durumda. Açlık sınırının altında kalan asgari ücretle ebeveynler çocuklarını beslemek için çözümler üretmeye çalışıyorlar, çocuklarını okula aç göndermek zorunda kalıyorlar ve bu beslenme çantası çoğunlukla boş oluyor. Anneler, çocukları okulda açlıktan bayılmasın diye bayat ekmeği suya batırıp beslenme çantasına koyuyorlar. Basına yansıdığı üzere, okulda verilen listeye göre beslenme çantasını doldurmanın maliyeti haftalık 175 lirayı buluyor. Yani Erdoğan'ın tavsiyesine uyan ve üç çocuk sahibi olan bir ailenin haftalık beslenme çantası maliyeti 525 liraya kadar çıkıyor. Okullardan verilen listeye göre, birinci sınıfa giden öğrencilerin beslenme çantasına; ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler, bir meyve, içecek olarak süt, ayran veya meyve suyu konulması isteniyor. Bir adet muzun fiyatı 15 lira, bir tane simidin fiyatı 15 lira, bir elmanın fiyatı 7 lira, bir küçük sütün fiyatı 9 buçuk lira, küçük ayranın fiyatı 5 lira, küçük meyve suyunun fiyatı 7 buçuk lira. Aileler bu beslenme çantasını nasıl dolduracak? Veliler, lise çağındaki çocuklarına dahi harçlık veremez durumda, o yüzden akşamdan kalan yemekle çocuklarını okulda doyurmaya çalışıyorlar. Bizler, aç bir çocuğun, yanında oturan sıra arkadaşından 'Sandviçinden bir ısırık alabilir miyim' cümlesini duyduğumuzda kahrolduk. Saraydakiler ne hissediyor? Derslerde açlıktan bayılan çocuklar, hepimizin yüreğini yakıyor. Bu utanç ülkeyi yönetenlerindir, iktidarındır.
"İKTİDAR CHP'Lİ BELEDİYELERİN UYGULAMALARINI ÖRNEK ALSIN"
Durum bu kadar korkunçken okullarda 1 öğüncük ücretsiz yemek imkanı sunulma koşulunun kaldırılması kabul edilemez. Elektrik düğmesine bastığımızda dört, musluğu açtığımızda beş çeşit vergi ödüyoruz. Bizden bu vergiyi almasını bilen iktidar, çocuklara bir öğün ücretsiz yemek sunma imkanını vermek zorundadır. Bu bir lüks değil, zorunluluktur. Bu giderek derinleşen bir yoksulluğun olduğu bir ülkede sosyal devlet olmanın getirdiği bir zorunluluk, sorumluluk, gereklilik, anayasal bir haktır. Her fırsatta partimiz üzerinden kara propaganda yapan iktidar ve küçük ortaklarına seslenelim: CHP'li belediyelerin uygulamalarını örnek alsınlar. Belediyelerimiz, çocuklarımız için beslenme seferberliği başlattı. Bu kanalla, ilk ve ortaöğretim öğrencilerine yönelik olarak 'Beslenme Çantası' projesi kapsamında, her gün, on binlerce çocuğun beslenme ihtiyacını karşılamak için öğrencilerimize gıda desteği veriyoruz. Üniversite öğrencilerine sıcak çorba ve bir öğün ücretsiz yemek imkanı sunuyoruz. Bizler kısıtlı imkanlarla, kısıtlı bütçelerle belediyelerimiz kanalıyla sosyal devlet olmanın gereğini yerine getiriyoruz.
"ERDOĞAN'A BUGÜN BU ÇANTAYI YOLLAYACAĞIM. KENDİSİ BU BESLENME ÇANTASINI DOLDURSUN, KAMUOYUNA KAÇ LİRAYA DOLDURDUĞUNU AÇIKLASIN"
Bu uygulamanın iptal edilmesi bir rezalettir, fiyaskodur. Çocukların açlığı üzerinden siyaset yapılmaz, yapılamaz. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyinceye ve çocuklarımız okulda karnını doyurup sağlıklı bir eğitim alma imkanına sahip oluncaya kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Geleceğimiz olan çocukların hayatının göz göre göre karartılmasına izin vermeyeceğiz. Bugün ülke genelinde CHP Kadın Kolları olarak tek ses olduk, bu konuya dikkat çektik. Bugünden itibaren her il ve ilçede eylemler başlatacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da seslenmek istiyorum: Kendisine bugün bu çantayı yollayacağım. Lütfen kendisi bu beslenme çantasını bir doldursun, sonra da kamuoyuna kaç liraya doldurduğunu açıklasın."