Aydın - Mhp Grup Başkanvekili Vural, Aydın'da İftara Katıldı
Milliyetçi Hareket Partisi (mhp) Grup Başkanvekili Oktay Vural, Manisa'nın Saruhanlı İlçesi ile Koldere, Mütevelli ve Büyükbelen Beldeleri'ni Ziyaretin Ardından Akşam Saatlerinde Aydın'a Geçti. Vural, Burada Aydın Ülkü Ocakları'nın Düzenlediği İftarda, Partililerle Bir Araya Geldi. İftara, MHP Aydın Milletvekilleri Ali Uzunırmak, Ertuğrul Kumcuoğlu ve Recep Taner'in Yanı Sıra 500 Kadar Partili Katıldı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, Manisa'nın Saruhanlı İlçesi ile Koldere, Mütevelli ve Büyükbelen Beldeleri'ni ziyaretin ardından akşam saatlerinde Aydın'a geçti. Vural, burada Aydın Ülkü Ocakları'nın düzenlediği iftarda, partililerle bir araya geldi. İftara, MHP Aydın Milletvekilleri Ali Uzunırmak, Ertuğrul Kumcuoğlu ve Recep Taner'in yanı sıra 500 kadar partili katıldı.
'PAKET RECEP PAŞA UYGULAMASI'
İftar sonrası konuşan Vural, anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak, 'paket ile demokrasi getiriyoruz' söylemlerinin Evren Paşa'nın 12 Eylül uygulamalarının 'Recep Paşa uygulaması' olarak tekrar gündeme getirildiğini söyledi. Devletin tüm imkanları ile 'Evet' propagandası için kullanıldığını belirten Vural, "Şantaj, tehdit ve bazılarına bu süreçte ulufe dağıtıyorlar. Bizim pankartlarınız indirilip, hayır tişörtü giyen gençlerimiz dövülerek gözaltına alınıyor. Valiler, kaymakamlar, vatandaşa baskı yapıyor. Köylerde evet oyu vermezseniz KÖYDES projesi biter deniliyor. Yeşil kartlılar kartlarının iptal olması ile tehdit ediliyor. Biz 12 Eylül 1980'in cunta şartlarında dimdik ayakta durduk, AKP'nin zorba anlayışı karşısında mı duramayacağız? Bilecik'te AKP, rahmetli başbuğumuzun fotoğraflarını minibüse basıp 'evet' için oy istiyorlar. Bu istismardan bile çekinmiyorlar. Bu ne utanmazlıktır" dedi.
AYDIN VALİSİ COŞ'A DA YÜKLENDİ
Aydın'da siyasi parti il başkanı gibi hareket eden yöneticilerle mücadele sonucu bu günlere gelindiğini ifade eden Vural, "Herkes haddini bilmelidir. Vali, devletin, milletin valisi olmalıdır. Partinin valisi olacaksan istifa et, adam gibi otur, karşımıza çık. Bunlar sağda solda Tayip Erdoğan'ı kurtaran biziz diyorlar. Bunları deşifre ediyoruz, ondan sonra tazminat davası açıyor. Sen önce git de Burdur'da kaymakamlığın aracını kullanırken nasıl kaza yaptığını anlat. Arabayı kullanan kimdi, bekçi kullanıyor diye yazdıran kimdi. Biz her şeyi çok iyi biliyoruz. Şoförlük öğreneceğim diye kaza yapıp, bekçinin üstüne atıyorlar. Bir makam şoförü varken bekçi nasıl kullanır. Devlet işte böyle yöneticilerle yönetiliyor" diye konuştu.
Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş'un terör örgütü ile ilgili pazarlık konusundaki sözlerini deşifre ettiklerinin altını çizen Oktay Vural, "O zaman vali toplamış, basınla halkla ilişkilerini, bununla ilgili bir bilgi giderse sizi sürdürürüm diyor. Öğrendik ki; halkla ilişkiler müdürü görevden alınmış. AKP İl Başkanı'nın danışmanı basın halkla ilişkiler müdürü yapılmış. Böyle bir yönetime Aydınlılar müstahak değil. Bir örnek de, Iğdır'da ki vali. Biz hükümetin valisiyiz diyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Baas rejimi değildir" dedi.
'PAKETİ HAZIRLAYANLARIN ABDESTİ BOZUK'
Referandum ile ilgili olarak şu veya bu partinin anayasası kavramının doğru olmayacağını söyleyen Vural, anayasa paketinin milleti kutuplaştırdığını, AK Parti'nin uzlaşma ile anayasa yapalım tekliflerini geri çevirdiğini, referandumdan 'evet' oyu çıkması halinde Recep Tayip Erdoğan anayasası olacağını belirtti. Vural, "Başbakan 'bitaraf olan bertaraf olur' diyerek toplumu kutuplaştırdığını itiraf etmiştir. Bir anayasa milleti bertaraf etmemeli, kucaklamalıdır. Vatandaşlarımız 26 maddeye 'evet' ya da 'hayır' seçeneği sorulduğu için kafasının karışık olduğunu söylüyor. Anayasa değişikliğini hazırlayanların abdesti bozuktur, şüphelidir. Abdesti şüpheli olanlarında kıldığı namaz kabul olunmaz. Şüpheli abdest üzerine bu anayasa değişikliğini geçirmek doğru değildir. Ben de vatandaşlarıma şüphen varsa, bunu kabul etmeyeceksin. Abdesti şüpheli olanların anayasa değişikliğine hayır diyorum diyeceksin diyorum" dedi.
Anayasa değişikliğine 'hayır' demelerinin en önemli sebebinin vatandaşlar arasında yaşanan kutuplaşma olduğunu kaydeden Oktay Vural, "Biz 2001 yılında kavga etmeden 34 Anayasa değişikliğini DSP ve ANAP ile gerçekleştirdik. Sonra Doğruyol, Fazilet Partisi ve AKP geldi. O anayasa değişikliğini yaptığımız zaman ağlamaktan sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç o gün Meclis kürsüsünden, "Sulh hükümlerin en yücesidir" diyordu. O gün bunu diyenler, bugün dayatmacı bir anlayışla bu anayasa değişikliğini Türkiye'nin gündemine getiriyor. Neden Devlet Bahçelinin uzattığı eli tutmadı. Genel Başkanımız 'Gel beraber bir değişiklik yapıp millete söyleyelim, sonra bu değişiklikle ilgili seçime gittikten sonra vatandaş bizi göreve getirirse gerçekleştiririz' dedi, ama hayır dediler. Bugün anlıyoruz ki; bu işin içerisinde gizli gündem var. Bizim bu gizli gündemi gördüğümüzü anlayıp bunu ortaya çıkarıp bozacağımızdan korktu. Şimdi Başbakan 'Bu Anayasa değişikliği ile ileride yapılacak daha büyük bir anayasa değişikliğinin kapısını açıyoruz' diyor. İşte gizli gündemin esası bu. Genel Başkanımız bunu deşifre etti" dedi.
'İMRALI'DAN MEDET UMDULAR'
Hükümetin referandum sürecinde sorun çıkmaması için İmralı ile ateşkes pazarlığı yapıp medet umduğunu söyleyen Vural, "İşte bu bile gizli gündemlerinin neler olduğu konusunda ipuçları veriyor. Utanmadan, sıkılmadan İmralı ile ateşkes pazarlığı yaptılar. Başbakan, Genel Başkanımıza 'Görüştüğümüzü ispat etmezsen müfterisin' deyip, şeref ve haysiyetten bahsetti. Ayın 21'inde bunu söyleyen Başbakan, iki gün sonra 'Devletin görevlileri görüşür' dedi. Bir televizyonda şimdi de görüşüyorlar diye itiraf etti. Şeref ve haysiyetten bahsedip bu konudaki iddialarımıza cevap veren Başbakan'a diyorum ki, biz şeref ve haysiyetimizi kürsülerde bırakanlardan değiliz" diye konuştu.
'DİYARBAKIR'DA DUT YEMİŞ BÜLBÜL'
Başkan Recep Tayip Erdoğan'ın terör örgütü ile görüşüldüğüne dair iddiaları dile getiren muhalefeti, ispatlayamazlarsa müfteri olarak nitelendirdiği ses kaydı ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 'Öcalan ne demiş, buna bakılır. Bir anlam çıkarılır ve bu anlam yorumlanır' şeklindeki sözlerinin ses kaydını partililere dinleten Vural, "Ağlamaktan sorumlu Başbakan yardımcısı ne diyor. İmralı canisinin görüşleri dikkate alınır diyor. Tam bizim projeye uymuyor, ama bizim projede nasıl yer alır ona da bakarız da diyor. İşte pazarlıklar bunlar. İşte söylüyor, şimdi ne yapacaksın, kürsüde mi kaldı o sözler. İmralı canisi yeni Anayasada nelerin olması gerektiğini ifade etti. BDP özerKlik talebini dile getirdi. Olmazsa tehdit etti. Başbakan bunun cevabını Diyarbakır'da verdi. Genel Başkanım mertçe 'Tekirdağ'da ne konuyorsan onu konuş' dedi. Diyarbakır'da dut yemiş bülbüle döndü. Başbakan 'İmralı canisiyle pazarlık yapan şerefsizdir' diyordu. 'Görüşmeyiz' diyordu. Neden Diyarbakır'da bunu söylemeyi unuttun. Genel afla ilgili biri yumurtladı, her yerde kullanıyorsun. Niye Diyarbakır'da AKP'den bir gıdım bile alamazsınız demedin. Nabza göre şerbet veriyor. Başka yerde tek devlet, tek millet diyordun. Diyarbakır'da hiç bahsetmedi. Aydın'da Menderes'ten, Sivas'ta Muhsin Yazıcıoğlu'ndan Diyarbakır'da da bundan bahsediyor. Ama Diyarbakır'da tek millet, tek devlet yok" dedi.
'DİYARBAKIR'A BİÇTİĞİ KEFEN BELLİ OLMUŞTUR'
Başbakan'ın Diyarbakır mitingindeki konuşmasını dinleten Vural, "Diyarbakır'ı da Türkiye kadar engin muhabbetle seviyoruz' diyor. Bunu diyen Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, Diyarbakır vatan değil mi, orada Türkiye Cumhuriyeti yok mu. Bizce bu konuşma Başbakan'ın Diyarbakır'da BOP'un eş başkanı olarak yaptığı bir konuşmadır. Senin bu ayrımcılığı yapmaya hakkın yok. 2004'te 'Diyarbakır'ı BOP'un yıldızı yapacağım' demişti. Kafasındaki Diyarbakır'ı Türkiye'den koparmak isteyen fitneyi ortaya koyuyor. Sanki Erbil'de özerk Kürdistan'da konuşuyor. İşte gizli gündem bu. Bu anayasa değişikliği ilerideki büyük değişikliğin kapısını açacak dediği bu. Gel bunu yüreğin yetiyorsa Aydın'da, Tekirdağ'da, Trabzon'da anlat. Habur'da PKK'nın elçilerine kapı açtığın gibi terör örgütünün siyasallaşmasına mı kapı açıp ulufe dağıtıyorsun. Başbakan'ın Diyarbakır'a biçtiği kefen belli olmuştur" dedi.
Anayasa paketi ile Başbakan'ın Anayasa Mahkemesi'ne Yüce Divan'dan kurtulmak için hakim ve üye ayarlayacağını belirten Vural, tuzağın yargının siyasallaştırılması ve Türkiye'yi bölücü projeleri teslim edenlerin yargılanmasını engellemek olduğunu kaydetti. Başbakan'ın Diyarbakır'da Musa Arter'den bahsederken, Ziya Gökalp'den bahsedemediğini belirten Vural sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu vebale Allah için ortak olmayın. Habur'da yaşananlara nasıl hayır dediysek, bugün de hayır diyoruz. Habur rezaletinin Türkiye rezaletine mi dönüşmesini istiyorsunuz. Başbakan utanmadan MHP'lilere dil uzatıp, direnişimizi kırmaya yönelik tuzaklar kuruyor. MHP, ülkeyi tuzaklardan koruyor. İmralı canisinin kardeşi bile 'evet oyu vereceğim, çünkü kardeşim serbest kalacak' diyor. BDP'nin boykot kararını 'evet' oylarını desteklemek için aldığı ortada. AKP, BDP VE PKK rol paylaşımı içinde. Biz milliyetçi, ülkücüyüz, ne olduğumuzu biliyoruz. Fikir ve siyasetimiz bizim namusumuzdur. Biz bunları Başbakan gibi satmadık"