Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Aydın Doğan: Doğru Bildiğimizi Yapmaya Devam Edeceğiz, Kimseye Garazımız, Düşmanlığımız Yok

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Doğan Yayın İlkeleri Kurulu, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan başkanlığında, Bodrum'da toplandı.

Doğan Yayın İlkeleri Kurulu, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan başkanlığında, Bodrum'da toplandı. Işıltur'daki toplantıya, kurul üyelerinin yanı sıra medya grubu CEO ve genel yayın yönetmenleri de katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan, "Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde, bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl tutulması içindedir. Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam. Bütün hayatını Türkiye sevgisine adamış bir insanım… Baskı ve tehditlerden yılmayacağız. Doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok" dedi.

Genel Müdürü Uğur Cebeci, Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay, CNNTÜRK Genel Müdürü Barış Tünay, CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar, Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, Fanatik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necil Ülgen, Dijital Medya Grup Koordinatörü Bülent Mumay da yine toplantıda yer aldı.

"HANGİ PARTİYE NE KADAR YER VERMİŞİZ ARAŞTIRDIM"

Toplantı öncesinde ilk olarak Doğan Yayın İlkeleri Kurulu Başkanı da olan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan konuştu. Bir önceki toplantıyı 25 Mayıs'ta yaptıklarını ve burada 7 Haziran seçim sürecindeki yayın ilkeleri ışığında nasıl olması gerektiğini etraflı bir şekilde tartıştıklarını söyleyen Aydın Doğan, "Aynı zamanda seçimlerde bütün siyasi partilere eşit mesafede durarak, görüşlerini ve vaatlerini topluma objektif bir şekilde yansıtmanın, sonuçta kararı seçmenin iradesine bırakmanın önemini vurgulamıştık" dedi. 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde, seçim sürecinde Doğan medya kuruluşlarında hangi partiye ne kadar yer verildiğine yönelik araştırma yaptırdığını da vurgulayan Aydın Doğan, "Herhangi bir partiye ayrıcalık yapmış mıyız, bunu bilmek istedim. İlginç sonuçlar çıktı. Bu araştırmanın sonucuna göre, liderlerin miting konuşmalarının haberleştirilmesinde grubumuzun televizyon kanallarında Sayın Ahmet Davutoğlu'na 22 saat, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na 14.5 saat, Sayın Devlet Bahçeli'ye 8.5 saat ve Sayın Selahattin Demirtaş'a 6.5 saat zaman ayrılmış. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı'nın mitinglerine 15.5 saat yer verilmiş, partilere büyüklüklerine göre süre ayrılmış. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu süreçteki konuşmalarını, teamüle uyarak geniş şekilde vermemiz sebebiyle AK Parti'ye ilişkin haberler daha da geniş yer bulmuş, buna karşılık, televizyon kanallarımızdaki tartışma programlarında AK Parti'nin temsili zayıf kalmıştır. Bunun sebebi, AK Parti temsilcilerinin ve sözcülerinin ısrarla davet edildikleri halde kanallarımızı boykot etmiş olmalarıdır. Buna rağmen biz, bu tartışmalarda Ak Parti'nin görüşlerinin de yer alması için büyük çaba gösterdik. Televizyonlara ek olarak gazetelerimizde de seçim döneminde siyasi partilerimizle ilgili haberlerin dengeli bir şekilde verildiğini söyleyebilirim" dedi.

"1 KASIM SEÇİMLERİNE DAHA AĞIR ŞARTLARDA GİDİYORUZ"

Konuşmasında, eksikliklerinin hatta hatalarının da olabileceğini ifade eden Aydın Doğan, "Elbette hatalar, eksiklikler olabilir. Zaten biz de hatalarımızı, eksikliklerimizi hiçbir komplekse kapılmadan açık yüreklilikle kabul etmeye hazır olduğumuzu her vesileyle belirtiyoruz. Şimdi 1 Kasım seçimlerine 7 Haziran'dan daha ağır şartlarda gidiyoruz. Geçen seçime kadar ülkede hakim olan çatışmasızlık, seçimin hemen sonrasında PKK'nın başlattığı kanlı eylemlerle bozuldu. Çok sayıda askerimiz, polisimiz PKK terör örgütünün alçakça saldırılarına hedef olarak şehit düştü. Bu noktada, tüm şehitlerimize cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun. PKK'nın silahı bırakması, şiddet ve terör eylemlerine derhal son vermesi için hepimizin ciddi bir duyarlılık göstermesi gerekiyor. Burada, terör ve şiddeti bir kez daha lanetliyor, ülkemizde barış ve huzurun bir an evvel tesisi için var gücümüzle çalışmaya hazır olduğumuzu bir defa daha ilan ediyorum" dedi.

"TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR"

Terörün insanlık suçu olduğunu da vurgulayan Aydın Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü, "Teröre destek verenler de suçludur. Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde, bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl tutulması içindedir, vicdanları körelmiştir. Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam. Ben, bütün hayatını Türkiye sevgisine adamış bir insanım. Bana yönelik bu suçlamaları yapanların vatanseverliğinden şüphe ediyorum. Herhalde izliyorsunuzdur, 7 Haziran sonrasında medya grubumuza yönelik yalan ve iftiralarla dolu bir kampanya hız kesmeden sürüyor. Bunların çoğunu cevap vermeye değer bulmuyoruz ancak bazen o kadar akıl ve izan dışı suçlamalar ve hakaretler yapılıyor ki, susmak mümkün olmuyor" dedi.

"37 YILLIK YAYINCILIK HAYATIM"

Konuşmasında, hem iktidar yanlısı hem de tamamen iktidar karşıtı medyanın kendilerini çapraz ateş altına aldığını anlatan Aydın Doğan, "Her iki kesim de bizi yanına çekmeye çalışıyor. 37 yıllık yayıncılık hayatımda böyle bir baskı ile karşılaşmadım. Diğer taraftan, aynı zamanda paralelci olmakla da suçlanıyoruz. Biz devlet içinde kendi amaç ve gündemine göre hareket eden, başına buyruk özerk yapıların varlığına tabii ki karşıyız. Bu tür yapılarla hukuk içinde kalınması koşuluyla her türlü mücadelenin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu mücadele hiçbir zaman basın özgürlüğü pahasına olmamalıdır. Basın özgürlüğü, demokrasinin ve hukuk devletinin özüdür. Basındaki muhalif, eleştirel seslerin susturulması ve sindirilmesi çabalarının demokrasimize zarar vermesinden endişe ederiz. Demokratik ülkelerde iktidarları destekleyen medya organları olduğu gibi, iktidar karşıtı medya da vardır. Bir demokraside başka türlü olması zaten beklenemez" dedi.

"BİZİM GRUP OLARAK FARKIMIZ VAR"

Yayın gruplarının farkının bulunduğunu ve bu farkında çok açık olduğunu söyleyen Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, "Biz, ana akım medyayız ve bu konumumuzla kitle yayıncılığı yapıyoruz. Okuyucularımız ve izleyicilerimiz her kesimden insanlar. Her kesimden insana ulaşıyoruz. Her medya mecrasının olduğu gibi ana akım medyanın tehdit altına girmesi demokrasinin en temel güvencelerinden birini tahrip edecektir. Demokrasinin nefes alabilmesi için gerekli olan özgürlük alanını daraltacaktır" dedi.

"KİMSEYE GARAZIMIZ, DÜŞMANLIĞIMIZ YOK"

Yaklaşan 1 Kasım seçimlerine yönelik yayın politikasını da paylaşan Aydın Doğan, "1 Kasım'da yenilenecek seçimlerde, yayın politikamız, daha önce de olduğu gibi yayın ilkelerimize bağlı bir şekilde, devam edecektir. Bütün partilere objektif kriterlerimiz çerçevesinde eşit mesafede durmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Baskı ve tehditlerden yılmayacağız. Doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok. Memleketimizin huzur ve güvenliği, tüm vatandaşlarımızın barış içinde bir arada yaşaması ve refahı dışında bizim bir gündemimiz yok. Milli iradeye, her zaman olduğu gibi saygılıyız. Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde Doğan Medya Grubu olarak, evrensel ilkelere önem veren yayıncılığımızı sürdürmekte kararlıyız" dedi.

Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın açılış konuşmasından sonra Avrupa Birliği eski Genel Sekreteri ve Doğan Holding Başkan Danışmanı Volkan Vural'ın, toplantının gündemine dair kısa açıklamalarından sonra, hem yayın kurulu üyeleri hem de yayın grubu yöneticileri, görüşlerini aktardı.

Toplantı sonrasında da yayın kurulu üyeleri 7 Haziran seçim sürecinde Doğan Medya Grubu'nun yayın politikalarını çok düzgün, evrensel değerlere uygun ve çoğulculuk ile demokratik esaslara riayet eden bir politika olduğunu değerlendirdi. Kurul üyeleri 1 Kasım seçim sürecinde de bu yayın politikalarının aynen sürdürülmesinin önemini vurguladı.

Doğan Yayın İlkeleri Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın açıklamasının tamamı şöyle:

"Geçen toplantımızı 25 Mayıs'ta yapmıştık. Bu toplantıda 7 Haziran seçim sürecindeki yayın ilkeleri ışığında nasıl olması gerektiğini etraflı bir şekilde tartışmıştık.

Aynı zamanda seçimlerde bütün siyasi partilere eşit mesafede durarak, görüşlerini ve vaatlerini topluma objektif bir şekilde yansıtmanın, sonuçta kararı seçmenin iradesine bırakmanın önemini vurgulamıştık.

Ben 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde bir araştırma yaptırttım. Seçim sürecinde hangi partiye ne kadar yer vermişiz, herhangi bir partiye ayrıcalık yapmış mıyız, bunu bilmek istedim. İlginç sonuçlar çıktı.

Bu araştırmanın sonucuna göre, liderlerin miting konuşmalarının haberleştirilmesinde grubumuzun televizyon kanallarında Sayın Ahmet Davutoğlu'na 22 saat, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na 14.5 saat, Sayın Devlet Bahçeli'ye 8.5 saat ve Sayın Selahattin Demirtaş'a 6.5 saat zaman ayrılmış.

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı'nın mitinglerine 15.5 saat yer verilmiş, partilere büyüklüklerine göre süre ayrılmış.

Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu süreçteki konuşmalarını, teamüle uyarak geniş şekilde vermemiz sebebiyle AK Parti'ye ilişkin haberler daha da geniş yer bulmuş, buna karşılık, televizyon kanallarımızdaki tartışma programlarında AK Parti'nin temsili zayıf kalmıştır. Bunun sebebi, AK Parti temsilcilerinin ve sözcülerinin ısrarla davet edildikleri halde kanallarımızı boykot etmiş olmalarıdır.

Buna rağmen biz, bu tartışmalarda Ak Parti'nin görüşlerinin de yer alması için büyük çaba gösterdik.Televizyonlara ek olarak gazetelerimizde de seçim döneminde siyasi partilerimizle ilgili haberlerin dengeli bir şekilde verildiğini söyleyebilirim. Elbette hatalar, eksiklikler olabilir. Zaten biz de hatalarımızı, eksikliklerimizi hiçbir komplekse kapılmadan açık yüreklilikle kabul etmeye hazır olduğumuzu her vesileyle belirtiyoruz.

Şimdi 1 Kasım seçimlerine 7 Haziran'dan daha ağır şartlarda gidiyoruz. Geçen seçime kadar ülkede hakim olan çatışmasızlık, seçimin hemen sonrasında PKK'nın başlattığı kanlı eylemlerle bozuldu. Çok sayıda askerimiz, polisimiz PKK terör örgütünün alçakça saldırılarına hedef olarak şehit düştü. Bu noktada, tüm şehitlerimize cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun.

PKK'nın silahı bırakması, şiddet ve terör eylemlerine derhal son vermesi için hepimizin ciddi bir duyarlılık göstermesi gerekiyor. Burada, terör ve şiddeti bir kez daha lanetliyor, ülkemizde barış ve huzurun bir an evvel tesisi için var gücümüzle çalışmaya hazır olduğumuzu bir defa daha ilan ediyorum.

Terör bir insanlık suçudur. Teröre destek verenler de suçludur. Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde, bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl tutulması içindedir, vicdanları körelmiştir.

Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam. Ben, bütün hayatını Türkiye sevgisine adamış bir insanım. Bana yönelik bu suçlamaları yapanların vatanseverliğinden şüphe ediyorum.

Herhalde izliyorsunuzdur, 7 Haziran sonrasında medya grubumuza yönelik yalan ve iftiralarla dolu bir kampanya hız kesmeden sürüyor. Bunların çoğunu cevap vermeye değer bulmuyoruz ancak bazen o kadar akıl ve izan dışı suçlamalar ve hakaretler yapılıyor ki, susmak mümkün olmuyor. Burada dikkat çekici olan, hem iktidar yanlısı hem de tamamen iktidar karşıtı medyanın bizi çapraz ateş altına almasıdır.

Her iki kesim de bizi yanına çekmeye çalışıyor.

37 yıllık yayıncılık hayatımda böyle bir baskı ile karşılaşmadım. Diğer taraftan, aynı zamanda paralelci olmakla da suçlanıyoruz. Biz devlet içinde kendi amaç ve gündemine göre hareket eden, başına buyruk özerk yapıların varlığına tabii ki karşıyız.

Bu tür yapılarla hukuk içinde kalınması koşuluyla her türlü mücadelenin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu mücadele hiçbir zaman basın özgürlüğü pahasına olmamalıdır.

Basın özgürlüğü, demokrasinin ve hukuk devletinin özüdür. Basındaki muhalif, eleştirel seslerin susturulması ve sindirilmesi çabalarının demokrasimize zarar vermesinden endişe ederiz. Demokratik ülkelerde iktidarları destekleyen medya organları olduğu gibi, iktidar karşıtı medya da vardır. Bir demokraside başka türlü olması zaten beklenemez.

Bizim grup olarak bir farkımız var ve bu fark çok açıktır. Biz, ana akım medyayız ve bu konumumuzla kitle yayıncılığı yapıyoruz. Okuyucularımız ve izleyicilerimiz her kesimden insanlar. Her kesimden insana ulaşıyoruz. Her medya mecrasının olduğu gibi ana akım medyanın tehdit altına girmesi demokrasinin en temel güvencelerinden birini tahrip edecektir. Demokrasinin nefes alabilmesi için gerekli olan özgürlük alanını daraltacaktır.

Değerli arkadaşlarım,

1 Kasım'da yenilenecek seçimlerde, yayın politikamız, daha önce de olduğu gibi yayın ilkelerimize bağlı bir şekilde, devam edecektir.

Bütün partilere objektif kriterlerimiz çerçevesinde eşit mesafede durmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Baskı ve tehditlerden yılmayacağız. Doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok.

Memleketimizin huzur ve güvenliği, tüm vatandaşlarımızın barış içinde bir arada yaşaması ve refahı dışında bizim bir gündemimiz yok. Milli iradeye, her zaman olduğu gibi saygılıyız.

Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde Doğan Medya Grubu olarak, evrensel ilkelere önem veren yayıncılığımızı sürdürmekte kararlıyız."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title