Avusturya Büyükelçiliği'ne atanan Ozan Ceyhun ülkücü camianın tepkisini çekti
Yıllardır Almanya'da siyaset yapan Ozan Ceyhun'un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Avusturya Büyükelçiliği'ne atanması sosyal medyada tartışma yarattı. Ozan Ceyhun'la ilgili karara en büyük tepki ülkücü kesimden geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ozan Ceyhun'u Viyana Büyükelçisi olarak ataması ülkücü camiada tepkiye yol açtı. Bunun nedeni ise Ceyhun'un 1980 yılında ülkücü görüşlü bir kişinin öldürülmesiyle ilgili davada cinayet suçlamasıyla yargılanmış olması.
ÜLKÜCÜLER ATANMAYA TEPKİLİ
Ozan Ceyhun'un atanması sonrası, ülkücü çizgideki çeşitli sosyal medyada hesapları tarafından eleştirildi. Bunun yanında İYİ Parti'ye yakın Yeniçağ gazetesinin internet sitesi ile geçtiğimiz günlerde kapatılan, MHP'ye yakın Ortadoğu gazetesinin internet sitesinde de karar, eleştiren bir tarzda verildi. Ülkücü siyasetçi Sinan Oğan da Ozan Ceyhun'un Avusturya Büyükelçiliği'ne atanmasına tepki gösteren isimler arasında yer aldı.
MİLLİ GÖRÜŞÇÜLER DE TEPKİ GÖSTERDİ
Muhafazakar kesimden bazı sosyal medya kullanıcıları ise kararı Ceyhun'un bir dönem Milli Görüş'ü "terör örgütleriyle" eşleştiren sözleri nedeniyle eleştirdi. İktidara yakın yorumcular ise sosyal medya hesaplarından Ceyhun'u tebrik etti.
CEYHUN ATANMASI SONRASI TWİTTER'DAN MESAJ ATTI
Twitter hesabından yaptığı açıklamada yeni görevine atanmasıyla ilgili olarak "Allah utandırmasın!" diyen Ozan Ceyhun, 1960 yılında Adana'da doğdu. Babası, yazar Demirtaş Ceyhun'du.
12 EYLÜL SONRASI YURT DIŞINA GİTTİ
1979'da Boğaziçi Lisesi'nden mezun oldu sonra da Hacettepe Üniversitesi'nde Alman Dili ve Edebiyatı okudu.1980 öncesi dönemde sol örgüt siyaseti içinde yer aldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Türkiye'den ayrılarak Avusturya'ya, 1982'de ise Almanya'ya gitti.
İDAMLA YARGILANDI
Ozan Ceyhun hakkında bu dönemde, ülkücü Mustafa Eroğlu'nun 1980 yılında öldürülmesiyle ilgili dava açıldı. Ceyhun bu davada, cinayet suçlamasıyla, idam istemiyle yargılandı. Bu dava kapsamında ilerleyen yıllarda, hakkında Interpol tarafından kırmızı bültenle arama kararı çıkartılacaktı.
1980 SONRASI SİYASETE GİRDİ
Ceyhun ise 1980'lerde Almanya'da sosyal pedagoji eğitimi aldı ve siyasete ısındı. 1986'da Yeşiller Partisi'ne katıldı. 1992 ve 1998 arasında Hessen Sosyal Bakanlığı'nda çalıştı.
AB'YE ÜYELİK SÜRECİNDE TANINDI
1998 ve 2000 arasında Yeşiller Partisi adına Avrupa Parlamentosu'nda (AP) görev aldı. 2000'de istifa ederek Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) geçti ve 2004'e kadar AP'deki görevini sürdürdü. Türkiye, Ceyhun'un ismini, 1990'larda ve 2000'lerin başında, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecindeki çabalarıyla tanıdı. Cinayet suçlamasıyla yargılandığı davadan, 2000 yılında, delil yetersizliği nedeniyle beraat etti.
AK PARTİ'DEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLDU
20 yıl sonra, 2000 yılında ilk kez yeniden Türkiye'ye giden Ceyhun, 2000'li yıllarda Türkiye'nin iç siyasetinde daha görünür bir isim oldu. Bir dönem, sol çizgideki Birgün gazetesinde yazarlık yaptı. Bir dönemse eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün danışmanlığını yürüttü. Sonrasında dönemin AB Bakanı Egemen Bağış'a, kendi ifadesiyle fahri danışmanlık yaptı. Ceyhun, 7 Haziran 2015'teki genel seçimlerde İzmir'de AK Parti 1. bölge, beşinci sıradan milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi. Bu dönemde adaylığını, geçmişte Milli Görüş hakkındaki tavrı nedeniyle eleştirenler oldu.
MİLLİ GÖRÜŞ'LE İLGİLİ SÖZLERİ TEPKİ ÇEKTİ
Zira Ceyhun, AP üyeliği döneminde, 2002 yılında, Almanya'daki İslam Toplumu Milli Görüş ve Berlin İslam Federasyonu hakkında AB Komisyonu'na soru önergesi vermişti. Ceyhun bu gruplarla ilgili bilgi istemiş ve bunların kendisi için "en az terör örgütleri kadar tehlikeli olduğunu" söylemişti.
"AK PARTİ'YE GEÇTİ FIRILDAK DİYORLAR"
Ceyhun, o dönem bir gazeteye verdiği röportajda görüşlerinin zaman içinde değiştiğini söyledi: "Milli Görüş ile ilgili cümlelerim ortaya koyuluyor, bunların bugün önemi yok. O zaman öyle düşünüyordum. O yıllarda türbana da karşıydım. Ancak şimdi farklı düşünüyorum."
Ceyhun, aynı söyleşide AKP'ye geçmesiyle ilgili eleştirileri de yanıtlarken siyasi partilere yaklaşımını da şu sözlerle anlattı: "AK Parti'ye geçti, 'fırıldak' diyorlar. 1987'de Yeşiller Partisi'ne üye oldum, 1989'da aktif siyasete başladım. Ben üye olduğumda Yeşiller Partisi'nin içeriğini bilmiyordum. Bulunduğun kasabada dernek başkanıydım, Yeşiller 'Gel bize olanak sunalım sana' dediler. Ben hiçbir zaman yeşil olmadım ama olanak sunulduğu için siyaset yaptım. Yeşiller içinde adım karpuzdu dışı yeşil içi kırmızı diye. Yeşillerle her şeyim tersti. Sadece yabancılar politikasında uzlaştık. Bu hareket içinde isim yaptım. O dönem SPD lideri Schröder'den davet geldi; 'Yeşiller içinde nasıl cebelleştiğini görüyoruz, daha ne kadar çekeceksin bu işkenceyi dedi' Ben de SPD'ye geçtim."
Yine aynı söyleşide Ceyhun, CHP ve HDP'nin milliyetçi olduğunu, sağ bir parti olmasına rağmen AK Parti'nin, "özünde sosyal demokrasiye yüzde 100 uyduğunu" söyledi.
Ceyhun, 2015'ten sonra da AK Parti'ye yakın bir siyasi çizgi izledi. Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemeye devam etti. Son yıllarda, hükümete yakın çizgideki Turkuvaz Medya Grubu bünyesinde bulunan Daily Sabah gazetesinde yazarlık yapıyor.