Avukatların Hakime "Hakaret" İddiasına İlişkin Dava
Gezi parkı odaklı olaylar sürecinde müvekkilleri olan şüphelilerin tutuklanmasının ardından nöbetçi mahkeme hakimi ve bazı görevli polislere hakaret ettikleri iddiasıyla 4 avukatın, "hakaret" ve "görevi yaptırmamak" suçlarından 1 yıl 2 ay ile 5 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
Gezi parkı odaklı olaylar sürecinde müvekkilleri olan şüphelilerin mahkemeye sevk edilerek tutuklanmasının ardından nöbetçi mahkeme hakimi ve bazı görevli polislere hakaret ettikleri iddiasıyla 4 avukatın, "hakaret" ve "görevi yaptırmamak" suçlarından 1 yıl 2 ay ile 5 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık avukatlar Elif Çalışkan, Tülay Odabaş, Tolga Çakır ve Sevinç Sarıkaya katılırken, sanıkları İstanbul Barosu'na kayıtlı 16 avukat temsil etti. Aynı zamanda avukat olan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın da izlediği duruşmaya, şikayetçiler gelmedi.
Duruşmada söz alan tüm sanıkların avukatı Ömer Kavili, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre (CMK) mağdur ve şikayetçilerin mahkeme heyeti başkanı tarafından duruşmaya çağrılması gerektiğini belirterek, duruşmaya gelmeyen ve İstanbul Adliyesi'nde görev yaptıkları bilinen müştekilerle tanıkların, mübaşir vasıtasıyla çağrılmasını, aksi takdirde yargılamaya ara verilmesini talep etti. Diğer avukatlar da bu görüşe katıldı.
Taleple ilgili görüşü sorulan savcı Murat İnam'ın, bu talebin reddedilip sanık savunmalarına geçilmesi yönünde karar verilmesini istemesi üzerine yeniden söz alan Kavili, duruşmanın tüm tarafların hazır olduğu bir ortamda yapılması gerektiğini ve müşteki-tanıkların hazır edilmemesinin hukuken sıkıntı yaratacağını söyledi.
Başkanın sözleri tartışma yarattı
Avukat Kavili'nin, "Müşteki olarak dava dosyasına adını yazdıran İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Salih Cantürk ile polis memurlarının aynı zamanda İçişleri Bakanlığı'nın kadrolu görevlileri olduğu" yönündeki sözlerine itiraz eden mahkeme heyeti başkanı Alev Menteş, "Hakimler memur değildir, onu düzeltelim" dedi.
Başkan Menteş, "Siz de hakimsiniz, size de geldiği için rahatsız olabilirsiniz. O zaman bakanlık görevlileri diyelim" şeklinde konuşan Kavili'ye, "Bana giren çıkan birşey yok" diye yanıt verdi. Menteş'in yanıtı, duruşma salonunda gülüşmelere ve tepkilere neden oldu. Avukat Kavili de "Çok erkeksi bir cümle oldu" ifadesini kullandı.
"Başkanın sözlerinden rahatsız oldum"
Sanık avukatlarının müşteki ve tanıkların duruşma salonunda hazır bulundurulması yönündeki taleplerinin, yasaya uygun görülmediği gerekçesiyle reddedilmesinin ardından sanık savunmalarına geçildi.
Kimlik tespiti yapılan sanıklar, savunma yapmak için hazır olmadıklarını söyledi.
Sanıklardan Sevinç Sarıkaya, "Mahkeme başkanının kurmuş olduğu cümleler, erkek egemenliğini kabul etmektedir. Ben kadın olarak başkanın sözlerinden rahatsız oldum" dedi.
Başkanın sözlerinden bir kadın olarak rencide olduğunu belirten sanık Tülay Odabaş da "Ben de sizi reddediyorum. Bir kadın olarak mağduriyetimiz duruşma salonunda da devam etmektedir" ifadesini kullandı.
Sanıklardan Elif Çalışkan ise "Başkan erkek egemenliğini ifade eden sözler sarf etmiştir. Bu nedenle başkanın reddini istiyorum" diye konuştu.
"Yanlış anladıysanız özür dilerim"
Savunmalar üzerine yeniden konuşan Başkan Alev Menteş ise belirtilen sözlerin erkek egemenliğini ortaya koyacak ve cinsiyet ayırımını çağrıştıracak şekilde sarf edilmediğini kaydederek, "Benimle ilgili bir şey değil. 'Niye rahatsız olayım' anlamında söyledim. Yargıcı koruyormuşum gibi oldu. Hiçbir zaman o kasıtla hareket etmedim, şaka olsun diye söyledim. Yanlış anladıysanız özür dilerim. Kalben söylüyorum, kalp kırmak istemem. Kastı aşan bir şekilde cümle kurulmuşsa bu sözleri geri alıyorum" ifadelerini kullandı.
Başkanın özür dilediği konuşma üzerine söz alan sanıklar da reddi hakim talep etmekten vazgeçtiklerini söyledi.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, duruşmaya gelmeyen müşteki polisler Atalay Özdemir ve Ramazan Ekemen'in zorla getirilmesine hükmetti.
Davanın müştekisi olan Hakim Salih Cantürk'e gıyabında hakaret edildiği iddiası bulunduğu için zorla getirilmesi yönündeki talebi ise reddeden heyet, duruşmayı erteledi.
Avukatların açıklaması
Duruşmanın ardından avukatlar, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı.
Sanık avukatlardan Tolga Çakır, "Adliyede avukatı sevmeyen, istemeyen adaletin, polisler hakkında dava açmaktan geri durup darbedilen avukatlar hakkında dava açtığını" öne sürerek, "Bugün davanın ilk celsesi görüldü. Müştekiler duruşmaya gelme lütfunda bulunmadı. Kimse korkmasın, bizi de korkutmaya çalışmasın. Bu ülkede halk var, halkın avukatları var" diye konuştu.
Avukat Ömer Kavili de "Bugünkü dava, savunma görevi yapan avukatların nasıl kolaylıkla cübbelerinin çıkartılıp sanık sandalyesine oturtulacağının çok tipik, vahşi bir örneğidir. İşlerini yapması gereken avukatlar, kendi can derdine düşürülmüşlerdir. Yani bu dava avukatların burnunu sürtmek için açılmıştır" dedi.
İddianameden
Avukatlık Kanunu'ndan kaynaklanan çapraz soruşturma gereği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Barosu'na kayıtlı avukatlar Tolga Çakır, Tülay Odabaş, Elif Çalışkan ve Sevinç Sarıkaya'nın, bazı şüphelilerin avukatı sıfatıyla katıldıkları İstanbul 31. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki 8 Temmuz 2013 tarihli sorgulamada verilen tutuklama kararlarının ardından, odasına giden nöbetçi hakim müşteki Salih Cantürk'ün gıyabında hakaret içeren sözler sarf ettikleri belirtilerek, tutukluları nezarethaneye alan emniyet görevlisi olan diğer müştekilere hitaben de hakaretvari sözler kullandığı kaydedildi.
Avukat Çakar'ın işlemleri tamamlanıncaya kadar kısa süreliğine nezarethanede bulunan müvekkillerine yiyecek ve içecek vermek için ellerindeki poşetleri kontrol ettirmeksizin, emniyet görevlisi müştekileri iterek zorla geçmeye çalıştığı anlatılan iddianamede, yine görevlilere hitaben hakimin gıyabında benzer hakaretvari sözler söylediği belirtildi.
Şüpheli avukatlardan Elif Çalışkan ve Sevinç Sarıkaya'nın, nezarethanede bulunan müvekkillerine parmaklıklar arasından yiyecek poşetini attıkları sırada bunu engellemek isteyen 2 müşteki emniyet görevlisini de basıt şekilde yaraladıkları savunulan iddianamede, avukatlar Tolga Çakır ve Tülay Odabaş'ın "hakaret" suçundan 1 yıl 2 ay ile 2 yıl 4 ay arasında, diğer avukatlar Elif Çalışkan ve Sevinç Sarıkaya'nın da "hakaret" ile "görevi yaptırmamak için direnme" suçlarından 1 yıl 8 ay 5 yıl 4 ay arasında hapisle cezalandırılması talep edildi. - İstanbul