Avukatlardan Gezi Davası İçin Adalet Nöbeti. CHP'li Özel: "Biz Bu Diktatörü, Gezi Ruhuyla Bir Kez Daha Yeneceğiz"
Avukatlar, meslektaşları Can Atalay ve diğer Gezi Davası sanıkları için Çağlayan Adliyesi önünde ‘Adalet Nöbeti’ tuttu. Hukukçular kararı alkışlarla protesto etti. Eyleme destek veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Öfkemiz büyük, ancak kararlılığımız da bir o kadar yüksek. Gezi Recep Tayyip Erdoğan'ı yendi, onu mahkum etti. Bunu hazmedemediği için Gezi'yi savunanları mahkum etmeye çalışıyor. İçeriye tıkıyor, zulmediyor. Biz bu diktatörü, Gezi ruhuyla, Gezi'nin başardığı gibi bir kez daha yeneceğiz" dedi.
Haber: EDDA SÖNMEZ- GAYE ŞEYMA CAN
Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Avukatlar, meslektaşları Can Atalay ve diğer Gezi Davası sanıkları için Çağlayan Adliyesi önünde 'Adalet Nöbeti' tuttu. Hukukçular kararı alkışlarla protesto etti. Eyleme destek veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Öfkemiz büyük, ancak kararlılığımız da bir o kadar yüksek. Gezi Recep Tayyip Erdoğan'ı yendi, onu mahkum etti. Bunu hazmedemediği için Gezi'yi savunanları mahkum etmeye çalışıyor. İçeriye tıkıyor, zulmediyor. Biz bu diktatörü, Gezi ruhuyla, Gezi'nin başardığı gibi bir kez daha yeneceğiz" dedi.
Gezi Parkı'nda yeşil katliamına karşı 2013'te başlatılan eylemlere ilişkin verilen beraat kararlarının bozulmasının ardından yeniden görülen davada karar dün açıklandı. Mahkeme heyeti, Osman Kavala'yı "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan oyçokluğuyla ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırdı. Kavala, 2 yıldır tutuklu olduğu casusluk suçlamasından ise beraat etti.
Gezi Davası'nda, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi ise 18'er yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Gezi Davası ile ilgili kararının ardından avukatlar, Çağlayan Adliyesi'nde bugün 18 yıl hapse mahkum olan meslektaşları Can Atalay ve diğer sanıklar için eylem yaptı. Hukukçular, Osman Kavala ve Taksim Dayanışması üyelerine verilen cezaları alkışlarla protesto etti. Eyleme, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve çok sayıda milletvekili ve sivil toplum örgütü temsilcisi de destek verdi. "Adalet Nöbeti" tutanlar burada açıklama yaptı.
AVUKAT KEMAL AYTAÇ: DÜN BU ADLİYEDE BİR FACİA YAŞANDI
Avukat Kemal Aytaç, "Bazen 'Söyleyecek söz bulamıyoruz' deriz ya işte dün bu adliyede bir facia yaşandı. Bir infaz bürosu, siyasal iktidarın görevlendirmiş olduğu infaz memurları aracılığıyla, talimatla bugün, adına hukuk diyemeyeceğiz, kanun diyemeyeceğimiz, bir rezilliği, kepazeliği yaşadık. Bu cesareti, nereden, kimden alıyorlar, gerçekten bunun cevabını vermek zor. Bilinmesi gereken bir şey var: Bunun hesabını soracağız. Bu cellatlardan bu hesabı soracağız, yaptıkları yargılama değildir, uyguladıkları yasa değildir, yürüdükleri yol usul değildir" diye konuştu.
AVUKAT ATALAY CEZAEVİNDEN MESAJ GÖNDERDİ: "ADALET İSTİYORUZ"
Eylemde, 18 yıl hapse mahkum edilerek tutuklanan avukat Can Atalay'ın Silivri Cezaevi'nden gelen mesajı da okundu. Atalay, mesajında "Adalet istiyoruz" diyerek, şunları ifade etti:
"Ülkenin gündemi açlık, yoksulluk ve örneğin gıda güvenliği olması gerekirken, hiçbir hukuk kuralı tanımadan saçma sapan şeyler ile meşgul ediyorlar. Biz, İstanbul'un kent merkezinde son kalan müşterek, kamusal bir yeşil alanı, afet sonrası toplanma alanını savunduk. Polisin, şiddetine karşı çıkan her bir insanımız kendi itirazını aldı geldi. Taksim Gezi'si, farklı fikirlerin, farklı dünya görüşlerinin, çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir ortamda, barış içinde yaşayabileceğinin somut kanıtıdır. Taksim Gezi'si, ekmeği paylaşmanın, imecenin tadını bu memlekete yeniden anımsatandır. Gezi, bu toprakların, eşitlik, özgürlük ve adalet umududur. Gezi'nin, toplumsal, politik ya da hukuki bakiyesini ancak onurla taşırız. Gezi'yi savunduk, savunuyoruz ve savunacağız. Adalet istiyoruz. İnsan, hava, toprak ve su için adalet. Hep birlikte mücadele edeceğiz, hep birlikte kazanacağız."
ÖZGÜR ÖZEL: BİZ BU DİKTATÖRÜ GEZİ RUHUYLA GİBİ BİR KEZ DAHA YENECEĞİZ
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de "Adalet Nöbeti"nde bir konuşma yaptı. "Buradaki herkes ve Türkiye'nin dört bir yanındaki milyonlar dün akşam çok zor uyudular. Belki de uyuyamadılar" diyen Özel, şunları söyledi:
"Öfkemiz büyük, ancak kararlılığımız da bir o kadar yüksek. Buradan sonra nereye çağırılırsanız oraya gidin. Baro sizi çağırıyorsa baronun toplantısına gidin. Adalet nöbetine çağırıyorlarsa adalet nöbetine gidin. Meslek örgütünüzün toplum örgütlerinin, sivil inisiyatiflerin barışçıl çağrılarına bedeninizde, yüreğinizle, zihninize katkı verin. Karşımızdaki bu büyük, kötücül aklı hiçbirimiz tek başımıza yenemeyiz. Ama Gezi'de olduğu gibi hep birlikte yeneriz. Gezi Recep Tayyip Erdoğan'ı yendi, onu mahkum etti. Bunu hazmedemediği için Gezi'yi savunanları mahkum etmeye çalışıyor. İçeriye tıkıyor, zulmediyor. Gezi başarıldı, Gezi Parkı orada duruyorsa, orada duruyorsa Recep Tayyip Erdoğan Gezi sürecinde öncesinde söylediklerini yapamadıysa Gezi sayesindedir. Gezi'de 81 ilde tek yürek olan, omuz omuza veren on milyonlar sayesindedir. Bu ülkenin bir diktatörden kurtuluşu ancak yine hepimizin omuz omuza, yürek yüreğe vermesiyle olacak. Biz bu diktatörü Gezi ruhuyla Gezi'nin başardığı gibi bir kez daha yeneceğiz. Buna söz veriyoruz."
ZEYNEP ORAL: HİÇBİRİMİZ ÖZGÜR DEĞİLİZ
Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı Zeynep Oral da "Milyonların katıldığı, Türkiye'nin her yerinde kendiliğinden oluşmuş, yaşam haklarını, yaşam tarzlarını, düşüncelerini korumak isteyen insanların gerçekleştirdiği Gezi'nin suçunu, eğer suçsa, 20 kişiye bağlamak istemek, yeryüzünün en kötü romanı, en kötü yazısı, en kötü makalesi, en kötü senaryosudur. ve bu tutmaz. Eğer bir ülkede bir kişi haksız yere hapisteyse bu ülkede hiç kimse özgür değildir. Hiç ama hiçbirimiz özgür değiliz. Bunun bilinciyle dayanışma içindeyiz" dedi.
SEZGİN TANRIKULU: BU DAVANIN İDDİANAMESİ DE KARARI DA SARAY'DA YAZILDI SADECE TEBLİĞ EDİLDİ
CHP İstanbul milletvekili avukat Sezgin Tanrıkulu da bu davanın iddianamesinin 'Saray'da yazıldığını savunarak şunları söyledi:
"Bu davanın kararı da 'saray'da yazıldı, burada sadece tebliğ edildi. Bize hep soruyorlar, 'Bu davayı değerlendirir misiniz?' Hayır, değerlendirmek için bu dava yürümedi. Ha silah çekmişsiniz bir adamı sokak ortasında öldürmüşsünüz, ha bir adamı silah zoruyla bir odada tutmuşsunuz. Hiçbir farkı yok. Tüm verilen karar da aynı mantıkla verilmiştir. Bir öldürme kararıdır. İnsanları zorla hukuk dışı yöntemlerle içeride tutma kararıdır. Hukuk değildir. Hiçbir biçimde adalet açıklanamaz. Ama burada bir kez daha söylüyorum, yakındır o zaman. Bunların hepsinin hesabını soracağız. Ama bunlar gibi değil, adil biçimde soracağız."
AVUKAT EFKAN BOLAÇ: TESLİM OLDUĞUMUZU DÜŞÜNÜYORLAR, ASIL SİZ TESLİM OLUN
Avukat Efkan Bolaç da "Nazım Hikmet'in bir şiiri vardır Taranta–Babu. Orada der ki 'Bu sorunu çok konuşuyor Taranta–Babu, çok korktuğu için çok konuşuyor.' Evet bugün adaletsizlik yapanlar, bugün haksızlık yapanlar çok konuşuyor. Ama onlar çok korkuttuğu için konuşuyor. ve bize diyorlar ki teslim olun bizim esir düştüğümüzü, teslim olduğumuzu düşünüyorlar ve biz buradan onlara söylüyoruz asıl siz teslim olun. Biz haklıyız biz kazanacağız. ve Mücella'nın o dik duruşuyla herkese selam gönderiyorum. Biz haklıyız biz kazanacağız" dedi.
PROF. DR. KABOĞLU: BU ŞEKİLDE BİR KARAR VERDİRTEREK 2023 SEÇİMLERİNDE KAZANACAKLARINI ZANNEDİYORLAR
CHP İstanbul Milletvekili, anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da "Bizler burada hepimiz anayasal düzenin koruyucularıyız. Tıpkı 10 yıl önce Gezi'ye giderek Anayasal düzeni ekolojik denge ortamında sağlıklı bir çevrede kentsel kamu düzenini sağlamak amacıyla yaşamak için orada olduğumuz gibi" dedi. Anayasayı ihlal ederek, yetkilerini kötüye kullanarak AVM inşa etmek isteyenlere karşı Gezi Parkı'nı kurtardıklarını anlatan Prof. Dr. Kaboğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu dava tamamen hukukun en aza indirildiği bir davadır. Hukukun katledildiği bir karar sürecine tanık olduk dün akşam. Çünkü, sağlıklı, dengeli bir çevrede yaşamak amacıyla anayasal düzeni korumak isteyen milyonlar aslında bunu başardılar. 15 Temmuz silahlı girişimde anayasal düzeni ortadan kaldıramadılar, birileri. Ama diğerleri 2017 Anayasa oylamasıyla demokratik anayasal düzeni ortadan kaldırdılar. Bu bunun rövanşıdır. Tıpkı 3 hafta önce oylanan 2023 seçimlerine hazırlık amacıyla kıdemli yargıç ilkesini kaldırıp kura yoluyla yargıç belirleme kuralını getirdikleri gibi. Yine 2023'e bir kala yani Gezi'nin onuncu yılına bir kala bu şekilde bir karar verdirtmek suretiyle 2023 seçimlerinde kazanacaklarını umuyorlar. Öyle zannediyorlar. Konunun hukuki boyutu var. Bizim yapacağımız şey, hukuku öne çıkarmak, toplumsal mücadeleyi, hukuk yoluyla yapmaya çalışmak, siyasal mücadeleyle toplumsal mücadeleyi birleştirmek ve hukuku asla ikinci plana atmaksızın demokratik hukuk devleti yolunda safları birleştirmek."
AHMET ŞIK: BURADA HAKİM, SAVCI KILIĞINA GİRMİŞ TETİKÇİLER VAR
Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da "Adalet Nöbeti"nde yaptığı konuşmada, 13 Ağır Ceza Mahkemesi'nde verilen ceza kararlarının çok şeyi ifade ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Basit bir yargılama ve oradan çıkan bir hukuksuzluk. 'Biz dereleri kurutmaya devam etmek istiyoruz, ağaçları kesmeye devam etmek istiyoruz. Berkin'e, Ali İsmail'e, Medeni'ye, Ethem Sarısülük'e, Dilek Doğan'a yaptıkları gibi sizi öldürmeye devam etmek ve yargılanmamak istiyoruz' dediler. 'Kadınların sokakta işkence görmesini, erkek şiddetine uğramasına devam etmek istiyoruz' dediler. 'Devleti, siyasi parti kılığına girmiş bir mafyayla soymaya devam etmek istiyoruz' dediler. Daha bir dolu şey söylediler. Kısaca diyorlar ki, 'Biz zalimliğe devam etmek istiyoruz ve bunu yapacağız.' Mevzu Can Atalay, Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Tayfun değil, Çiğdem Mater değil, hepimiziz. Bugün sesinizi çıkarmazsanız yarın ses çıkarmaya zaten hakkınız olmayacağı gibi çocuklarınız nezdinde haddiniz de olmayacak. Şu binanın içinde olan, tıpkı siyasi kılığına giren bir mafya var ya burada da hakim, savcı kılığına girmiş tetikçiler var. O mafyanın tetikçiliğini üstlenenlere şunu söyleyeceğim; O suç örgütünün liderinden başlayarak size yaptıklarınızın hesabını sormaz isek sizi, arkadaşlarımızı gönderdiğiniz yere sokup onları oradan çıkarmaz isek şerefsiziz, namerdiz, onursuzuz. Eğer arkamızda durmayacaksanız, durmayan herkes de o onursuzluğu, şerefsizliği, haysiyetsizliği paylaşıyor demektir. Kaybedecek bir tek günümüz yok. Zamanımız kalmadı."