"Avukatlar İçin Yargı ve Temel Haklar Projesi" Kapanış Töreni
Avrupa Birliği'nin geçen yıl Türkiye'yle ilgili olarak hazırladığı raporu eleştiren Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşarı Haluk Ilıcak, "Rapor o kadar kötü ve yanlı kaleme alınıyor ki, maalesef meclisimizde bazı milletvekillerimiz raporu basının"...
Avrupa Birliği'nin geçen yıl Türkiye'yle ilgili olarak hazırladığı raporu eleştiren Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşarı Haluk Ilıcak, "Rapor o kadar kötü ve yanlı kaleme alınıyor ki, maalesef meclisimizde bazı milletvekillerimiz raporu basının önünde çöp kutusuna atıyor" dedi.
Manisa Barosu'nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve İngiltere Büyükelçiliği'nin iş birliğiyle hazırlanan "Avukatlar için Yargı ve Temel Haklar Projesi" kapanış töreni Manisa Saruhan Otel'de gerçekleştirildi. Törene Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşarı Haluk Ilıcak, İngiltere Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Stuart Adam, Türkiye Barolar Birliği Üyesi Serhan Özbek, Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız ve avukatlar katıldı. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde zorlu aşamalardan geçildiğini belirterek, "Türkiye artık müzakere konumuna erişmiş hale gelmiştir. Yargı ve temel hakları konusunda AB sürecinde iken bir takım düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler sayesinde gerek yargının gerekte insan hak ve özgürlüklerinin önünü açılmaya başlandı. 3 gün boyunca ilimizde verilen eğitimde avukatlarımıza yargı ve temel haklar konusunda AB'nin uyguladığı kriterler anlatıldı" dedi.
"İNSAN HAKLARI İHLAL EDİLİYOR"
Türkiye Barolar Birliği Üyesi Serhan Özbek, "Türkiye'de insan haklarının korunmasının bir yana ihlallere uğradığı görülmektedir. Yaşama hakkının tehlikede olması demokratik ülkelerde kabul edilemez bir durumdur" diye konuştu.
2009 yılından sonra avukatların savunma yapamaz hale geldiğini de iddialarına ekleyen Özbek, "Avukatların savunma hakları, müvekkillerinin çok ağır şartlarla yargılanıyor olmasına rağmen, savunma süreleri çok kısa tutularak kısıtlanmaktadır. Barolar Birliği, gerek Avrupa gerekse evrensel ilkeler bakımından bağımsızlıkları korunması gereken kurumlardır. Aynen yargı bağımsızlığı gibi. Seçimlerle gelmiş barolar, salt eleştiri yaptıklarından dolayı görevlerinden alınmak istenmiştir. Bu hiç de münferit bir olay değildir" dedi.
"TÜRKİYE'DEKİ İNSAN HAKLARI KONUSUNDA ENDİŞELERİMİZ VAR"
İngiltere Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Stuart Adam ise, "Türkiye'deki insan hakları konusunda birtakım endişelerimiz var. ve bizler bu endişelerimizi düzenli olarak hükümet temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve gazetecilerle tartışıyoruz. Basın ve ifade özgürlüğü, uzun yargılama süreleri gibi konularda Türkiye son yıllarda eleştiri almaktadır. İnsan hakları konusundaki endişelerimizde açık olduğumuz gibi Türkiye'nin gösterdiği ilerlemeyi de memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye bir dönüşüm sürecinden geçmektedir. Yargı reform paketleri, yeni anayasa çalışmaları ve Kürt sorunundaki gelişmeler bu ülkenin insanlarının daha iyi bir gelecek için çabaladığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle biz, Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini, Türkiye'deki tüm vatandaşlara, Avrupa'nın herhangi bir yerindeki vatandaşlarla aynı seviyede insan hakları korunması sağlayacak önemli bir araç olarak görüyoruz. Hükümetim, Türkiye'nin Birliğe üyeliğini iki taraf için de kazanç olarak görmektedir" dedi.
"TÜRKİYE'NİN HAK ETMEDİĞİ UNSURLARA YER VERİLİYOR"
Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşarı Haluk Ilıcak, Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve İngiltere Büyükelçiliği tarafından avukatlara yönelik düzenlenen eğitim programının 6.'sının Manisa'ya yapıldığını ve son toplantının Hatay'da yapılacağını söyledi. İngiltere Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Stuart Adam'ın reform süreciyle ilgili değerlendirmelerine de değinen Ilıcak, "Reform sürecinde İngiltere Büyükelçiliği yavaşladığından bahsetti ancak, yavaşlama göreceli bir kavram. Tepkisel yavaşlamaların ne olduğuna bakmak lazım. AB, Türkiye ile ilgili olarak geçen sene bir rapor hazırladı. Türkiye'de konuşulan bir kanun ile yabancı vatandaşların ve vakıflarına ait malları geri iade etti. Bunların değerleri bir buçuk milyar Avro'yu geçmiştir. AB'nin yıllık raporunda bundan önce hiçbir raporda olmadığı süreçte bundan önce hoşgörüsüzlük anlayışı vardı. Malların iade edilmediği durumlarda bile böyle bir cümle ortaya çıkıyor. Türkiye'nin hak etmediği unsurlara yer veriliyor. Bu rapor Türkiye için önemlidir aslında. O bir yıl içinde Türkiye'de neler olmuş, ne gibi ilerlemeler olmuş, ne gibi eksiklikler var, ilerlemeleri nelerdir. Bunların hepsinin yer aldığı bir rapor. Rapor o kadar kötü ve yanlı kaleme alınıyor ki, maalesef meclisimizde bazı milletvekillerimiz raporu basının önünde çöp kutusuna atıyor, Egemen bey, 'Bu rapor bizim değildir, kendi raporumuzu hazırlayacağız' diyor ve kendi raporumuzu hazırladık. Biz bu raporu hazırlamakla, raporun yayınlanmasından itibaren kamu kurum kuruluşlarında görülen davranışlar ile iyi bir şey yaptığımızı fark ettik. İngiltere'de kaç basın mensubu içerde? Hollanda da kendi mahkeme kararını uygulamakta. Hollanda hükümeti hukukun üstünlüğünün geçerli olmadığı bir hükümet mi diyeceğiz? Münferit olayları genelleştirmekten kaçınmalıyız. Bunun olması da gerekiyor. Ben bir şey söylemek istiyorum, biz Türkiye'de her 10 yıl da bir darbe gören bir ülkeydik. 60'dan bu yana. Bugün yapılan eleştirilere baktığımız zaman Türkiye 12 Eylül'den daha geride gibi gösterilmek niyetinde. Türkiye birçok eksiğine rağmen bugün dünden daha iyi, yarın bugünden daha iyi olacaktır" dedi.
"AB İÇİNDE FAALİYET GÖSTEREN BİR İLİZ"
Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz ise Manisa'nın bir bakıma Avrupa Birliği'ne adım attığını belirterek, "Tarihi miras ile Avrupa'nın ortak geçmişlerinden birini temsil etmektedir. Avrupa ile yakın ilişkileri olan bir iliz. Türkiye ihracatının yüzde 70'ini yapan, birçok şirkete ev sahipliği yapan, Avrupa'nın birçok yerine ihracat yapan ve ticari ilişki içinde olan bir il Manisa" dedi.
Avrupa Birliği'nin ekonomik sebepler bir araya gelerek kurulduğunu ancak bileşiğinde insan hakları ve kişi özgürlükleri gibi istekleri olduğunu söyleyen Vali Daşöz, "Bugün Avrupa'nın bütün müesseseleri içinde Türkiye var. Onların kendi enstitülerinin tamamında var. AB'ye 50 yılı aşkın bir süredir önüne hedef olarak koymuş ve ilerliyor. NATO'nun da en güçlü üyelerinden biri. Belki İngiltere'nin daha özel bir durumu var. Müsteşarın katıldığı hususlara bende ifade etmek istiyorum. Türk milletinin büyük çoğunluğunun yönünü batıya döndüğünü biliyoruz. Bu konuda da samimi bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Bu değerleri önemli gördüğümüz ve insanların mutluluğu için bunu yapıyoruz. Batının da bu değerler konusunda önemli olduğunu biliyoruz. İnsan hakları bir memleketin iç meselesi gibi algılanmıyor. Önemli bir konu olarak algılanıyor. Türk halkının kafasında AB'nin bu konuda samimiyet kuşkusu olduğunu da bilmelerini rica ediyoruz. Bunun bir nedenin de kurumların aldığı kararlardan kaynaklandığını biliyoruz. AB süreci konusunda Türkiye müzakereler sürecinde. Türkiye'nin büyük bir ülke olmasından dolayı hazmetme konusunda sıkıntılar olabileceği söylentisi mevcut. Müzakereler sürecinde önemli katkılarının olacağı kanısındayım" diye konuştu.
Konuşmaların ardından plaket töreni gerçekleştirildi. Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşarı Haluk Ilıcak'a, Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız günün anlam ve önemini hatırlatacak plaket verdi. - MANİSA