Avukat Acar'dan Can Atalay ile İlgili Değerlendirme: Yapılması Gereken Dosya ile İlgili Fezlekenin Düzenlenip Meclis Başkanlığı'na Gönderilmesi ve...
Toplumsal davalar ile daha önce de Can Atalay'ın durumunda olan bazı milletvekillerin avukatlığını yapan Yiğit Acar, halen tutuklu olan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın serbest bırakılması gerektiğini belirterek, “Burada yapılması gereken, dosya ile ilgili fezlekenin düzenlenip Meclis Başkanlığı’na gönderilmesi ve yaklaşık 1400 dosyanın içinden biri haline gelmesidir. Ama içlerinden birini çekmeleri Meclis’in iradesidir. Buna kimse karışamaz” dedi.
TAMER ARDA ERŞİN
Toplumsal davalar ile daha önce de Can Atalay'ın durumunda olan bazı milletvekillerin avukatlığını da yapan Yiğit Acar, halen tutuklu olan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın serbest bırakılması gerektiğini belirterek, "Burada yapılması gereken, dosya ile ilgili fezlekenin düzenlenip Meclis Başkanlığı'na gönderilmesi ve yaklaşık 1400 dosyanın içinden biri haline gelmesidir. Ama içlerinden birini çekmeleri Meclis'in iradesidir. Buna kimse karışamaz" dedi.
Toplumsal davaların ve daha önce de tutukluyken milletvekili seçilen isimlerin avukatlığını yapan Yiğit Acar, TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay'ın halen cezaevinde tutulmasını ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi. Acar, Atalay'ın bir an önce bırakılması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Can Atalay tutuklu bir milletvekilidir. Milletin iradesinin Meclis'te tecelli etmesi Anayasa 67'inci madde kapsamında seçme ve seçilme hakkı ve temsil yeteneğini aktif bir şekilde kullanması gerekir. Bu bağlamda Can Atalay şu anda Anayasa madde 19 kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ihlal edilmekte, Anayasa'nın 67'nci maddesi seçme ve seçilme özgürlüğü ihlal edilmekte ve Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki yasama dokunulmazlığı hakkı ihlal edilmektedir. Çünkü yasama dokunulmazlığı bir milletvekilinin sadece milletvekili seçilmesini değil aynı zamanda Meclis'te hazır bulunabilmesini ve Meclis faaliyetleri dışında diğer faaliyetlerini özgürce seçmen iradesini yansıtacak şekilde yapabilmesini kapsamaktadır. Bu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM kararları uyarınca da tanınmış bir haktır. Bunları yok saymak hukuk devletini, Anayasa'yı ve tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile birlikte tarafı olduğumuz İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni dahi yok saymak demektir."
Acar, Atalay'ın avukatlarının mazbatasını aldığını ve Atalay'ın da dokunulmazlık kazandığını belirterek, Atalay'ın dosyasının bulunduğu Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne de tahliyesi için dilekçenin verildiğini hatırlattı. Acar, Yargıtay'ın Atalay'ın dosyasını diğer sanıklardan ayırması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Atalay'ın dosyasının başka bir esasa kaydedilmesi ve o dosya üzerinden durma kararı verilmesi gerekir. Durma kararı verilerek, fezleke düzenlenir ve Meclis Başkanlığı'na gönderilir. Ama bu kararın verildiğinin aynı günü yani bugün ya da yarın verilmeli, aynı gün Can Atalay Silivri Cezaevi'nden tahliye edilmeli. Kendisinin uygun göreceği gün gelip yeminini ederek, görevine başlamalı."
Acar, Meclis yeminin de sadece yasama faaliyetinde bulunmak için gerekli olduğunu, Atalay'ın mazbatasını aldığı anda dokunulmazlığı kazandığını da anımsatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Can Atalay'ın Meclis'te odası var, kadrosu var, maaşı hazır. Ama çalıştırılamıyor içeriden çıkarılmadığı için. Burada izlenecek prosedür Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin tahliye kararı vermesi. Olumsuz örnekleri hatırlarsak. Başta MHP Milletvekili Engin Alan, sonra CHP milletvekilleri Mustafa Balbay, Enis Berberoğlu ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu için işlenen süreçlerde peşi sıra yanlışlıklar gördük. Ama bunların hepsi Anayasa Mahkemesi temel en net karar koyucu mahkeme olarak ihlal kararları verdi. Bu ihlal kararları hep 67'nci maddeye atıfla. 67'nci maddenin aynı zamanda 83'üncü maddeyi de kapsadığına atıflaydı. Bunun işletilmesi lazım.
"ŞU SUÇ BUNA GİRSİN, BU SUÇ BUNA GİRSİN DİYEMEZSİNİZ"
Burada AKP kanadından muhalif görüşler olabilir. Hep dedikleri şu 'Anayasa 14'üncü madde kapsamına giren suçlarda dokunulmazlık olmaz'. Koca bir safsata. Hukuki bir gerçekliği yok. Yine Gergerlioğlu kararında Anayasa Mahkemesi dedi ki '14'üncü maddede hangi suçların olduğu sayılmamıştır.' Kanunilik ilkesi, hukuki belirlilik ilkesine aykırıdır. Meclis yasama faaliyeti yaparak bunun içini doldurmadıkça, siz torba bir madde gibi yaparak bunun içini dolduramazsınız. Şu suç buna girsin, bu suç buna girsin diyemezsiniz."
Acar, Atalay'ın bırakılması ve milletvekilliğini yapması gerektiğini "Türkiye bu ayıpları yıllarca yaşadı. İkinci yüzyılına girerken yıllarca yaşamasın. Yoksa Türkiye'deki karanlığı giderek derinleştiğini göstermektedir" diye açıkladı.
"YAPILMASI GEREKEN FEZLEKENİN MECLİS'E GÖNDERİLMESİ"
Acar, Atalay'ın Meclis'e fezlekesi geldikten Meclis'te dokunulmazlığı kaldırmak için komisyon kurulabileceğini ifade ederek, "28'inci dönemde komisyon kurulup, Atalay dosyasını öne alabilir. Bunda bir engel yok. Bunu öne alması etik değerler dışında ve Meclis pratiğine aykırı olabilir ama bunu almasında bir engel yok. 27'nci dönemde gördük. Lütfü Türkkan ve Ali Mahir Başarır için dosyaları çekip aldılar. O prosedür işletilebilir istiyorsa Meclis Başkanlığı ve muhalefet partileri dışındaki diğer partiler. Ama burada yapılması gereken, dosya ile ilgili fezlekenin düzenlenip Meclis Başkanlığına gönderilmesi ve yaklaşık 1400 dosyanın içinden biri haline gelmesidir. Ama içlerinden birini çekmeleri Meclis'in iradesidir. Buna kimse karışamaz" dedi.