Avrupa, Türkiye Düşmanlığını İç Siyaset Argümanına Dönüştürdü"
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, "Avrupa mülteci düşmanlığını, Müslüman düşmanlığını, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden sembolize ediyor.
GÜLSÜM İNCEKAYA - Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, "Avrupa mülteci düşmanlığını, Müslüman düşmanlığını, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden sembolize ediyor." dedi.
Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'nın içine sürüklendiği siyasi krizleri Türkiye düşmanlığı üzerinden yürüttüğünü söyledi.
Türkiye karşıtlığının özellikle son dönemlerde Avrupa'nın tamamında yükselen bir durum olduğuna dikkati çeken Coşkun, "Avrupa mülteci düşmanlığını, Müslüman düşmanlığını, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden sembolize ediyor." değerlendirmesini yaptı.
Coşkun, Avrupa'daki merkez sağ ve sol partilerin, aşırı sağcı partilerle mücadelede bir söylem geliştiremediğinin altını çizerek, Avrupa'nın Türkiye'yi hedefe koyduğunu ifade etti.
Avrupa'nın Türkiye düşmanlığını iç siyaset argümanına dönüştürdüğü görüşünü dile getiren Coşkun, şunları kaydetti:
"Almanya'da, Hollanda'da ve İsveç'te ortaya çıkan tablo tamamen bunun yansıması. Türkiye karşıtlığı iç siyasette kullandıkları bir argümana dönüşüyor ve herkes bunun üzerinden pozisyon alıyor. Tabii bunu yapınca da aslında hem demokratik değerler hem de Avrupa değerleri açısından oldukça çelişkili bir duruma düşüyorlar."
Avrupa genelinde referandum karşıtı toplantılara, yürüyüşlere ve konferanslara izin verilirken Türk milletvekillerine konulan yasakların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu hatırlatan Coşkun, bu ikircikli davranışı "evet" karşıtlığı olarak niteledi.
Coşkun, Avrupa'nın 'hayır'ın yanında duran 'evet'in çıkmasını istemeyen bir tavır aldığını ve bunu da çok net bir şekilde gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Nitekim 'hayır'a ilişkin yürütülen kampanyalara herhangi bir engel çıkarılmazken 'evet'e yönelik toplantıların toptan yasaklanması bunun çok somut bir göstergesi. 'Neden evet toplantıları yapılamıyor' diye sorulduğunda, 'sizin iç sorunlarınızı Avrupa'ya taşımak istemiyoruz' diyorlar ama öte yandan bakıyorsunuz referandum karşıtı görüşleri savunan FETÖ, PKK gibi terör grupları rahatlıkla toplantı yapabiliyor. Hatta bunun teşvik edildiğini görüyoruz. Bu da Avrupa'nın 'hayır' kampanyası yürüttüğünün en açık ifadesi."
"HDP ve PKK 'evet'le Kürtleri korkutuyor"
HDP ve PKK'nın referandum için hayır kampanyası yürütmesinin sürpriz olmadığını, bunun, 2015'ten itibaren "Seni cumhurbaşkanı yaptırmayacağız" şeklinde yürütülen kampanyanın bir devamı olduğunu ifade eden Coşkun, "Bu kampanya hem PKK hem de HDP tarafından yürütülen bir kampanyaydı. Burada, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hem de AK Parti iktidarına karşı mutlak bir karşıtlık siyaseti var ve bu iki yıldır devam eden bir siyaset. Bu devam eden siyasetin bir yansıması olarak bu referandumda 'hayır' kampanyası yürütülmesini sürpriz olarak karşılamıyorum." diye konuştu.
Coşkun, "referandumda 'evet' çıkarsa PKK ve Kürtler yok olacak" gibi söylemlerin tamamen Kürtleri korkutmaya, sindirmeye yönelik ifadeler olduğunu belirterek, "Bu ifadeler hem bu konudaki iradelerinin ne kadar net olduğunu göstermek hem de kendi kitlelerini tahkim etmek istedikleri ifadeler, argümanlar." dedi.