Avrupa Parlamentosu Seçimleri
Seçim sonuçları İspanya'da ana muhalefet liderini götürdü Seçimlerden yenilgi ile çıkan ana muhalefetteki sosyalist lider Rubalcaba, parti liderliğini bırakacağını açıkladı.
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri İspanya siyasetine önemli etki yaptı. Ülkenin ana muhalefet partisi lideri koltuğu bırakacağını açıklarken, seçimler sonrasında oluşan siyasi tabloyu ne siyasi partiler, ne ulusal basın, ne de seçim kamuoyu araştırma şirketleri tahmin etmeyi başarabildi.
Ülke siyasetinin demirbaşı olan, şu anda iktidardaki sağ görüşlü Halk Partisi (PP) ve ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) egemenliği ilk kez bu seçimlerde kırıldı. İki partinin toplam oy oranı, ülke demokrasi tarihinde ilk kez yüzde 50'nin altında kaldı.
2009 yılındaki seçimlerde AP'ye 24 parlamenter gönderen PSOE, son seçimlerde yüzde 14'e düşünce parti lideri ve Genel Sekreter Alfredo Perez Rubalcaba, olağanüstü genel kurula gitme kararı aldıklarını açıkladı. Rubalcaba, basına yaptığı açıklamada, 19-20 Temmuz tarihlerinde PSOE olağanüstü genel kurulu yapılacağını, o zamana kadar partisinin başında kalmaya devam edeceğini ancak genel kurulda genel sekreterliğe bir kez daha aday olmayacağını söyledi.
"Yaptığım, seçimlerin kötü sonucunun sorumluluğunu üstlenmektir. Bu tamamen bana ait bir karardır" diyen Rubalcaba, "Vatandaşların güvenini tekrar elde etmeyi başaramadık. Siyaset yapma şeklini değiştirmek gerek" ifadesini kullandı.
Eski İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero'nun yerine 2011 yılı sonunda PSOE'nin başbakan adayı olarak seçilen ve Şubat 2012'de PSOE genel sekreterliği görevini Zapatero'dan teslim alan Rubalcaba, geçmişte Eğitim ve İçişleri Bakanı olmuş, ayrıca Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev yapmıştı. PSOE'nin son genel sekreterlik seçimlerinde Rubalcaba'nın karşısına aday olarak İspanya'nın ilk kadın Savunma Bakanı olan Carme Chacon çıkmış ancak kaybetmişti. Bir süredir aktif siyasetin gerisinde olan Chacon'un yeniden PSOE genel sekreterliğine aday olabileceği iddia ediliyor.
İktidardaki PP temkinli -
2009'da AP'ye 26 üye gönderen ancak bu seçimlerde üye sayısı 16'ya düşen, buna rağmen seçimlerden kazanan parti olarak çıkan iktidardaki PP tarafında ise sükunet hakim. Ekonomik krize ve uygulanan kemer sıkma politikalarına rağmen AP seçimlerinde İspanya'da birinci parti olarak çıkmayı başardıklarını savunan PP yönetiminde, liste başı aday Arias Canete, "Çok temkinli olmak gerek. Ben İspanyol siyasetindeki iki partili dönemin bittiği yaklaşımına bu kadar aceleci bakmamak gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Yeni siyasi hareket "Podemos" -
İspanya'da 2008'de başlayan ekonomik kriz sonrasında "Troyka'ya, kemer sıkma politikalarına ve bankalara" karşı ortaya çıkan halk hareketinin seçimler için oluşturduğu Podemos (Yapabiliriz) adlı siyasi hareketin AP'ye 5 parlamenter göndermeyi başarması ve İspanya'da dördüncü büyük siyasi güç haline gelmesi, en çok dikkat çeken konuların başında geldi.
Podemos'un AP seçimlerindeki liste başı adayı olan Profesör Pablo İglesias, "PP ve PSOE ilk defa yüzde 50'nin altında kaldı ama onları mağlup etmedikçe hedeflerimizi gerçekleştirmiş sayılmayız. Aslında bu seçimleri kaybettik. PP kazandı. Memnun olacak bir şey yok. Çünkü daha fazla işsiz, daha çok evini kaybeden olmaya devam edecek ve (Angela) Merkel vatandaşlara karşı önlemler almaya devam edecek. Bizi halkı savunduğumuz için suçlayabilirler ama Avrupa Merkez Bankası'nın önünde diz çöktüğümüz için suçlayamayacaklar" şeklinde konuştu.
İspanya'daki AP seçimleri sonrasında ayrıca, Katalonya'da bağımsızlığı savunan ayrılıkçı siyasi partilerin iki ve Bask bölgesinde ETA yanlısı siyaset yürüten Bildu koalisyonunun da bir parlamenterini AP'ye göndermesi, bu özerk yönetimlerde başarı olarak değerlendirildi.
İspanya'nın AP'de toplam 54 parlamenteri bulunuyor. - Madrid