Avrupa Konseyi Başsözcüsü: 'Türkiye, Avrupa Konseyinden ayrılmalı' diyen yok
Avrupa Konseyi Başsözcüsü Daniel Höltgen, Avrupa değerlerinden uzaklaştığı yönündeki tartışmalara ilişkin Türkiye'nin etkili bir devlet olarak Konseydeki çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, "Bugün Avrupa Konseyindeki hiç kimseden 'Türkiye, Avrupa Konseyinden ayrılmalı' diyen herhangi bir...
Avrupa Konseyi Başsözcüsü Daniel Höltgen, Avrupa değerlerinden uzaklaştığı yönündeki tartışmalara ilişkin Türkiye'nin etkili bir devlet olarak Konseydeki çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, "Bugün Avrupa Konseyindeki hiç kimseden ' Türkiye, Avrupa Konseyinden ayrılmalı' diyen herhangi bir ses yükselmiyor, duymadım." ifadesini kullandı.
Konseyin İletişim Direktörü Höltgen, Fransa Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu ile ortak düzenlenen basın ziyaretine katılan gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin, Avrupa Konseyinin kurucu üyeleri arasında yer aldığını hatırlatan Höltgen, "Türkiye, Avrupa Konseyinin gururlu, büyük ve etkili üyelerinden biridir." dedi.
Höltgen, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Avrupa Konseyinin gündeminde bugün başka bir savaşın bulunduğunu, öncelikleri arasında "Ukrayna'nın korunması"nın da geldiğini belirtti.
Avrupa Konseyinin en önemli başlıklarını "hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma hakkı, ifade ve toplanma özgürlüğü ile her türlü ayrımcılıkla mücadele" olarak belirten Höltgen, son dönemde ele aldıkları konulardan birinin de yapay zeka çağında kişilerin haklarının korunması olduğunu dile getirdi.
"Türkiye, Avrupa Konseyinden ayrılmalı' diyen yok"
Höltgen, "Türkiye'nin Avrupa değerlerinden ve AB'den uzaklaştığı" yönündeki yorumların ve Avrupa Konseyinden çıkarılması veya Konseyde oy hakkının askıya alınması tartışmalarının zaman zaman konuşulduğunun hatırlatılması üzerine, Avrupa Konseyi içinde Türkiye'ye yönelik herhangi bir yaptırım talebinin dillendirilmediğini belirtti.
Türkiye'nin Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden olduğuna, diğer yanda ise AB adaylık sürecinin uzun süredir devam ettiğine dikkati çeken Höltgen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AB adına konuşamam ancak Türkiye'ye adaylık statüsü verildiği döneme o zaman AB'de çalışan biri olarak tanık oldum. O zaman, Türkiye'ye İngiltere, Almanya ve hatta Yunanistan gibi ülkelerden destek vardı. Bugünün Türkiye Cumhurbaşkanı, o gün de (başbakan olarak) Türkiye'nin başındaydı. Avrupa Konseyine gelecek olursak, bugün Avrupa Konseyinden hiç kimseden 'Türkiye, Avrupa Konseyinden ayrılmalı' diyen herhangi bir ses yükselmiyor, duymadım."
Höltgen, sadece 2016'daki seçim kampanyaları sırasında idam cezasının getirilmesine yönelik taleplerin ifade edilmesi üzerine dönemin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın, "idam cezasının geri getirilmesi söz konusu olursa bunun, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin önüne geçeceğini" söylediğini hatırlattı.
Ancak bu konunun artık bahsinin geçmediğini dile getiren Höltgen, "Türkiye, etkili bir devlet olarak Avrupa Konseyinin içinde çalışmalarına devam ediyor. Biz de her üye ülke ile olduğu gibi Türkiye ile her alanda çalışmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Höltgen, İngiltere'nin düzensiz göçmenlerin Ruanda'ya sınır dışı edilmesine ilişkin çalışmalarına gösterilen tepkiyi de hatırlatarak, "Şu anda kendisinin Avrupa Konseyi üyeliğini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olmasını sorgulayan tek ülke var, o da İngiltere." dedi.
Avrupa Konseyinden çıkarılan tek devletin bulunduğunu kaydeden Höltgen, "Avrupa kıtasında birliği sağlamak üzere, Rusya'nın sürdürdüğü tahripkar savaş nedeniyle Konseyden çıkarılması söz konusu oldu. En büyük üye devlet, Konseyden çıkarıldı ancak başka bir seçenek yoktu. Konsey, örneğin yapay zeka gibi yeni sınamalar karşısında çalışmalarını sürdürüyor." diye konuştu.
Höltgen, Osman Kavala hakkındaki AİHM kararlarına ilişkin, Avrupa Konseyinden Türkiye'ye yönelik bir yaptırım hazırlığı olup olmadığı yönündeki soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Şu anda üye devletlerin arasında Türkiye'ye yönelik herhangi bir yaptırım başlatma arzusu görmüyorum. Diğer 45 üye devletin hiçbirinin açıkça somut yaptırım hazırlığını dile getirdiğini duymadım. Teorik olarak elbette yapılacak en üst yaptırım, Rusya'ya yapıldığı gibi üyelikten çıkarmaktır ancak böyle bir teklifin gündeme gelmesi halinde 3'te 2 çoğunlukla bu kararın alınması gerekiyor. Böyle bir yaptırım uygulamaya yönelik hiçbir siyasi arzu görmüyorum."
Höltgen, AİHM kararlarına uyup uymama inisiyatifinin üye devletlerde olduğunu, sadece Türkiye'nin değil diğer üye devletlerin de kararlara ilişkin benzer süreçlerden geçtiğini belirterek, Konsey üyesi devletlerin şu aşamada birbiri ardına çıkan krizlere, Ukrayna'daki savaşa, mağdurların korunmasına, yapay zeka ve çevre konularına odaklandığını vurguladı.
Ayrımcılıkla mücadeleye desteği için Türkiye'ye teşekkür
Höltgen, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'nin Anti-Semitizm, Müslüman Karşıtlığı, Diğer Dini Hoşgörüsüzlük Türleri ve Nefret Suçları Özel Temsilciliğini yürüttüğü dönemde gördüğü destek için Türkiye'ye teşekkür etti.
Avrupa Konseyinin nüfusunun büyük kısmı Müslüman olan üye devletlerinin de bulunduğunu vurgulayan Höltgen, şunları kaydetti:
"Görevim sırasında Türkiye'den gördüğüm destek için minnettarım. Ne yazık ki 'Müslüman karşıtı ırkçılık' diye bir gerçek var. Önümüzde Londra Belediye Başkanı Sadık Khan ve İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf gibi gururla Müslüman olarak yaşayan yönetici örnekler var. Herkes, ayrımcılığa uğramadan bunu yapabilmeli. Avrupa Konseyinin ayrımcılık alanındaki çalışmaları açısından, bir kez daha sunduğu katkı için Türkiye'ye teşekkür etmek istiyorum."