Avrupa'da Yasa Dışı Gelirin Çoğu Uyuşturucudan Elde Ediliyor"
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) Üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy, Avrupa'da yasa dışı gelirin çoğunun uyuşturucudan elde edildiğini belirterek, "Yılda 24 milyar avroluk bir gelir, sadece uyuşturucu madde kaçakçılığından elde ediliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) Üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy, Avrupa'da yasa dışı gelirin çoğunun uyuşturucudan elde edildiğini belirterek, "Yılda 24 milyar avroluk bir gelir, sadece uyuşturucu madde kaçakçılığından elde ediliyor. Nüfusun yüzde biri kadarı hemen her gün esrar kullanıyor." dedi.
Atasoy, INCB 2017 Raporu'nu, rektör yardımcısı olduğu Üsküdar Üniversitesi'nde basın mensuplarıyla paylaştı. INCB'nin 13 kişiden oluştuğunu ve yaklaşık 200 ülkenin uyuşturucuyla mücadelesini izleyerek raporladığını ifade eden Atasoy, kurulun ambargo ve yarı yargısal yetkilere sahip olduğunu söyledi.
Afganistan'ın uyuşturucu ticareti noktasında dikkat çekici bir ülke olduğunu dile getiren Atasoy, "Afganistan'da bu yıl geçtiğimiz yıla oranla yüzde 60'ın üzerinde büyük bir artışla haşhaş ekimi gerçekleşti ve beklenmedik ölçüde yine Afganistan'da eroin imalatı ortaya çıktı. Çünkü Afganistan'a uluslararası destek giderek azalıyor." değerlendirmesini yaptı.
"ABD'de 20 bin kişi doz aşımından öldü"
Kıtalara göre uyuşturucu analizlerini aktaran Atasoy, şöyle devam etti:
"Afrika kıtası madde kullanımının arttığı bir kıta. Özellikle esrar kullanımı ve kaçakçılığında artış var. Afrika, kokain pazarı için bir transit yer. Latin Amerika ülkelerinden Afrika ülkelerine, oradan da Avrupa'ya hatta Asya'ya doğru da kaçakçılık izleniyor. Ancak iyi olan bir şey tedavi merkezlerinde artış gözleniyor. Orta Amerika ve Karayipler'de kokain kaçakçılığı ile mücadele ediliyor. Ülkeler arasında iş birlikleri var, ancak orada da esrar kullanımında ciddi bir artış var. Kuzey Amerika'da ise ölümcül bir opioid krizinden söz ediyoruz. 2015'de ABD'de 20 bin kişi opioid doz aşımından öldüğü halde, 2016'da bu sayı 64 bine çıktı. Bu kriz durdurulamıyor. Sadece bu hafta içerisinde New York'ta 15 kişi opioid krizindeki doz aşımından öldü."
Atasoy, uyuşturucunun özellikle terör örgütlerinin başlıca gelir kaynakları arasında bulunduğunun altını çizerek, "Avrupa'da yasa dışı gelirin çoğu uyuşturucudan elde ediliyor. Yılda 24 milyar avroluk bir gelir, sadece uyuşturucu madde kaçakçılığından elde ediliyor. Nüfusun yüzde biri kadarı hemen her gün esrar kullanıyor. Güney Doğu Avrupa ülkelerinde amfetamin yakalamaları artıyor ve Balkan yolu yani Türkiye'nin de üzerinde bulunduğu bu ünlü yol, hala Doğu Avrupa'nın koridorunu oluşturuyor." ifadelerini kullandı.
Dünya genelinde yıllık 430-450 ton eroin üretimi yapıldığına ve bunun 340 tonunun bağımlılara ulaştığına dikkati çeken Atasoy, piyasaya sürülen eroinin yarısından azının yakalanabildiği söyledi.
"Uzun yıllar savaşan ordularda madde bağımlılığı görülüyor"
Atasoy, "Uzun yıllar savaşan orduların bir noktadan sonra askerleri arasında madde bağımlılığı görülmesi hep karşımıza çıkmış bir olay. Bunu Asya'nın değişik ülkelerinde, Vietnam'dan başlamak üzere yaşadık. Bunu Afrika'nın değişik ülkelerinde yaşıyoruz. Hiç kuşkusuz bizim askerimizin böyle bir tehlikeye karşı dirençli olduğunu kabul ediyoruz. Böyle bir şeye hiçbir zaman başvurmayacaklarını da kabul ediyoruz ama buna rağmen uzun yıllar zor şartlarda bulunan kişilerin ellerine geçtiği takdirde bu maddeleri kullanma ihtimalinin göz önünde olduğunu mutlaka bulundurmak zorundayız ve kendi askerimizi de çok yakın takip etmek zorundayız." diye konuştu.
Hamile kadınlar hangi maddeyi kullanırlarsa kullansın doğurdukları bebeklerin de bağımlı olduğunu kaydeden Atasoy, bu çocukların doğar doğmaz çok ciddi tedaviye muhtaç olduklarını ifade etti.
"Cezaevlerinde tedavi mücadelenin çok önemli bir ayağı"
Madde bağımlılığı tedavisinin önemine vurgu yapan Atasoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Madde bağımlılığı tedavisinin bir insan hakkı olmasının etkisinde, insanın sağlık hakkı olduğunun üzerinde duruyoruz. Ne yazık ki dünya genelinde ortalama sadece 6 bağımlıdan biri tedaviye erişebiliyor. Kimi ülkelerde bu çok daha az. Öte yandan, madde kullanıcıları her yerde damgalanıyor, toplum içerisinde dışlanıyor. Bu nedenle de çok ciddi sağlık sorunları ve ötesinde de ölümler gözleniyor. Cezaevlerinde tedavi mücadelenin çok önemli bir ayağı ama Türkiye'de hiç yapılmıyor. Halbuki ABD'de adamlar özellikle cezaevi içinde zorunlu tedavi yapıyor. Çünkü dışarıdayken ben tedavi olmak istemiyorum dediği zaman zorla bir adamı alıp götüremiyorsunuz ama cezaevi içinde bunu yapabiliyorsunuz."
Atasoy, internet aracılığıyla uyuşturucuya ulaşımda özel bir pazar oluşturulduğunu dile getirdi.
"Türkiye dünyada en az rehabilitasyon merkezi olan ülke"
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da uyuşturucu kullanımını önlemeye yönelik bilgiler verdi.
Türkiye'de yeterli sayıda rehabilitasyon merkezi bulunmadığını söyleyen Tarhan, "Tedavi ve rehabilitasyon zor ve zahmetli bir iş ama asıl önemli olan koruma önlemenin yapılmasıdır. Bağımlılıkla mücadelede önemli ayaklar var, birisi koruma. İnsanların madde kullanımı konusunda bilinçlenmesi, farkındalığın konuşması. O kişilerin madde kullanımına ihtiyaç hissetmemesi. Bu bağımlılıkla mücadele talep azaltma olarak geçiyor." ifadelerini kullandı.
Tarhan, "Türkiye dünyada en az rehabilitasyon merkezi olan, hatta hiç rehabilitasyon merkezi konusunda yatırımı olmayan bir ülke. Şu anda tedavi ettiğimiz kişiyi tekrar eski ortamına bırakıyoruz. AMATEM'ler şu anda kendi kendini tekrar eden kurumlar haline geldi." değerlendirmesinde bulundu.
Devletin yapamaması halinde bu konudaki çalışmaları özel sektöre yaptırabileceğini anlatan Tarhan, "Devlet bunu yapamıyorsa özel sektöre yaptırsın. Yoksa bağımlılıkla ilgili konularda 10 sene sonra yine aynı şeyleri konuşuyor olacağız ama bu sefer de kartopu gibi sorun büyüyor." şeklinde konuştu.