Avrupa'da Terör Örgütlerine Müdahale Edilmemesine Şaşırıyorum"
Avrupa Birliği'nin (AB) eski Genişlemeden Sorumlu Komiseri Gunter Verheugen, "PKK'nın Avrupa'da, Brüksel'de veya başka şehirlerde böyle rahat bir şekilde propaganda, gösteri yapabilmesi, afişlerini asabilmesi, posterlerini asabilmesi ve polisin bunu görmezden gelmesi, müdahale etmemesi inanın...
YÜCEL VELİOĞLU - Avrupa Birliği'nin (AB) eski Genişlemeden Sorumlu Komiseri Gunter Verheugen, " Pkk'nın Avrupa'da, Brüksel'de veya başka şehirlerde böyle rahat bir şekilde propaganda, gösteri yapabilmesi, afişlerini asabilmesi, posterlerini asabilmesi ve polisin bunu görmezden gelmesi, müdahale etmemesi inanın ki beni de şaşırtıyor." dedi.
Kartepe Zirvesi'ne katılan Verheugen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı Avrupa ülkelerinde PKK'ya karşı bakış açısının kendisinin de anlayamadığı konulardan olduğunu belirtti.
Verheugen, "PKK'nın Avrupa'da, Brüksel'de veya başka şehirlerde böyle rahat bir şekilde propaganda, gösteri yapabilmesi, afişlerini asabilmesi, posterlerini asabilmesi ve polisin bunu görmezden gelmesi, müdahale etmemesi inanın ki beni de şaşırtıyor. Terörizmle olan kavgada, savaşta benim inandığım husus şudur, terörizme hiçbir istisnanın olmayacağıdır. Terörizme karşı yapılan savaşta hiçbir istisnai durum olmadan her terörizm grubuna aynı muamele, aynı tavrın takınılmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupalı liderlerin, Türkiye'ye bakış açısının Avrupa'daki yansımalarına ilişkin de Verheugen, sağ tabanlı reaksiyonların, tepkilerin doğal olarak toplumu etkilediğini ifade etti.
Toplumdaki aşırı sağ eğilimin, halihazırda dile gelen bu aşırı sağ kanatlı, milliyetçi yaklaşımların yansımaları olduğuna işaret eden Verheugen, "Burada aslında birçok faktör var ama özellikle globalleşme bu bağlamda büyük bir değişime neden oluyor. Aynı zamanda bunu sadece Avrupa'da görmüyoruz, bunu Amerika'da da görebiliyoruz." dedi.
- Türkiye ve AB ilişkileri
Verheugen, Türkiye ve AB ilişkilerinde gelinen son noktaya ilişkin de şunları kaydetti:
"Şu anda zorlukların yaşandığını görebiliyoruz ve durumun belki de daha da kötüleşme ihtimali olabilir çünkü bunu Brexit örneğinden de görebiliyoruz. Brexitin herhangi bir fayda da getirmediğini de görebiliyoruz fakat uzun vadeli bir bakış açısı sergilemek gerekirse iyimser olduğumu söyleyebilirim. Bence eğer AB'nin geleceği hakkında konuşuyorsak ve AB'nin, birleşmiş bir AB altında durumunu değerlendiriyorsak bunun sonucunu tam olarak sadece Türkiye'nin AB'ye üye olması durumunda görebiliriz. İki durumdan söz edebiliriz. Durumlardan bir tanesi AB'nin Türkiye'yi belli bir süreç sonrasında mecbur kalıp da zorunlu olarak kabul etmesi. İkincisi durumu iyi analiz edip iyi anlayıp Türkiye'yi zorlanmadan bir an önce alıp daha iyi kararlar almak nezdinde olabilir. Umarım ikincisi olur. Türkiye Avrupa'ya ait ve bunu kimse değiştiremez. Bu nedenle Türkiye'nin ve AB'nin geleceği birbirine paralel ve birbirine endeksli bir durum."