Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Bağış Açıklaması
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde çıkan olaylara ilişkin, "Bayram ilan ettiğimiz bir günü bize karşı provokasyon çabası haline getiren istismarcı zihniyetin halkın derdi ile hiçbir"...
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen
Bağış, İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde çıkan olaylara ilişkin,
"Bayram ilan ettiğimiz bir günü bize karşı provokasyon çabası haline getiren
istismarcı zihniyetin halkın derdi ile hiçbir alakası olmadığı için, birtakım
tatsız olaylar yaşandı" dedi.
AK Parti Siyaset Akademisince Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen
"Deneyim ve Vizyon Paylaşımı" dersine katılan Bağış, AK Parti'nin en önemli
özelliğinin halkla iç içe bir parti olması olduğunu söyledi.
İstanbul'daki 1 Mayıs olaylarına değinen Bağış, 1 Mayıs'ı bayram ilan eden
partinin AK Parti olduğunu belirtti.
Bağış, "Onların iktidarlarında dahi 1 Mayıs'ı tatil ilan etmek, emek bayramı
olarak kutlamak hayallerinde bile yer almadı. Bayram ilan ettiğimiz bir günü bize
karşı provokasyon çabası haline getiren istismarcı zihniyetin halkın derdi ile
hiçbir alakası olmadığı için, birtakım tatsız olaylar yaşandı. Gönül isterdi ki 1
Mayıs'ta emekçiler aileleri ile doya doya tatil yapsınlar, piknik yapsınlar. Ama
bizim muhalefetin onlara layık gördüğü 30 metreden derin çukurların olduğu
inşattın devam ettiği Taksim Meydanı'nda emniyet güçleriyle çatışmaya sokmak
oldu. Müebbet muhalefete mahkum olmuş CHP'nin bir parça halkla ilgili derdi
olsaydı bugünü böyle istismar etmeye kalkmazdı" diye konuştu.
Egemen Bağış, İstanbul polisinin görevini hassasiyetle yaptığını dile
getirerek, İçişleri Bakanı Muammer Güler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu,
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve İstanbul'da görev yapan polislere
teşekkür etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'le geçen hafta Brüksel'e
gittiklerini anımsatan Bağış, Türkiye tarihinde ilk defa iki bakan ve sendika
temsilcilerinin "Sosyal Politikalar ve İstihdam" faslını açmak için Avrupa'da
olduklarını aktararak, devlet, millet birlikteliğini Avrupa'da gösterdiklerini
söyledi.
-"Rekabetin ayarını kaçırıyorlar"-
Tokyo Valisi ve Adaylık Komitesi Başkanı Naoki Inose'nin İstanbul hakkındaki
sözlerini değerlendiren Bağış, "Dost saydığımız bir ülkenin üst düzey bir
yetkilisi, kendisine yakışmayacak sözler kullandı. Sonra da hatası anladı ve özür
diledi. Malum Tokyo da İstanbul gibi 2020 Olimpiyatlarına aday. Bunlar bazen
rekabetin ayarını kaçırıyorlar ama bizim muhalefetin bilmediği bir şeyi Japonlar
biliyorlar, özür diliyorlar. Merak ediyorum, Türkiye'nin çakma Gandisi bugün
milletine yaşattığı rezaletten sonra çıkıp özür dileyecek mi? 'Somali'ye' deyip
Kenya'ya giden, hesap kitap yapmayı toptan unutan, kendi partisi içindeki
hiziplerin sayısını şaşıran bir Genel Başkanın özür dileme erdemini
göstereceğini, hiç zannetmiyorum" ifadelerini kullandı.
Bağış, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'la alakalı başka
sorunları olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Bir takım güç odakları ona 'kırmızı gül', 'sarı gül', 'yeşil gül' diye bir
türkü yuttururken, çok kötü bir dinamite bastırdılar. Adeta mayına bastı. Şimdi
adamı alıp aday yapsa koltuk elden gidecek, yapmasa kahraman yaratmış olacak. Ne
yapacağını şaşırmış durumda. Sayın Kılıçdaroğlu'nu kurtaracak formül, yine AK
Parti'den çıkacak. Gelsin bizzat kendisi yeniden İstanbul Büyükşehir Belediyesi
adaylığını koysun. Bizim adayımız kim olursa olsun biz yüzde 60'tan fazla oy
farkıyla yine belediyeyi alırız. Ama Kılıçdaroğlu en azından koltuğunu korur. En
azından 'filancayı neden partiye getirmedin?' sorusuna muhatap olmaz. İstanbul'u
alabilme ihtimali yok. Ama en azından İstanbul'un ilçelerinin adını öğrenir."
-"Çözüm süreci 3 Kasım 2002'de başlamıştır"-
Terörün Türkiye'nin en büyük sorunu olduğuna işaret eden Bağış, bu sorunun
40 bin cana ve 350 milyar dolara mal olduğunu bildirdi.
Bağış, şöyle devam etti:
"Bir tek canın yanması o bedelden çok daha fazladır. Çözüm süreci asla
pazarlık süreci değildir. Çözüm süreci, belli bir kesime yönelik bir süreç
değildir. Bu ülkede mağdur edilmeyen bir tek kesim kalmamıştı. Bu ülkede devletin
zulmünü yaşamamış tek bir kesim kalmamıştı. Farklı farklı dönemlerde, farklı
farklı şekillerde... 20 yıl evvel Cumhurbaşkanları etnik kökenlerini açıklamaktan
korkardı. Bugün devletin kanalı, 24 saat Kürtçe yayın yapıyor. Üniversitelerde
farklı dillerde enstitüler kurulup araştırma yapılabiliyor. Çözüm süreci 3 Kasım
2002'de başlamıştır. Türkiye'nin sorunlarını çözmeye kararlıyız. ya kardeşçe
yaşayacağız, ya kardeşçe yaşayacağız. Artık kalleşliğe prim yok."
Çözüm sürecinde bazı provokasyonlar olabileceğine de dikkati çeken Bakan
Bağış, Türkiye'de terörün bitmesinden rahatsız olan bir muhalefet olduğunu
söyledi.
Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ayran konusundaki sözlerine
değinerek, devletin vatandaşını korumakla yükümlü olduğunu ancak konunun
çarpıtıldığını vurguladı.
-"Başkanlık sistemi bu ülkeyi uçurur"-
Başkanlık sisteminin "dikta" rejimi gibi aktarıldığını ancak bunun doğru
olmadığını anlatan Bağış, "(AK Parti kendisi ve Recep Tayyip Erdoğan için
başkanlık sistemini istiyor) diyorlar. Külliyen yalandır. Amacımız istikrardır.
Bu ülke koalisyon dönemlerine dönmesin diye başkanlık sistemi istiyoruz. CHP,
Atatürk'ün bu ülkeyi nasıl yönettiğini incelerse, aslında Atatürk'ün Türkiye'yi
başkanlık sistemi ile yönettiğini görür. Eğer MHP, rahmetli Türkeş'in 'Dokuz
Işık' kitabını biraz karıştırsa Türkeş'in 'Türkiye için en doğru yönetim şekli,
başkanlık sistemi' yazdığını görür. Başkanlık sistemi, bu ülkeyi uçurur" şeklinde
konuştu.
Siyaset Akademisi öğrencilerinin sorularını da cevaplandıran Bakan Bağış,
partisi kendisine hangi görevi verirse kabul edeceğini dile getirdi. - ISTANBUL